|
- But he has a nice face, and very beautiful dark eyes.
- Ama güzel bir yüzü ve çok güzel kara gözleri var.
- But he has a nice face, and very beautiful dark eyes.
- Ama güzel bir yüzü ve çok güzel koyu renk gözleri var.
- Mahjong tiles are very beautiful.
- Mahjong taşları çok güzeldir.
- These pictures are really very beautiful.
- Bu resimler gerçekten çok güzel.
- Fadil and Layla lived in a very beautiful house in Cairo.
- Fadıl ve Leyla Kahire'de çok güzel bir evde yaşıyorlardı.
- Eagles and doves are very beautiful animals.
- Kartallar ve güvercinler çok güzel hayvanlardır.
- The beaches of the French Riviera are very beautiful.
- Fransız Rivierasının plajları çok güzeldir.
- The woman he married is very beautiful.
- Onun evlendiği kadın çok güzel.
- Alsace is a very beautiful province of France.
- Alsace Fransa'nın çok güzel bir ilidir.
- The flowers were very beautiful to look at.
- Çiçeklere bakmak çok güzeldi.
- You're a very beautiful woman.
- Sen çok güzel bir kadınsın.
- She had a very beautiful wife.
- Onun çok güzel bir karısı vardı.
- The coast of the French Riviera has very beautiful beaches.
- Fransız Rivierası'nın kıyıları çok güzel plajlara sahiptir.
- You look very beautiful.
- Çok güzel görünüyorsun.
- Their garden is full of very beautiful flowers all the year round.
- Bahçeleri tüm yıl boyunca çok güzel çiçeklerle dolu.
- You're still very beautiful.
- Hâlâ çok güzelsin.
- When my mother was young, she was very beautiful.
- Annem gençken çok güzelmiş.
- The scenery about here is very beautiful.
- Buraların manzarası çok güzel.
- Today is a very beautiful day.
- Bugün çok güzel bir gün.
- You're still very beautiful.
- Hala çok güzelsin.
- Seen from space, the earth is very beautiful.
- Uzaydan bakıldığında, dünya çok güzeldir.
- A very beautiful picture is hanging on the wall.
- Duvarda çok güzel bir resim asılı.
- You've become a very beautiful woman.
- Sen çok güzel bir kadın oldun.
- The woman is very beautiful.
- Bu kadın çok güzel.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
- Çok güzel ve dahası çok bilge.
- That girl is very beautiful.
- Bu kız çok güzel.
- The old church by the lake is very beautiful.
- Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.
- Those roses are very beautiful.
- Şu güller çok güzeldir.
- Those roses are very beautiful.
- O güller çok güzel.
- Sami owned a very beautiful house in Egypt.
- Sami'nin Mısır'da çok güzel bir evi vardı.
- Her voice sounds very beautiful.
- Onun sesi çok güzel geliyor.
- Your coat is very beautiful.
- Ceketin çok güzel.
- Mary is a very beautiful woman.
- Mary çok güzel bir kadın.
- The Avenue of the Champs Elysées is very beautiful and very elegant.
- Şanzelize Caddesi çok güzel ve çok şıktır.
- Italy is a very beautiful country.
- İtalya çok güzel bir ülke.
- The scenery about here is very beautiful.
- Buralarda manzara çok güzeldir.
- His sister is very beautiful.
- Onun kız kardeşi çok güzel.
- It was very beautiful.
- Çok güzeldi.
- This rose is very beautiful.
- Bu gül çok güzel.
- I caught a very beautiful butterfly.
- Ben çok güzel bir kelebek yakaladım.
- This is a very beautiful flower.
- Bu çok güzel bir çiçektir.
- Tom is married to a very beautiful woman.
- Tom çok güzel bir kadınla evlidir.
- That's a very beautiful painting.
- Bu çok güzel bir tablo.
- This flower is very beautiful.
- Bu çiçek çok güzel.
- Fadil and Layla lived in a very beautiful house in Cairo.
- Fadıl ve Leyla, Kahire'de çok güzel bir evde yaşıyorlardı.
- My girlfriend is very beautiful.
- Kız arkadaşım çok güzel.
- She is both rich and very beautiful.
- O hem zengin hem de çok güzel.
- It was a very beautiful flower.
- Çok güzel bir çiçekti.
- The song of this bird is very beautiful.
- Bu kuşun ötüşü çok güzel.
- They live in a very beautiful house.
- Çok güzel bir evde yaşıyorlar.
- Both sisters are very beautiful.
- İki kız kardeş de çok güzel.
- This flag is very beautiful.
- Bu bayrak çok güzel.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel bir gümüş elbise giydi.
- Mary is very beautiful, but she's not very smart.
- Mary çok güzel ama pek akıllı değil.
- He has a daughter who is very beautiful.
- Çok güzel bir kızı var.
- Australian women are very beautiful.
- Avustralyalı kadınlar çok güzeldir.
- The handsome prince fell in love with a very beautiful princess.
- Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık oldu.
- The flowers in the garden are very beautiful.
- Bahçedeki çiçekler çok güzeller.
- Boston is a very beautiful city.
- Boston çok güzel bir şehir.
- Your mother is very beautiful!
- Anneniz çok güzel!
- Thou art very beautiful.
- Sen çok güzelsin.
- It's very beautiful.
- Bu çok güzel.
- Tom and Mary live in a very beautiful house in Boston.
- Tom ve Mary Boston'da çok güzel bir evde yaşıyor.
- Tom is married to a very beautiful woman.
- Tom çok güzel bir kadınla evli.
- You'll have a very beautiful view of Boston from here.
- Buradan Boston'un çok güzel bir görünüme sahip olacaksın.
- You're very beautiful.
- Sen çok güzelsin.
- You look very beautiful today.
- Bugün çok güzel görünüyorsunuz.
- Your coat is very beautiful.
- Palton çok güzel.
- She was very beautiful when she was young.
- O, gençken çok güzeldi.
- The blue roses are very beautiful.
- Mavi güller çok güzel.
- The old church by the lake is very beautiful.
- Göl kenarındaki eski kilise çok güzel.
- She has a very beautiful laugh.
- Onun çok güzel bir gülüşü var.
- Niue is a very beautiful island country.
- Niue çok güzel bir ada ülkesidir.
- Your jewelry is very beautiful.
- Mücevherleriniz çok güzel.
- She is very beautiful.
- O çok güzel.
- Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful.
- O, makyaj yapmadığı zaman bile, o çok güzeldir.
- Elves are very beautiful.
- Elfler çok güzeldir.
- Her voice sounds very beautiful.
- Sesi çok güzel geliyor.
- He had a very beautiful wife.
- Onun çok güzel bir karısı vardı.
- My sister is a very beautiful girl.
- Kız kardeşim çok güzel bir kız.
- Mary was very beautiful when she was a teenager.
- Mary gençken çok güzeldi.
- The woman Tom married is very beautiful.
- Tom'un evlendiği kadın çok güzel.
- He played two very beautiful Chopin nocturnes on his birthday two years ago.
- İki yıl önceki doğum gününde çok güzel iki Chopin noktürn çalmıştı.
- Mary is very beautiful.
- Mary çok güzel.
- The tie is very beautiful.
- Kravat çok güzel.
- In autumn, the moon is very beautiful.
- Sonbaharda ay çok güzeldir.
- Tom and Mary live in a very beautiful house in Boston.
- Tom ve Mary Boston'da çok güzel bir evde yaşıyorlar.
- The river is very beautiful around here.
- Nehir buralarda çok güzel.
- Prague is very beautiful.
- Prag çok güzeldir.
- She's very beautiful.
- O çok güzel.
- Suzhou is very beautiful.
- Suzhou çok güzel.
- The song of nightingales is very beautiful.
- Bülbüllerin ötüşü çok güzel.
- You look very beautiful today.
- Bugün çok güzel görünüyorsun.
- He had a very beautiful wife.
- Çok güzel bir karısı vardı.
- The gardens are very beautiful in the spring,and we often go there.
- Bahçeler ilkbaharda çok güzeldir ve biz sık sık oraya gideriz.
- You'll have a very beautiful view of Boston from here.
- Buradan Boston'un çok güzel bir manzarasını göreceksiniz.
- He took some very beautiful pictures in Monaco.
- Monako'da çok güzel fotoğraflar çekmiş.
- Seen from space, the earth is very beautiful.
- Uzaydan bakınca, dünya çok güzeldir.
- The woman he married is very beautiful.
- Evlendiği kadın çok güzeldi.
- When my mother was young, she was very beautiful.
- Annem gençken çok güzeldi.
- Spanish is a very beautiful language.
- İspanyolca çok güzel bir dil.
- That girl is very beautiful.
- Şu kız çok güzel.
- Mary is a very beautiful girl.
- Mary çok güzel bir kız.
- The evening in Hawaii is very beautiful.
- Hawaii'de akşam çok güzeldir.
- That woman's very beautiful.
- O kadın çok güzel.
- In her youth, my mother was very beautiful.
- Annem gençliğinde çok güzeldi.
- The song of nightingales is very beautiful.
- Bülbüllerin şarkısı çok güzeldir.
- This house is a very beautiful one.
- Bu çok güzel bir ev.
- You look very beautiful tonight.
- Bu gece çok güzel görünüyorsun.
- Both sisters are very beautiful.
- Kız kardeşlerin ikisi de çok güzel.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
- Gökyüzünden bakıldığında ada çok güzeldi.
- It sounds very beautiful.
- Kulağa çok güzel geliyor.
- Chinese characters are very beautiful.
- Çince karakterler çok güzeldir.
- The forest is very beautiful in the fall.
- Sonbaharda orman çok güzeldir.
- The Avenue of the Champs Elysées is very beautiful and very elegant.
- Şanzelize Bulvarı çok güzel ve çok zarif.
- Mahjong tiles are very beautiful.
- Mahjong kiremitleri çok güzeldir.
- The coast of the French Riviera has very beautiful beaches.
- Fransız Rivierası kıyısının çok güzel plajları vardır.
- She was very beautiful when she was young.
- Gençken çok güzeldi.
- Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bir zamanlar çok güzel üç kızı olan bir kral ve kraliçe yaşarmış.
- The flowers in the garden are very beautiful.
- Bahçedeki çiçekler çok güzel.
- On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.
- Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
- The view from the hotel was very beautiful.
- Otelin manzarası çok güzeldi.
- Both of your daughters are very beautiful.
- Kızlarının ikisi de çok güzel.
- The city I grew up is very beautiful.
- Büyüdüğüm şehir çok güzeldir.
- The scenery at this mountain is very beautiful.
- Bu dağdaki manzara çok güzel.
- Ireland is a very beautiful country.
- İrlanda çok güzel bir ülke.
- This mountain scenery is very beautiful.
- Bu dağ manzarası çok güzeldir.
- Serbian is a very beautiful language.
- Sırpça çok güzel bir dil.
- The handsome prince fell in love with a very beautiful princess.
- Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık olmuş.
- The stars look very beautiful tonight.
- Bu gece yıldızlar çok güzel görünüyor.
- She's very beautiful.
- Çok güzeldir.
- Switzerland is a very beautiful country that is worth a visit.
- İsviçre görülmeye değer olan çok güzel bir ülkedir.
- She looked very beautiful in her new dress.
- Yeni elbisesi içinde çok güzel görünüyordu.
- Their garden is full of very beautiful flowers all the year round.
- Onların bahçesi tüm yıl boyunca çok güzel çiçeklerle dolu.
- Serbian is a very beautiful language.
- Sırpça çok güzel bir dildir.
- The beaches of the French Riviera are very beautiful.
- Fransız Rivierası'nın plajları çok güzeldir.
- Switzerland is a very beautiful country that is worth a visit.
- İsviçre görülmeye değer çok güzel bir ülke.
- The scenery at this mountain is very beautiful.
- Bu dağın manzarası çok güzel.
- Chinese characters are very beautiful.
- Çince karakterler çok güzel.
- The roses that you gave me are very beautiful.
- Bana verdiğin güller çok güzel.
- The Chinese ideographs are very beautiful.
- Çin ideografileri çok güzeldir.
- You've become a very beautiful woman.
- Çok güzel bir kadın olmuşsun.
- It was a very beautiful flower.
- O çok güzel bir çiçekti.
- Seen from the plane, the island looks very beautiful.
- Uçaktan bakıldığında, ada çok güzel görünüyor.
- You speak very beautiful French.
- Çok güzel Fransızca konuşuyorsun.
- That bridge is very beautiful.
- Bu köprü çok güzel.
- On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.
- Bu bina dışarıdan bakıldığında dikkat çekici değil ama içine bakarsanız çok güzel bir bahçesi olan bir avlusu var.
- The bride looked very beautiful.
- Gelin çok güzel görünüyordu.
- She has a very beautiful laugh.
- Çok güzel bir kahkahası var.
- Susie's mother is a very beautiful woman.
- Susie'nin annesi çok güzel bir kadın.
- The woman is very beautiful.
- Kadın çok güzel.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
- Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
- Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful.
- Makyaj yapmadığında bile çok güzel.
- That bridge is very beautiful.
- O köprü çok güzeldir.
- Boston is a very beautiful city.
- Boston çok güzel bir kenttir.
- Your eyes are very beautiful.
- Gözleriniz çok güzel.
- Even a cloudy sky can be very beautiful.
- Bulutlu bir gökyüzü bile çok güzel olabilir.
- Suzhou is very beautiful.
- Suzhou çok güzeldir.
- Yesterday I listened to a very beautiful song.
- Dün çok güzel bir şarkı dinledim.
- Cherry blossoms are very beautiful.
- Kiraz çiçekleri çok güzeldir.
- This is a very beautiful flower.
- Bu çok güzel bir çiçek.
- In autumn, the moon is very beautiful.
- Sonbaharda ay çok güzel.
- It's a little town, but very beautiful.
- Küçük bir kasaba ama çok güzel.
- The moon is very beautiful this evening.
- Ay bu akşam çok güzel.
- Mary is very beautiful, isn't she?
- Mary çok güzel, değil mi?
- She is rich, and what is better, very beautiful.
- Zengindi ve daha iyisi çok güzeldi.
- Mostar is a very beautiful city.
- Mostar çok güzel bir şehirdir.
- I have a very beautiful dog.
- Çok güzel bir köpeğim var.
- Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
- This mountain scenery is very beautiful.
- Bu dağ manzarası çok güzel.
- This house is a very beautiful one.
- Bu ev çok güzel bir ev.
- Jane is a very beautiful girl.
- Jane çok güzel bir kızdır.
- I caught a very beautiful butterfly.
- Çok güzel bir kelebek yakaladım.
- She's a very beautiful girl.
- O çok güzel bir kız.
- That flag is very beautiful.
- O bayrak çok güzel.
- The city I grew up is very beautiful.
- Büyüdüğüm şehir çok güzel.
- She looked very beautiful in her new dress.
- Yeni elbisesinin içinde çok güzel görünüyordu.
- His sister is very beautiful.
- Kız kardeşi çok güzel.
- Those flowers are very beautiful!
- Bu çiçekler çok güzel!
- The scenery around here is very beautiful.
- Buranın manzarası çok güzel.
- It's very beautiful.
- Çok güzel.
- Jolanta is a very beautiful teenager girl from Bronisław's university.
- Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
- Irish is a very beautiful language.
- İrlandaca çok güzel bir dil.
- That's a very beautiful dress.
- Bu çok güzel bir elbise.
- Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
- They live in a very beautiful house.
- Onlar çok güzel bir evde yaşarlar.
- Mary is a very beautiful and interesting woman.
- Mary çok güzel ve ilginç bir kadın.
- The forest is very beautiful in the fall.
- Orman sonbaharda çok güzeldir.
- That's a very beautiful picture.
- Bu çok güzel bir resim.
- The queen wore a very beautiful silver dress.
- Kraliçe çok güzel gümüş bir elbise giymişti.
- She had a very beautiful wife.
- Çok güzel bir karısı vardı.
- Jane is a very beautiful girl.
- Jane çok güzel bir kız.
- Irish is a very beautiful language.
- İrlandaca çok güzel bir dildir.
- Tom has a very beautiful daughter.
- Tom'un çok güzel bir kızı var.
- That language sounds very beautiful.
- O dil çok güzel geliyor.
- The stars look very beautiful tonight.
- Yıldızlar bu gece çok güzel görünüyor.
- Alsace is a very beautiful province of France.
- Alsace, Fransa'nın çok güzel bir vilayetidir.
- Mostar is a very beautiful city.
- Mostar çok güzel bir şehir.
- You really are very beautiful, you know.
- Gerçekten çok güzelsin, biliyorsun.
- You are very beautiful.
- Çok güzelsin.
- Takayama is very beautiful.
- Takayama çok güzel.
- Yesterday I listened to a very beautiful song.
- Dün ben çok güzel bir şarkı dinledim.
- It's a little town, but very beautiful.
- Küçük bir kent ama çok güzel.
- Thou art very beautiful.
- Çok güzelsin.
- She is both rich and very beautiful.
- Hem zengin hem de çok güzel.
- The scenery around here is very beautiful.
- Buradaki manzara çok güzel.
- That woman's very beautiful.
- Bu kadın çok güzel.
- When she was young, she was very beautiful.
- Gençken çok güzeldi.
- Those flowers are very beautiful!
- Şu çiçekler çok güzel!
- That's a very beautiful painting.
- Bu çok güzel bir resim.
- The cat is very beautiful.
- Kedi çok güzel.
- Jolanta is a very beautiful teenager girl from Bronisław's university.
- Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden çok güzel bir genç kız.
- Tom's friend is very beautiful, isn't she?
- Tom'un arkadaşı çok güzel, değil mi?
- To my surprise, he got married to a very beautiful actress.
- Çok güzel bir aktrisle evlenmesine şaşırdım.
- Mary is a very beautiful girl.
- Mary çok güzel bir kızdır.
- Your mother is very beautiful!
- Annen çok güzel!
- That language sounds very beautiful.
- Bu dil kulağa çok güzel geliyor.
- My sister is a very beautiful girl.
- Kız kardeşim çok güzel bir kızdır.
- You are a very beautiful butterfly.
- Sen çok güzel bir kelebeksin.
- That flag is very beautiful.
- Bu bayrak çok güzel.
- She is a very beautiful woman.
- O çok güzel bir kadın.
- Heather is a very beautiful girl.
- Heather çok güzel bir kız.
- Mary is very beautiful, but she's not very smart.
- Mary çok güzel, ama çok zeki değil.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
- O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
- When she was young, she was very beautiful.
- Gençken, o çok güzeldi.
- Tom has a daughter who's very beautiful.
- Tom'un çok güzel bir kızı var.
- French is a very beautiful language.
- Fransızca çok güzel bir dildir.
- Ireland is a very beautiful country.
- İrlanda çok güzel bir ülkedir.
- Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre çok güzel bir ülke ve görülmeye değer.
- She is rich, and what is better, very beautiful.
- Zengin ve daha da iyisi, çok güzel.
- Both of your daughters are very beautiful.
- Kızlarınızın ikisi de çok güzel.
- It was very beautiful.
- O, çok güzeldi.
Show More (229)
|