|
- She was mainly influenced by Émile Zola, a French naturalist writer.
- Esas olarak Fransız doğa bilimci yazar Émile Zola'dan etkilenmiştir.
- She was mainly influenced by Émile Zola, a French naturalist writer.
- Esas olarak Fransız doğa bilimci yazar Émile Zola'dan etkilendi.
- A writer, who's an army veteran, goes back home with an unfinished novel.
- Eski bir asker olan yazar, elinde yarım kalmış bir romanla evine döner.
- A writer, who's an army veteran, goes back home with an unfinished novel.
- Ordu gazisi bir yazar, bitmemiş bir romanla evine dönüyor.
- The writer George Orwell was watched for about twelve years by the British police.
- Yazar George Orwell, İngiliz polisi tarafından yaklaşık on iki yıl boyunca izlendi.
- Dickens was a very prolific writer.
- Dickens çok üretken bir yazardı.
- This writer spent several years in the field with the troops.
- Bu yazar birkaç yılını sahada askerlerle geçirdi.
- She's a talented writer.
- Kız yetenekli bir yazar.
- You're a great writer.
- Sen harika bir yazarsın.
- Tom is a talented writer.
- Tom yetenekli bir yazar.
- He is a very imaginative writer.
- O çok yaratıcı bir yazar.
- In his time, he was an anonymous writer.
- Onun zamanında, o isimsiz bir yazardı.
- I'm not that good a writer.
- Ben o kadar iyi bir yazar değilim.
- I can't figure out what the writer is trying to say.
- Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
- The writer drank wine.
- Yazar şarap içti.
- We met a writer.
- Bir yazar ile tanıştık.
- Can you make sense of what the writer is saying?
- Yazarın söylediklerine anlam verebiliyor musun?
- He is a teacher rather than a writer.
- Bir yazardan ziyade bir öğretmendir.
- I see you as a great writer.
- Seni büyük bir yazar olarak görüyorum.
- Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
- Gulliver'in Gezileri, ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
- He wasn't recognized as a great writer until after his death.
- O, ölümünden sonrasına kadar büyük bir yazar olarak tanınmadı.
- The writer is deep in thought.
- Yazar derin düşüncelere dalmış.
- Tom is both a doctor and a writer.
- Tom hem bir doktor hem de bir yazardır.
- A good writer can reshape and improve his text many times.
- İyi bir yazar metnini birçok kez yeniden şekillendirebilir ve geliştirebilir.
- Sami is a crime writer.
- Sami bir suç yazarı.
- He is a teacher rather than a writer.
- Yazardan çok bir öğretmendir.
- She's a talented writer.
- O yetenekli bir yazar.
- The writer is very popular because he expresses himself well.
- Yazar çok popüler çünkü kendini iyi ifade ediyor.
- Besides being a surgeon, he was a famous writer.
- Cerrah olmasının yanı sıra ünlü bir yazardı.
- The poor talker sometimes surprises us by being a good writer.
- Kötü bir konuşmacı bazen iyi bir yazar olarak bizi şaşırtır.
- Tom Jackson is my favorite writer.
- Tom Jackson en sevdiğim yazar.
- This novel was written by a famous American writer.
- Bu roman ünlü bir Amerikalı yazar tarafından yazıldı.
- He wasn't recognized as a great writer until after his death.
- Ölümünden sonraya kadar büyük bir yazar olarak tanınmadı.
- Tom is a comic book writer.
- Tom bir çizgi roman yazarıdır.
- I'm not much of a writer.
- İyi bir yazar değilim.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
- Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
- Tom is an established writer.
- Tom tanınmış bir yazardır.
- Sara is a historical fiction writer.
- Sara, tarihi roman yazarıdır.
- The truth is, I want to be a writer.
- Gerçek şu ki, ben bir yazar olmak istiyorum.
- The man you see over there is a famous writer.
- Orada gördüğün adam ünlü bir yazardır.
- Victor Hugo is a very famous French writer.
- Victor Hugo çok ünlü bir Fransız yazardır.
- The man you see over there is a famous writer.
- Orada gördüğün adam ünlü bir yazar.
- Who's your favorite writer?
- En sevdiğin yazar kim?
- Tom is a staff writer.
- Tom kadrolu bir yazardır.
- Jane Austen was a British writer.
- Jane Austen bir İngiliz yazardı.
- Every great writer seems to have been interested in English.
- Her büyük yazar İngilizce ile ilgileniyor gibi görünüyor.
- Tom isn't a good writer.
- Tom, iyi bir yazar değil.
- I see you as a great writer.
- Seni harika bir yazar olarak görüyorum.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
- Günün en büyük yazarı olarak kabul ediliyordu.
- I'm not much of a writer.
- Ben çok iyi bir yazar değilim.
- He is both a doctor and a writer.
- O hem doktor hem de bir yazar.
- He doesn't think that the writer is great.
- O, yazarın harika olduğunu düşünmüyor.
- He was a poet and writer.
- Şair ve yazardı.
- The writer is working on a new book.
- Yazar yeni bir kitap üzerinde çalışıyor.
- Tom is an accomplished writer.
- Tom da başarılı bir yazar.
- He is a writer rather than a scholar.
- O bir bilim adamından çok bir yazardır.
- My favorite modern writer is Tom Jackson.
- En sevdiğim modern yazar Tom Jackson'dır.
- Every successful writer has a drawer full of rejection letters.
- Her başarılı yazarın bir çekmece dolusu ret mektubu vardır.
- Tom is a writer living in Boston.
- Tom, Boston'da yaşayan bir yazardır.
- The writer is bringing out a new book next month.
- Yazar, önümüzdeki ay yeni bir kitap yayınlayacak.
- He is a very imaginative writer.
- O, çok yaratıcı bir yazardır.
- Tom makes a living as a writer.
- Tom yazar olarak geçimini sağlıyor.
- In addition to being a doctor, he is a writer.
- Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
- Tom isn't a good writer.
- Tom iyi bir yazar değil.
- In addition to being a doctor, he is a writer.
- Doktor olmanın yanı sıra bir yazardır.
- Tom is a talented writer.
- Tom yetenekli bir yazardır.
- Are you an aspiring writer?
- Hevesli bir yazar mısınız?
- We met a writer.
- Bir yazarla tanıştık.
- He's not such a great writer and I think he knows it.
- O kadar iyi bir yazar değil ve bence bunu biliyor.
- Let me introduce a promising young writer to you.
- Seni gelecek vadeden genç bir yazarla tanıştırayım.
- Every writer, in order to write clearly, must put himself in his reader's shoes.
- Her yazar açıkça yazmak için kendini okuyucunun yerine koymalı.
- Mary is an accomplished writer.
- Mary başarılı bir yazar.
- She is a short story writer.
- O bir kısa öykü yazarı.
- Tom Jackson is my favorite writer.
- Tom Jackson en sevdiğim yazardır.
- He works as a doctor and a writer at the same time.
- O aynı zamanda bir doktor ve bir yazar olarak çalışır.
- Tom is a very imaginative writer.
- Tom çok yaratıcı bir yazar.
- Allan Kardec is my favorite writer.
- Allan Kardec en sevdiğim yazardır.
- Jane Austen was a British writer.
- Jane Austen İngiliz bir yazardı.
- He looks like a sportsman, but he is a writer.
- O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
- Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- This novel was written by a famous American writer.
- Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.
- He was a poet and writer.
- O bir şair ve yazardı.
- Tom is an incredible writer.
- Tom inanılmaz bir yazar.
- Mary is an accomplished writer.
- Mary başarılı bir yazardır.
- My favorite modern writer is Tom Jackson.
- En sevdiğim modern yazar Tom Jackson.
- Can you call the writer?
- Yazarı arayabilir misin?
- Graham Greene is my favourite writer.
- Graham Greene en sevdiğim yazardır.
- Tom is both a doctor and a writer.
- Tom hem doktor hem de yazar.
- He is both a doctor and a writer.
- Hem doktor hem de yazar.
- Tom is a very imaginative writer.
- Tom çok hayalperest bir yazar.
- Let me introduce a promising young writer to you.
- Size gelecek vaat eden genç bir yazarı takdim edeyim.
- The way he spoke attracted the attention of a famous writer.
- Konuşma tarzı ünlü bir yazarın dikkatini çekti.
- Tom is a writer.
- Tom bir yazar.
- Tom is a writer living in Boston.
- Tom Boston'da yaşayan bir yazar.
- I've read Zola's body of work, he's my favorite writer.
- Ben Zola'nın eserlerinin tümünü okudum, o benim en sevdiğim yazardır.
- He makes a living as a writer.
- Geçimini yazar olarak sağlıyor.
- He is a writer.
- O bir yazar.
- Tom wanted to be a writer.
- Tom bir yazar olmak istiyordu.
- I think he's a great writer.
- Bence o harika bir yazar.
- You're an excellent writer.
- Sen mükemmel bir yazarsın.
- Can you make sense of what the writer is saying?
- Yazarın ne dediğini anlayabiliyor musun?
- Mary is an aspiring writer.
- Mary de hevesli bir yazar.
- He looks like a sportsman, but he is a writer.
- Sporcu gibi görünüyor ama o bir yazar.
- Luis Leal was a Mexican-American writer.
- Luis Leal, Meksikalı-Amerikalı bir yazardı.
- Tom is a writer.
- Tom bir yazardır.
- He is a good writer.
- O iyi bir yazar.
- He's a world-famous writer.
- O dünyaca ünlü bir yazar.
- In his time, he was an anonymous writer.
- Onun zamanında, isimsiz bir yazardı.
- The book's weak-point is that it lacks credibility when a married writer recommends remaining unmarried.
- Kitabın zayıf noktası, evli bir yazarın bekar kalmayı önermesinin inandırıcılığının olmaması.
- Tom is a historical fiction writer.
- Tom bir tarihi roman yazarıdır.
- This novel was written by an American writer.
- Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.
- The writer is well known to us.
- Yazar bizim tarafımızdan iyi tanınıyor.
- I think he's a great writer.
- Sanırım o büyük bir yazar.
- Who's your favorite writer?
- En sevdiğin yazar kimdir?
- Every great writer seems to have been interested in English.
- Her büyük yazar İngilizce ile ilgilenmiş gibi görünüyor.
- He is a writer and a statesman.
- Yazar ve devlet adamıdır.
- Tom makes a living as a writer.
- Tom hayatını yazar olarak kazanıyor.
- Tom wanted to be a writer.
- Tom yazar olmak istiyordu.
- The writer is working on his new book.
- Yazar yeni kitabı üzerinde çalışıyor.
- The writer is very good at a dialog.
- Yazar çok iyi diyalog kuruyor.
- The way he spoke attracted the attention of a famous writer.
- Onun konuşma şekli ünlü bir yazarın dikkatini çekti.
- Who's your favorite song writer?
- En sevdiğiniz şarkı yazarı kim?
- You're a talented writer.
- Yetenekli bir yazarsın.
- He's a talented writer.
- O yetenekli bir yazar.
- Tom is an aspiring writer.
- Tom hevesli bir yazar.
- Mother has a good opinion of the writer.
- Annemin yazar hakkında iyi bir fikri var.
- Mary wanted to be a writer.
- Mary yazar olmak istiyordu.
- The writer is very popular because he expresses himself well.
- O yazar çok popülerdir. Çünkü kendini iyi ifade ediyor.
- Mary is an aspiring writer.
- Mary hevesli bir yazar.
- Tom is a good writer.
- Tom iyi bir yazar.
- Tom is a comic book writer.
- Tom bir çizgi roman yazarı.
- I've read Zola's body of work, he's my favorite writer.
- Zola'nın tüm eserlerini okudum, en sevdiğim yazardır.
- I didn't understand what the writer was trying to say.
- Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlamadım.
- I always wanted to be a writer.
- Ben hep bir yazar olmak istedim.
- Tom is a speech writer.
- Tom bir konuşma yazarı.
- The writer is very good at a dialog.
- Yazar, iletişimde çok iyi.
- I wanted to be a writer.
- Yazar olmak istiyordum.
- He is a writer rather than a scholar.
- O bir akademisyenden ziyade bir yazar.
- A good writer can reshape and improve his text many times.
- İyi bir yazar metnini pek çok defa yeniden şekillendirip geliştirebilir.
- The writer has an excellent style.
- Yazarın mükemmel bir tarzı var.
- Tom is a great writer.
- Tom harika bir yazar.
- He's a talented writer.
- O, kabiliyetli bir yazar.
- He's a writer, too.
- O da bir yazar.
- A bad writer's prose is full of hackneyed phrases.
- Kötü bir yazarın düzyazısı basmakalıp ifadelerle doludur.
- Tom is a speech writer.
- Tom bir konuşma yazarıdır.
- Tom is an accomplished writer.
- Tom başarılı bir yazar.
- This sentence states exactly how the writer feels.
- Bu cümle yazarın tam olarak nasıl hissettiğini ifade ediyor.
- She became famous as a mystery writer.
- Esrarengiz bir yazar olarak ünlendi.
- The writer is writing.
- Yazar yazıyor.
- You're a talented writer.
- Sen yetenekli bir yazarsın.
- Graham Greene is my favorite writer.
- Graham Greene en sevdiğim yazardır.
- He was the most famous writer of his day.
- Zamanının en ünlü yazarıydı.
- Tom is an aspiring writer.
- Tom, hevesli bir yazar.
- Sami is a crime writer.
- Sami bir suç yazarıdır.
- I see you as a great writer.
- Sizi büyük bir yazar olarak görüyorum.
- This novel was written by an American writer.
- Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazılmıştır.
- Besides being a surgeon, he was a famous writer.
- Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
- He works as a doctor and a writer at the same time.
- Aynı anda hem doktor hem de yazar olarak çalışıyor.
- A writer is somebody for whom writing is more difficult than it is for other people.
- Yazar, yazmasının diğer insanlara göre daha zor olduğu kişidir.
- I always wanted to be a writer.
- Hep yazar olmak istemişimdir.
- He's a world-famous writer.
- O, dünyaca ünlü bir yazar.
- He is a writer and a statesman.
- O bir yazar ve devlet adamıdır.
- This writer is Russian.
- Bu yazar Rus.
- This adaptation by a popular writer has given a new life to this classic.
- Popüler bir yazar tarafından yapılan bu uyarlama, bu klasiğe yeni bir hayat verdi.
- The young writer won unparalleled success.
- Genç yazar benzersiz bir başarı kazandı.
- The writer's latest novel is well worth reading.
- Yazarın son romanı okumaya değer.
- Tom is an established writer.
- Tom kabul görmüş bir yazardır.
- Allan Kardec is my favorite writer.
- Allan Kardec benim en sevdiğim yazardır.
- He doesn't think that the writer is great.
- Yazarın harika olduğunu düşünmüyor.
- The writer is well known to us.
- Yazarı iyi tanıyoruz.
- Who's your favorite science fiction writer?
- En sevdiğiniz bilim kurgu yazarı kim?
- Tom is a world-famous writer.
- Tom dünyaca ünlü bir yazar.
- Milan Kundera is my favourite writer.
- Milan Kundera en sevdiğim yazardır.
- She is a good writer.
- O iyi bir yazar.
- You're a terrific writer.
- Sen müthiş bir yazarsın.
- You're the writer.
- Sen yazarsın.
- Every writer, in order to write clearly, must put himself in his reader's shoes.
- Her yazar, açık bir şekilde yazabilmek için kendisini okuyucusunun yerine koymalıdır.
- Milan Kundera is my favourite writer.
- Milan Kundera benim favori yazarımdır.
- He makes a living as a writer.
- Hayatını yazar olarak kazanıyor.
- The writer is bringing out a new book next month.
- Yazar önümüzdeki ay yeni bir kitap çıkaracak.
- She became famous as a mystery writer.
- O, gizemli bir yazar olarak ünlü oldu.
- Shakespeare is the name of a writer.
- Shakespeare bir yazarın adıdır.
Show More (179)
|