|
- She told me about the evils of stealing.
- Bana hırsızlığın kötülüklerinden bahsetti.
- Tom has been accused of stealing.
- Tom hırsızlıkla suçlandı.
- It's stealing.
- Hırsızlık bu.
- She accused him and her of stealing.
- Onu ve onu hırsızlıkla suçladı.
- Are you accusing me of stealing?
- Beni hırsızlıkla mı suçluyorsun?
- He accused the man of stealing.
- Adamı hırsızlıkla suçladı.
- You can't accuse him of stealing unless you have proof.
- Kanıtınız olmadan onu hırsızlıkla suçlayamazsınız.
- She is guilty of stealing.
- Hırsızlıktan suçlu.
- He is guilty of stealing.
- Hırsızlıktan suçlu.
- Tom is guilty of stealing.
- Tom hırsızlıktan suçlu.
- Tom accused the employee of stealing.
- Tom çalışanı hırsızlıkla suçladı.
- He descended to stealing.
- Hırsızlığa kadar düştü.
- The sight of the money tempted him into stealing.
- Paranın görüntüsü onu hırsızlığa teşvik etti.
- Isn't that stealing?
- O hırsızlık değil mi?
- Tom accused Mary of stealing.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.
- He accused the employee of stealing.
- Çalışanı hırsızlıkla suçladı.
- Isn't that stealing?
- Bu hırsızlık değil mi?
Show More (14)
|