Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (program) çalıştırmak | invoke v. | ||
My grandmother finally learned how to invoke the web browser. Büyükannem sonunda web tarayıcısını nasıl çalıştıracağını öğrendi. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | (program) çalıştırmak | fire up v. | ||
Fire up the engines. Motorları çalıştırın. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
Computer | ||
Computer | dış program çalıştırmak için ana makineyi başlatma hatası | error starting console to run external program n. |
Computer | (program üzerinde) tek bir talimat çalıştırmak | single-step v. |