çalar - Turkish English Dictionary

çalar

Meanings of "çalar" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
çalar player n.
Tom is a high school history teacher and a part-time harmonica player in a blues band.
Tom lisede tarih öğretmeni ve bir blues grubunda yarı zamanlı mızıka çalıyor.

More Sentences

Meanings of "çalar" with other terms in English Turkish Dictionary : 57 result(s)

Turkish English
General
çalar saatin çalması go off n.
Yesterday the alarm clock didn't go off and Kurt didn't wake up.
Dün çalar saat çalmadı ve Kurt uyanmadı.

More Sentences
çalar saat alarm clock n.
My alarm clock's ticking is too loud.
Benim çalar saatim çok gürültülü ses çıkarıyor.

More Sentences
müzik çalar music player n.
Tom plugged his music player into his computer.
Tom müzik çalarını bilgisayarına taktı.

More Sentences
mp3 çalar mp3 player n.
Do you have an MP3 player?
MP3 çalarınız var mı?

More Sentences
Computer
cd çalar cd player n.
From the buyer's point of view, the prices of these CD players are too high.
Alıcıların bakış açısına göre, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.

More Sentences
çalar saat alarm clock n.
You've got to set the alarm clock before you go to bed.
Yatmadan önce çalar saati kurmalısın.

More Sentences
Informatics
çalar saat alarm clock n.
When her alarm clock sounded, Mary was already yawning and stretching.
Çalar saati çaldığında Mary çoktan esnemeye ve gerinmeye başlamıştı.

More Sentences
Automotive
cd çalar cd player n.
Tom put a CD in the CD player.
Tom CD çalara bir CD koydu.

More Sentences
General
kaset çalar cassette player n.
çalar cep saati repeating watch n.
kompakt disk çalar cd player n.
taşınabilir kaset veya cd çalar boom box n.
kompakt disk çalar compact disk player n.
çalar cep saati repeater n.
ses çalar audio player n.
video çalar video player n.
kişisel müzik çalar personal stereo n.
mp4 çalar mp4 player n.
Proverb
parayı veren düdüğü çalar he who pays the piper calls the tune
fırsatı verirsen herkes çalar opportunity makes a thief
davul bile dengi dengine çalar birds of a feather flock together
davul bile dengi dengine çalar birds of a feather fly together
şans herkesin kapısını çalar opportunity knocks at every man's door
şans kapıyı bir kere çalar fortune knocks once at every man's door
parayı veren düdüğü çalar you pays your money and takes your choice
parayı veren düdüğü çalar you pays your money, and you takes your choice
parayı veren düdüğü çalar you pays your money and you takes your choice
Colloquial
büyük kaset çalar blaster (ghetto blaster) n.
parayı veren düdüğü çalar (you) pay your money and take your choice expr.
parayı veren düdüğü çalar if you wanna play, you gotta pay expr.
Idioms
parayı veren düdüğü çalar pay your money and take your choice v.
azı çalan çoğu da çalar he who will steal the eggs, will steal the hen. expr.
şans kapıyı bir defa çalar opportunity knocks but once expr.
parayı veren düdüğü çalar no pay no play expr.
şans kapıyı bir kez çalar opportunity knocks but once expr.
şans kapıyı bir kere çalar opportunity knocks but once expr.
parayı veren düdüğü çalar pay the piper and call the tune expr.
parayı veren düdüğü çalar who pays the piper calls the tune expr.
Technical
kaset çalar tape machine n.
radyo kaset çalar cassette radio player n.
stereo çalar stereo player n.
Computer
cd çalar yardım cd player help n.
cd çalar seçenekleri player options n.
Electric
cd çalar compact disc player n.
kompakt disk çalar compact disc player n.
Automotive
kartuşlu teyp çalar eight track n.
kaset çalar cassette player n.
radyo/kaset çalar radio/cassette player n.
tekli cd çalar single compact disc player n.
Linguistics
ıslık çalar gibi telaffuz etme assibilation n.
ıslık çalar gibi telaffuz etmek assibilate v.
Music
otomatik piyano çalar player n.
on dokuzuncu yüzyıla özgü mekanik bir müzik çalar çeşidi symphonion n.
müzik aleti çalar gibi basmak strike v.
Slang
parayı veren düdüğü çalar no money no honey n.
British Slang
büyük kaset çalar ghetto blaster n.
Modern Slang
çalar saat kaygısı alarm clock anxiety n.