way of life - English Turkish Sentences
English Turkish
way of life yaşam tarzı n.
  • They expect the European Union to herald a European way of life.
  • Avrupa Birliği'nin Avrupalı bir yaşam tarzını müjdelemesini bekliyorlar.
  • It is about their way of life, the only one possible in many areas.
  • Bu onların yaşam tarzlarıyla ilgili, pek çok alanda mümkün olan tek şey.
  • It is obviously in the immigrants' interest to adjust to our way of life and our values.
  • Yaşam tarzımıza ve değerlerimize uyum sağlamanın göçmenlerin yararına olduğu açıktır.
Show More (10)
way of life yaşam biçimi n.
  • We are discussing people's livelihoods, their way of life, indeed their very existence.
  • İnsanların geçim kaynaklarını, yaşam biçimlerini, hatta varlıklarını tartışıyoruz.
  • We must therefore adopt initiatives to help the people of Madagascar to rediscover a dignified way of life.
  • Bu nedenle Madagaskar halkının onurlu bir yaşam biçimini yeniden keşfetmesine yardımcı olacak girişimlerde bulunmalıyız.
  • Their aim is to control information and dictate an ideology, a way of life and consumer habits.
  • Amaçları bilgiyi kontrol etmek ve bir ideolojiyi, bir yaşam biçimini ve tüketim alışkanlıklarını dikte etmektir.
Show More (6)