|
- They are hungry and unemployed.
- Aç ve işsizler.
- At the same time, we in the union have a large number of unemployed people who we are unable to use.
- Aynı zamanda, sendika olarak kullanamadığımız çok sayıda işsiz insanımız var.
- One in 12 EU citizens is unemployed today.
- Günümüzde her 12 AB vatandaşından biri işsiz.
- This applies to the low-skilled and the long-term unemployed, but also to specialists.
- Bu, düşük vasıflılar ve uzun süreli işsizler için olduğu kadar uzmanlar için de geçerlidir.
- Without the input of community money, people who are old, sick or unemployed will not be able to exist.
- Topluluk parasının katkısı olmadan yaşlı, hasta ya da işsiz insanların var olması mümkün olmayacaktır.
- The fourth-generation agreement extended to all of Latin America will make millions more men and women unemployed.
- Tüm Latin Amerika'yı kapsayan dördüncü nesil anlaşma milyonlarca kadın ve erkeği daha işsiz bırakacaktır.
- When all is said and done, an increase in prosperity is conditional upon those who are unemployed obtaining jobs.
- Her şey söylendiğinde ve yapıldığında, refah artışı işsizlerin iş bulmasına bağlıdır.
- This applies to the low-skilled and the long-term unemployed, but also to specialists.
- Bu durum düşük vasıflılar ve uzun süreli işsizler için olduğu kadar uzmanlar için de geçerlidir.
- The intention is that we now incorporate unemployed fishermen into the tourism sector.
- Niyetimiz artık işsiz balıkçıları turizm sektörüne dahil etmektir.
- This continent still has too many people unemployed.
- Bu kıtada hala çok fazla işsiz insan var.
- He has highlighted that 50 million of those may be unemployed, 5 million of them in Germany.
- Kendisi, 5 milyonu Almanya'da olmak üzere 50 milyon kişinin işsiz kalabileceğinin altını çizdi.
- If we cannot market our products we will have more unemployed men and women.
- Eğer ürünlerimizi pazarlayamazsak daha fazla işsiz kadın ve erkeğe sahip olacağız.
- Without the input of community money, people who are old, sick or unemployed will not be able to exist.
- Toplumun parasal katkısı olmadan yaşlı, hasta ya da işsiz insanlar var olamazlar.
- We have millions of unemployed, money has been made available, and yet less than 40% of these funds is being spent.
- Milyonlarca işsizimiz var, para sağlandı ancak bu fonların %40'ından daha azı harcanıyor.
- The right of the long-term unemployed to choose their work is being limited.
- Uzun süreli işsizlerin işlerini seçme hakkı sınırlandırılıyor.
- In 1997 there were 17 million people unemployed in the European Union.
- 1997 yılında Avrupa Birliği'nde 17 milyon kişi işsizdi.
- In Europe, tens of millions of workers are wholly or partially unemployed.
- Avrupa'da on milyonlarca işçi tamamen ya da kısmen işsizdir.
- I became an unemployed drug addict all by myself.
- Kendi kendimi işsiz bir uyuşturucu bağımlısı yaptım.
- It looks like Tom is unemployed.
- Görünüşe göre Tom işsiz.
- There is a preferential price for unemployed people and the elderly.
- İşsizler ve yaşlılar için ayrıcalıklı bir fiyat var.
- Many young people in Spain are unemployed.
- İspanya'da birçok genç işsiz.
- Almost nobody is unemployed now.
- Şu anda neredeyse hiç kimse işsiz değil.
- Tom is an unemployed security guard.
- Tom işsiz bir güvenlik görevlisidir.
- Hundreds of unemployed men sleep there day and night.
- Orada gece ve gündüz yüzlerce işsiz adam uyur.
- They are unemployed.
- Onlar işsiz.
- How many unemployed are there in the world?
- Dünyada kaç işsiz var?
- They're unemployed.
- İşsizler.
- I think Tom is still unemployed.
- Bence Tom hâlâ işsiz.
- Almost nobody is unemployed now.
- Şimdi neredeyse hiç kimse işsiz değil.
- Millions of people were unemployed then.
- O zamanlar milyonlarca insan işsizdi.
- The number of unemployed college graduates amounts to more than 4000.
- İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 4000 den fazladır.
- In her address, she spoke of unemployed people.
- Konuşmasında işsiz insanlardan bahsetti.
- I think that Tom is still unemployed.
- Bence Tom hâlâ işsiz.
- I think Tom is unemployed.
- Sanırım Tom işsiz.
- Tom has been unemployed for a long time.
- Tom uzun süredir işsiz.
- We're all unemployed.
- Hepimiz işsiziz.
- Twelve million people are unemployed.
- On iki milyon insan işsizdir.
- Twelve million people are unemployed.
- On iki milyon insan işsiz.
- I'm not unemployed.
- İşsiz değilim.
- My cat is unemployed.
- Kedim işsiz kaldı.
- Tom is unemployed.
- Tom işsiz.
- Hundreds of unemployed men sleep there day and night.
- Yüzlerce işsiz adam gece gündüz orada uyuyor.
- Tom is still unemployed.
- Tom hâlâ işsiz.
- Tom said Mary was likely to be unemployed.
- Tom, Mary'nin işsiz olabileceğini söyledi.
- Millions of people in the United States are unemployed.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde milyonlarca insan işsizdir.
- I think that Tom is still unemployed.
- Bence Tom hala işsiz.
- My cat is unemployed.
- Kedim işsiz.
- I am also unemployed.
- Ben de işsizim.
- Millions of people in the United States are unemployed.
- Birleşik Devletler'de milyonlarca insan işsiz.
- Tom is still unemployed.
- Tom hala işsiz.
- Both Tom and Mary are unemployed.
- Tom ve Mary'nin ikisi de işsiz.
- Because of the protracted depression, many workers are unemployed.
- Uzun süren bunalım nedeniyle birçok işçi işsiz.
- Tom has been unemployed for a long time.
- Tom uzun zamandır işsiz.
- They're unemployed.
- Onlar işsizler.
- I'm unemployed and so I'm unable to save anything at all.
- İşsizim ve bu yüzden hiçbir şey biriktiremiyorum.
- I'm unemployed and so I'm unable to save anything at all.
- Ben işsizim ve bu yüzden hiçbir şey biriktiremiyorum.
- How many unemployed are there in the world?
- Dünyada kaç tane işsiz var?
- We're unemployed.
- Biz işsiziz.
- Tom is currently unemployed.
- Tom şu anda işsiz.
- Tom's wife is unemployed.
- Tom'un karısı işsiz.
- Tom said he's unemployed.
- Tom işsiz olduğunu söyledi.
- Tom has been unemployed for the past three months.
- Tom son üç aydır işsiz.
- I think Tom is still unemployed.
- Sanırım Tom hâlâ işsiz.
- Many young people in Spain are unemployed.
- İspanya'da birçok genç insan işsiz.
- Because of the protracted depression, many workers are unemployed.
- Uzun süren depresyondan dolayı birçok işçi işsiz.
- I'm not unemployed.
- Ben işsiz değilim.
- Tom has been unemployed for three months now.
- Tom şu anda üç aydır işsiz.
- Rather than working for a low salary, it is better for us to be unemployed.
- Düşük bir maaşla çalışmaktansa işsiz kalmak bizim için daha iyi.
- Both Tom and Mary are unemployed.
- Hem Tom hem de Mary işsiz.
- I'm unemployed.
- Ben işsizim.
- Actually, I'm currently unemployed.
- Aslında ben şu anda işsizim.
- Since I'm unemployed, I can't save up anything.
- İşsiz olduğum için hiçbir şey biriktiremiyorum.
- They are unemployed.
- İşsizler.
- I think Tom is unemployed.
- Bence Tom işsiz.
- In Gaza, there are a lot of unemployed civil engineers.
- Gazze'de bir sürü işsiz inşaat mühendisi var.
- In Gaza, there are a lot of unemployed civil engineers.
- Gazze'de çok sayıda işsiz inşaat mühendisi var.
- Tom said that Mary was probably still unemployed.
- Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ işsiz olduğunu söyledi.
- Tom has been unemployed for three months now.
- Tom üç aydır işsiz.
- I doubt that Tom is still unemployed.
- Tom'un hâlâ işsiz olduğundan şüpheliyim.
- Actually, I'm currently unemployed.
- Aslında, şu anda işsizim.
- It looks like Tom is unemployed.
- Tom işsiz gibi görünüyor.
- In her address, she spoke of unemployed people.
- Konuşmasında işsiz insanlardan söz etti.
- Tom has been unemployed for three months.
- Tom üç aydır işsiz.
- Now that Tom is unemployed, he has quite a bit of free time.
- Mademki Tom işsiz onun bir hayli boş zamanı var.
- Facebook helps us get through difficult times, such as when we are unemployed.
- Facebook, işsiz kaldığımız süre gibi zor dönemleri atlatmamıza yardımcı olur.
- The number of unemployed college graduates amounts to more than 4000.
- İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 4000'den fazladır.
Show More (83)
|
