1 |
unlawful |
hukuka aykırı |
adj. |
|
- That would be unacceptable and, I would venture to say, unlawful.
- Bu kabul edilemez ve hukuka aykırı olacaktır.
- The Commission has indicated that this taxation relief could amount to the unlawful granting of state aid.
- Komisyon, bu vergi indiriminin hukuka aykırı bir şekilde devlet yardımı verilmesi anlamına gelebileceğini belirtmiştir.
- In my opinion, the legislation is unlawful and should therefore be tested by the Court of Justice.
- Kanımca bu mevzuat hukuka aykırıdır ve bu nedenle Adalet Divanı tarafından incelenmelidir.
- In my opinion, the legislation is unlawful and should therefore be tested by the Court of Justice.
- Bana göre mevzuat hukuka aykırıdır ve bu nedenle Adalet Divanı tarafından test edilmelidir.
- Another issue is what we must do when state aid is declared unlawful.
- Bir diğer konu da devlet yardımının hukuka aykırı olduğu ilan edildiğinde ne yapmamız gerektiğidir.
- That would be unacceptable and, I would venture to say, unlawful.
- Bu kabul edilemez ve hatta bana kalırsa hukuka aykırı olurdu.
Show More (3)
|
2 |
unlawful |
hukuk dışı |
adj. |
|
- The Israeli violence is the violence of oppression and occupation, and is unlawful.
- İsrail'in uyguladığı şiddet baskı ve işgalin şiddetidir ve hukuk dışıdır.
- The collective defence of the EU in the constitution could also mean collective unlawful invasion.
- Anayasadaki AB'nin kolektif savunması, kolektif hukuk dışı işgal anlamına da gelebilir.
- Our efforts should be channelled into stopping an unlawful war.
- Çabalarımız hukuk dışı bir savaşı durdurmaya yönlendirilmelidir.
- The collective defence of the EU in the constitution could also mean collective unlawful invasion.
- Anayasa'daki AB'nin kolektif savunması, kolektif hukuk dışı işgal anlamına da gelebilir.
Show More (1)
|
3 |
unlawful |
hukuksuz |
adj. |
|
- The European Union must therefore very firmly reject any unlawful resumption of the trade in ivory.
- Bu nedenle Avrupa Birliği fildişi ticaretinin hukuksuz bir şekilde yeniden başlatılmasını kesin bir dille reddetmelidir.
- The unlawful killing of leaders is, of course, an empty exercise if these are simply replaced.
- Liderlerin hukuksuz bir şekilde öldürülmesi, eğer bunlar basitçe değiştirilirse, elbette boş bir uygulamadır.
Show More (-1)
|
4 |
unlawful |
yasalara aykırı |
adj. |
|
- Can it be that the promotion of minority languages by other Member States is unlawful in the EU?
- Azınlık dillerinin diğer Üye Devletler tarafından teşvik edilmesi AB'de yasalara aykırı olabilir mi?
Show More (-2)
|
5 |
unlawful |
yasadışı |
adj. |
|
- How do we ensure that unlawful state aid is paid back?
- Yasadışı devlet yardımlarının geri ödenmesini nasıl sağlayacağız?
Show More (-2)
|