Tureng - underneath - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	underneath	altında	adv.
	I found the key underneath the mat. Anahtarı paspasın altında buldum. I think the coat underneath that tree over there is Tom's. Sanırım o ağacın altındaki ceket Tom'un. Tom had dirt underneath his fingernails. Tom'un tırnaklarının altında kir vardı. I found the keys underneath the mat. Ben anahtarları paspasın altında buldum. There is water underneath the fridge. Buzdolabının altında su var. I think the coat underneath that tree over there is Tom's. Sanırım şuradaki ağacın altındaki palto Tom'a ait. I found the keys underneath the mat. Anahtarları paspasın altında buldum. I found a gift underneath my pillow. Yastığımın altında bir hediye buldum. This small car's gearbox is underneath the engine. Bu küçük arabanın vites kutusu motorun altında. This small car's gearbox is underneath the engine. Bu küçük otomobilin şanzımanı motorun altındadır. Show More (7)
2	underneath	alt	adv.
	It was hard to get the chains underneath her last night. Dün gece, zincirleri alttan dolaması zor oldu. It was hard to get the chains underneath her last night. Dün gece zincirleri alttan dolamak zor oldu. Underneath we wrote the names of the students in our class. Altına sınıfımızdaki öğrencilerin isimlerini yazdık. Sami lives underneath me. Sami benim altımda yaşıyor. Tom looked underneath the table. Tom masanın altına baktı. Tom sat down underneath a tree. Tom bir ağacın altına oturdu. The mouse ran underneath the bed. Fare yatağın altına kaçtı. Underneath we wrote the names of the students in our class. Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık. Show More (5)