wasted - English Turkish Sentences
English Turkish
wasted boşa harcanmış adj.
  • We should not allow the Community patent to pass as a wasted opportunity.
  • Topluluk patentinin boşa harcanmış bir fırsat olarak geçip gitmesine izin vermemeliyiz.
  • We need to train and retain scientists; women scientists in particular are a wasted resource.
  • Bilim insanlarını eğitmemiz ve elimizde tutmamız gerekiyor; özellikle kadın bilim insanları boşa harcanan bir kaynaktır.
  • On the other hand, we have the scrappy arrangements on a Thursday afternoon, when time is wasted.
  • Öte yandan zamanın boşa harcandığı bir perşembe öğleden sonrası için derme çatma düzenlemelerimiz var.
Show More (9)
wasted israf edilmiş adj.
  • The resources used were wasted and poor countries were not helped.
  • Kullanılan kaynaklar israf edilmiş ve yoksul ülkelere yardım edilmemiştir.
  • Tom seems pretty wasted already.
  • Tom zaten oldukça israf edilmiş görünüyor.
Show More (-1)
wasted tükenmiş adj.
  • Tom was totally wasted.
  • Tom tamamen tükenmişti.
  • I was totally wasted.
  • Bütünüyle tükenmiştim.
Show More (-1)
wasted harcanmış adj.
  • You can't get back the wasted time.
  • Harcanmış zamanı geri alamazsın.
  • You look wasted.
  • Harcanmış görünüyorsun.
Show More (-1)