|
- Secondly, the difference between unemployment benefits and wages is too small.
- İkinci olarak, işsizlik yardımları ile ücretler arasındaki fark çok azdır.
- I think this is fair because it partly makes up for the lower wages women receive when they work.
- Bunun adil olduğunu düşünüyorum çünkü kadınların çalıştıklarında aldıkları daha düşük ücretleri kısmen telafi ediyor.
- What is the net effect on employment and wages?
- İstihdam ve ücretler üzerindeki net etkisi nedir?
- This applies to industrial relations, insurance rights, democratic liberties and wages.
- Bu durum endüstriyel ilişkiler, sigorta hakları, demokratik özgürlükler ve ücretler için de geçerlidir.
- They will get their workforce to do more work at lower wages.
- İşgücünün daha düşük ücretlerle daha fazla iş yapmasını sağlayacaklar.
- Crews are recruited where unemployment is high, and wages are low.
- İşsizliğin yüksek ve ücretlerin düşük olduğu yerlerde ekipler işe alınmaktadır.
- We know that wages in the developing countries are lower than here.
- Gelişmekte olan ülkelerdeki ücretlerin buradan daha düşük olduğunu biliyoruz.
- In this respect, we are concerned about recent trends in wages here and there.
- Bu bağlamda ücretlerde son dönemde görülen eğilimlerden endişe duyuyoruz.
- We know that wages in the developing countries are lower than here.
- Gelişmekte olan ülkelerdeki ücretlerin buradakinden daha düşük olduğunu biliyoruz.
- When prices increase, the value of wages decreases.
- Fiyatlar arttığında, ücretlerin değeri azalır.
- This applies to industrial relations, insurance rights, democratic liberties and wages.
- Bu endüstriyel ilişkiler, sigorta hakları, demokratik özgürlükler ve ücretler için geçerlidir.
- The wages of all employees were at once raised, and the hours shortened.
- Tüm çalışanların ücretleri hemen artırıldı ve çalışma saatleri kısaltıldı.
- We're on strike because the company hasn't improved our wages.
- Grevdeyiz çünkü şirket ücretlerimizi iyileştirmedi.
- We're on strike because the company hasn't improved our wages.
- Şirket, ücretlerimizi artırmadığı için grevdeyiz.
- A skilled mechanic earns decent wages.
- Yetenekli bir tamirci makul ücretler kazanır.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
- Gelecek yıl ücretler artacak, ancak artışın çoğu enflasyon nedeniyle kaybolacak.
- The workers receive their wages every Friday.
- İşçiler her Cuma ücretlerini alırlar.
- When the company refused to increase their wages, they walked out.
- Şirket ücretlerini artırmayı reddedince, işçiler işi bıraktı.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- They complained about their low wages.
- Düşük ücretlerinden şikayet ettiler.
- The growth of wages does not keep up with inflation.
- Ücretlerdeki artış enflasyona ayak uyduramıyor.
- The growth of wages does not keep up with inflation.
- Ücretlerin artışı enflasyonla uyuşmuyor.
- They complained about their low wages.
- Onlar düşük ücretleri hakkında şikayet ettiler.
- Their wages went up.
- Onların ücretleri yükseldi.
- He advanced me a week's wages.
- O bana bir haftalık ücreti avans verdi.
- According to statistics, men's wages are higher than women's.
- İstatistiklere göre erkeklerin ücretleri kadınlardan daha yüksek.
- When the company refused to increase their wages, they walked out.
- Şirket onların ücretlerini artırmayı reddedince, greve gittiler.
Show More (24)
|
|
- The wages of all employees were at once raised, and the hours shortened.
- Bütün çalışanların maaşına derhâl zam yapıldı ve çalışma saatleri azaltıldı.
- The workers receive their wages every Friday.
- İşçiler maaşlarını her Cuma alırlar.
- They said they were dissatisfied with their low wages.
- Düşük maaşlarından memnun olmadıklarını söylediler.
- My dad saves some of his wages every week.
- Babam her hafta maaşının bir kısmını biriktirir.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Müdür ona iki haftalık maaş avansı verdi.
- Their wages went up.
- Maaşları arttı.
- His employer deducted $50 from his wages.
- İşvereni maaşından 50 dolar kesmiş.
- The boss advanced me a week's wages.
- Patron bana bir haftalık maaş avansı verdi.
- I do not pay their wages.
- Maaşlarını ödemiyorum.
- I spent all my wages in one day.
- Ben bütün maaşımı bir günde harcadım.
- I try to save 10% of my wages each month.
- Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
- Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
- I try to save 10% of my wages each month.
- Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışıyorum.
- I spent all my wages in one day.
- Tüm maaşımı bir günde harcadım.
- In most countries, teachers do not receive high wages.
- Çoğu ülkede öğretmenler yüksek maaş almazlar.
- That young man deserves a raise in his wages.
- O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.
- His employer deducted $50 from his wages.
- İşvereni maaşlarından 50 dolar düştü.
Show More (14)
|