unclean - English Turkish Sentences
English Turkish
unclean kirli adj.
  • The unclean restroom had not been properly maintained.
  • Kirli tuvaletin bakımı doğru düzgün yapılmamıştı.
  • The roads are unclean.
  • Yollar kirli.
  • Jesus by allowing demons to enter a herd of pigs demonstrated the immutability of God's law on unclean animals.
  • İsa cinlerin bir domuz sürüsüne girmesine izin vererek, Tanrı'nın kirli kabul edilen hayvanlarla ilgili yasasının değişmezliğini göstermiştir.
Show More (1)
unclean cünüp adj.
  • Today I have been unclean.
  • Bugün cünüp oldum.
  • Whenever you have been unclean you have to perform a full ablution and be cleaned.
  • Cünüp olduğun zaman gusül abdesti alıp temizlenmelisin.
Show More (-1)
unclean günahkar adj.
  • The prophet warned his people against unclean practices.
  • Peygamber halkını günahkar uygulamalar hususunda ikaz etti.
Show More (-2)
unclean murdar adj.
  • Pork is considered unclean by some religious communities.
  • Bazı dini topluluklar, domuz etini murdar bir yiyecek olarak görüyor.
Show More (-2)