tracking - English Turkish Sentences
English Turkish
tracking iz n.
  • This of course applies equally to the tracking down of stolen nuclear material and its safe storage.
  • Bu elbette çalınan nükleer maddelerin izinin sürülmesi ve güvenli bir şekilde depolanması için de geçerlidir.
  • This of course applies equally to the tracking down of stolen nuclear material and its safe storage.
  • Bu durum elbette çalınan nükleer malzemenin izinin sürülmesi ve güvenli bir şekilde saklanması için de geçerlidir.
  • Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills.
  • Bir Aborjin olan Layla, ünlü iz sürme becerilerini kullandı.
Show More (0)
tracking takip n.
  • Gather impressive and simple reports with live data tracking and corporate analysis tools.
  • Canlı veri takibi ve kurumsal çözümleme araçlarıyla etkileyici ve basit raporlar toplayın.
  • Gather impressive and simple reports with live data tracking and corporate analysis tools.
  • Canlı veri takibi ve kurumsal analiz araçlarıyla etkileyici ve basit raporlar toplayın.
Show More (-1)
tracking izleme n.
  • A flash drive with, among other things, tracking software that can locate the tag.
  • Diğer şeylerin yanı sıra, etiketin yerini bulabilecek bir izleme yazılımı olan bir flash bellek.
Show More (-2)