1 |
tag |
ebelemece |
n. |
|
- There were some children playing tag on the playground.
- Çocuk parkında ebelemece oynayan bazı çocuklar vardı.
- We used to play games like tag.
- Eskiden ebelemece gibi oyunlar oynardık.
- Let's play tag.
- Hadi ebelemece oynayalım.
- Tom and Mary are playing tag.
- Tom ve Mary ebelemece oynuyorlar.
- Do you want to play tag?
- Ebelemece oynamak ister misin?
- There are a bunch of kids playing tag on the playground.
- Oyun alanında ebelemece oynayan bir sürü çocuk var.
- I wanted to play tag with the other children, but they wouldn't let me.
- Diğer çocuklarla ebelemece oynamak istedim ama bana izin vermediler.
- I really didn't want to play tag with Tom and his friends.
- Tom ve arkadaşlarıyla ebelemece oynamak istemedim.
- There were some children playing tag on the playground.
- Oyun alanında ebelemece oynayan çocuklar vardı.
- Tom, Mary and John were playing tag on the playground.
- Tom, Mary ve John oyun alanında ebelemece oynuyorlardı.
Show More (7)
|
2 |
tag |
etiket |
n. |
|
- Provided that the holding number is on the tag, that is all that is needed.
- Holding numarasının etiket üzerinde olması şartıyla, gereken tek şey budur.
- Provided that the holding number is on the tag, that is all that is needed.
- Holding numarasının etiket üzerinde olması şartıyla gereken tek şey budur.
- A flash drive with, among other things, tracking software that can locate the tag.
- Diğer şeylerin yanı sıra, etiketin yerini bulabilecek bir izleme yazılımı olan bir flash bellek.
Show More (0)
|
3 |
tag |
etiket takmak |
v. |
|
- Were you wearing a name tag?
- İsim etiketi takıyor muydun?
- You aren't wearing your name tag.
- İsim etiketini takmıyorsun.
- Were you wearing a name tag?
- Bir isim etiketi takıyor muydun?
Show More (0)
|
4 |
tag |
etiketlemek |
v. |
|
- We want a global format that will allow people to tag their e-mail messages by sender and by subject.
- İnsanların e-posta mesajlarını gönderene ve konuya göre etiketleyebilmelerini sağlayacak küresel bir format istiyoruz.
- I will remove the labels tagging the above sentences.
- Yukarıdaki cümleleri etiketleyen etiketleri kaldıracağım.
Show More (-1)
|
5 |
tag |
kovalamaca |
n. |
|
- Do you want to tag along?
- Kovalamak istiyor musun?
- Do you want to play tag?
- Kovalamaca oynamak ister misin?
Show More (-1)
|
6 |
tag |
künye |
n. |
|
- Six months later those sheep return and some of them have lost their tags.
- Altı ay sonra bu koyunlar geri döndü ve bazılarının künyeleri kayboldu.
Show More (-2)
|
7 |
tag |
eklemek |
v. |
|
- At the same time, we shall tag a training programme for bank managers on to it.
- Aynı zamanda, banka yöneticileri için bir eğitim programını da buna ekleyeceğiz.
Show More (-2)
|
8 |
tag |
arkasına takılmak |
v. |
|
- Do you mind if I tag along?
- Arkana takılabilir miyim?
Show More (-2)
|
9 |
tag |
fiş |
n. |
|
- May I see your claim tags?
- Talep fişlerinizi görebilir miyim?
Show More (-2)
|