wardrobe - English Turkish Sentences
English Turkish
wardrobe gardırop n.
  • You need to plan your wardrobe for the trip.
  • Yolculuk için gardırobunu planlamalısın.
  • Sami didn't have clothes in his wardrobe.
  • Sami'nin gardırobunda kıyafet yoktu.
  • It's time to open the third wardrobe.
  • Üçüncü gardırobu açma vakti geldi.
Show More (12)
wardrobe dolap n.
  • The keys are in the wardrobe.
  • Anahtarlar dolaptadır.
  • Mary has a walk-in wardrobe.
  • Mary'nin gömme dolabı var.
  • A woman's wardrobe isn't complete without a little black dress.
  • Küçük siyah bir elbise olmadan bir kadının dolabı tam değildir.
Show More (0)
wardrobe elbise dolabı n.
  • I need a new wardrobe.
  • Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.
  • She selected a blue dress from the wardrobe.
  • Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.
Show More (-1)