twinkle - English Turkish Sentences
English Turkish
twinkle parıldamak v.
  • The sky is clear; the stars are twinkling.
  • Gökyüzü açık; yıldızlar parıldıyor.
  • The stars were twinkling in the sky.
  • Yıldızlar gökyüzünde parıldıyordu.
  • Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
  • Gezegenleri tanımak kolaydır çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
Show More (6)
twinkle parlamak v.
  • Tom's eyes twinkled.
  • Tom'un gözleri parladı.
  • Stars twinkled in the sky.
  • Yıldızlar gökyüzünde parlıyordu.
  • Why do stars twinkle?
  • Yıldızlar neden parlar?
Show More (2)
twinkle pırıltı n.
  • There was a happy twinkle in her eyes.
  • Gözlerinde mutlu bir pırıltı vardı.
  • There was a happy twinkle in her eyes.
  • Onun gözlerinde mutlu bir pırıltı vardı.
Show More (-1)