1 |
undergo |
geçirmek |
v. |
|
- We talk about the information to prospective clients undergoing this operation.
- Bu operasyonu geçiren müstakbel müşterilerin bilgilendirilmesinden bahsediyoruz.
- Layla had to undergo another heart surgery.
- Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
- He underwent a risky operation.
- O riskli bir ameliyat geçirdi.
- She had to undergo a difficult operation.
- O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
- Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
- Tom underwent an organ transplant surgery.
- Tom organ nakli ameliyatı geçirdi.
- He underwent a risky operation.
- Riskli bir ameliyat geçirdi.
- Layla had to undergo another heart surgery.
- Leyla başka bir kalp ameliyatı geçirmek zorundaydı.
- Her mother is going to undergo a major operation next week.
- Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.
- Layla had to undergo another heart surgery.
- Layla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
- Father is going to undergo an operation.
- Babam bir operasyon geçirecek.
- He underwent brain surgery.
- Beyin ameliyatı geçirdi.
- Her mother is going to undergo a major operation next week.
- Annesi önümüzdeki hafta büyük bir ameliyat geçirecek.
- She had to undergo a difficult operation.
- Zor bir ameliyat geçirmek zorunda kaldı.
- Algeria underwent a liberation war against the French.
- Cezayir, Fransızlara karşı bir özgürlük savaşı geçirdi.
- I underwent major surgery last year.
- Geçen yıl büyük bir ameliyat geçirdim.
- The surgeon persuaded me to undergo an organ transplant operation.
- Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
- Layla had to undergo another heart surgery.
- Layla'nın bir kalp ameliyatı daha geçirmesi gerekiyordu.
- Tom underwent plastic surgery and changed his identity to evade capture and start a new life.
- Tom yakalanmamak ve yeni bir hayata başlamak için estetik ameliyat geçirdi ve kimliğini değiştirdi.
Show More (16)
|
2 |
undergo |
görmek |
v. |
|
- The international monetary system is undergoing transformation, as is clear from your report.
- Raporunuzda da açıkça görüldüğü üzere uluslararası para sistemi bir dönüşüm geçirmektedir.
- Tom underwent hypnotherapy to help him give up smoking.
- Tom sigarayı bırakmak için hipnoterapi gördü.
- Sami underwent years of therapy.
- Sami yıllarca terapi gördü.
Show More (0)
|
3 |
undergo |
olmak |
v. |
|
- Tom underwent plastic surgery and changed his identity to evade capture and start a new life.
- Tom yakalanmaktan kurtulup yeni bir hayata başlamak için estetik ameliyat olup kimlik değiştirdi.
- John will undergo a cheek plastic surgery.
- John yanağından estetik ameliyat olacak.
Show More (-1)
|
4 |
undergo |
(tedavi) görmek |
v. |
|
- I have undergone medical treatment for my allergies.
- Alerjilerime yönelik olarak tıbbi tedavi gördüm.
Show More (-2)
|