|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kırk sayısı (40) |
forty n.
|
|
2 |
General |
ekvatorun 40* ile 50* arasındaki kuzey ve güney enlemlerinde şiddetli rüzgarların görüldüğü bölgeler |
roaring forties n.
|
|
3 |
General |
gölgede 40 derece |
40 degrees celsius in the shade n.
|
|
4 |
General |
gölgede 40 derece |
40 degrees in the shade n.
|
|
5 |
General |
40'ıncı yaş günü partisi |
40th birthday party n.
|
|
6 |
General |
40 günlük tatil |
40-day vacation n.
|
|
7 |
General |
40. yıl dönümü olan |
ruby n.
|
|
8 |
General |
40. evlilik yıl dönümü |
ruby wedding n.
|
|
9 |
General |
40 ile 60'lı yaşlar arasına ait |
midlife adj.
|
|
10 |
General |
40 ile 60'lı yaşlar arasıyla ilgili |
midlife adj.
|
|
11 |
General |
40 years later |
40 sene sonra adv.
|
|
12 |
General |
40 years later |
40 yıl sonra adv.
|
|
13 |
General |
40 years later |
kırk yıl sonra adv.
|
|
14 |
General |
40 yıl sonra |
forty years later adv.
|
|
15 |
General |
40 years later |
kırk sene sonra adv.
|
|
Proverb |
|
16 |
Proverb |
bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var |
a cup of coffee commits one to forty years of friendship
|
|
17 |
Proverb |
bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır |
a cup of coffee commits one to forty years of friendship
|
|
Colloquial |
|
18 |
Colloquial |
sıfırla biten yaş (30/40/50 vb.) |
the big (number)-o n.
|
|
19 |
Colloquial |
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 vb. yaş) |
the big (number)-o n.
|
|
|
20 |
Colloquial |
hayatta 30, 40, 50 vb. gibi dönüm noktası sayılan yaşlar |
the big (number)-o n.
|
|
21 |
Colloquial |
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 gibi yaş) |
the big (number)-o n.
|
|
22 |
Colloquial |
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) |
the big (number)-o n.
|
|
23 |
Colloquial |
20, 30, 40, 50 vb. olmak |
the big (number)-o n.
|
|
24 |
Colloquial |
sıfırla biten yaş (30, 40, 50 vb.) |
the big (number)-o n.
|
|
25 |
Colloquial |
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 vb. yaş) |
the big-o n.
|
|
26 |
Colloquial |
hayatta 30, 40, 50 vb. gibi dönüm noktası sayılan yaşlar |
the big-o n.
|
|
27 |
Colloquial |
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 gibi yaş) |
the big-o n.
|
|
28 |
Colloquial |
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) |
the big-o n.
|
|
29 |
Colloquial |
20, 30, 40, 50 vb. olmak |
the big-o n.
|
|
30 |
Colloquial |
sıfırla biten yaş (30, 40, 50 vb.) |
the big-o n.
|
|
31 |
Colloquial |
sıfırla biten yaş (30/40/50) |
the big -o n.
|
|
32 |
Colloquial |
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 yaş) |
the big -o n.
|
|
33 |
Colloquial |
hayatta 30, 40, 50 gibi dönüm noktası sayılan yaşlar |
the big -o n.
|
|
34 |
Colloquial |
40, 50 yaşına yaklaşmak |
be pushing 40, 50 v.
|
|
35 |
Colloquial |
40'ına, 50'sine merdiven dayamak |
be pushing 40, 50 v.
|
|
36 |
Colloquial |
neredeyse 40, 50 yaşında olmak |
be pushing 40, 50 v.
|
|
37 |
Colloquial |
kişi başı yemek biletlerinin fiyatı 40 dolar |
the tickets for the dinner were $40 a throw expr.
|
|
Idioms |
|
38 |
Idioms |
(dönüm noktası sayılan 30, 40, 50 gibi yaşlardan) biraz genç |
the sunny side of (an age) n.
|
|
39 |
Idioms |
(dönüm noktası sayılan 30, 40, 50 gibi yaşlara) henüz gelmemiş |
the sunny side of (an age) n.
|
|
|
40 |
Idioms |
yaklaşık 30, 40, 50 gibi (dönüm noktası sayılan) bir yaşta |
the sunny side of (an age) n.
|
|
41 |
Idioms |
30-40 yaşını geçmiş olmak |
be (on) the wrong side of 30/40 etc v.
|
|
42 |
Idioms |
40 fırın ekmek yemesi gerekmek |
be 100 years too early v.
|
|
43 |
Idioms |
40, 50 yaşına gelmemiş olmak |
be on the right side of 40, 50 v.
|
|
44 |
Idioms |
40, 50 yaşından genç olmak |
be on the right side of 40, 50 v.
|
|
45 |
Idioms |
40, 50 yaşını geçmiş olmak |
be on the wrong side of 40, 50 v.
|
|
46 |
Idioms |
40, 50 yaşından büyük olmak |
be on the wrong side of 40, 50 v.
|
|
47 |
Idioms |
hayat 40'ında başlar |
life begins at 40 expr.
|
|
48 |
Idioms |
hayat 40 yaşında başlar |
life begins at 40 expr.
|
|
49 |
Idioms |
40 yaşına kadar edinilen beceriler ve tecrübeler insana 40'ından sonra daha keyifli bir hayat sağlar |
life begins at 40 expr.
|
|
Speaking |
|
50 |
Speaking |
o en az 40 yaşında |
he/she is forty if she's a day expr.
|
|
51 |
Speaking |
o en az 40 yaşında |
she/he's at least 40 years old expr.
|
|
52 |
Speaking |
40 yaşındayım |
I'm 40 years old expr.
|
|
Trade/Economic |
|
53 |
Trade/Economic |
abd'de 400 sanayi 40 finans ve 20 taşıma şirketinin piyasa sonuçlarına dayalı olarak hazırlanan bir indeks |
standard & poor's index n.
|
|
54 |
Trade/Economic |
sekiz-saatlik (haftada 40 saat) iş günü hareketi |
40-hour week movement n.
|
|
55 |
Trade/Economic |
sekiz-saatlik (haftada 40 saat) iş günü hareketi |
eight-hour day movement n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
sekiz-saatlik (haftada 40 saat) iş günü hareketi |
short-time movement n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
40 feet'lik konteyner |
forty-foot equivalent unit (feu) n.
|
|
58 |
Trade/Economic |
40'lık konteynır |
40' container n.
|
|
Politics |
|
59 |
Politics |
avrupa insan hakları sözleşmesinin 22. ve 40. maddelerini değiştiren beş sayılı protokol |
protocol no. 5 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms amending articles 22 and 40 of the convention n.
|
|
Institutes |
|
60 |
Institutes |
(kanada'da) afetten etkilenen bölgelere 40 güne kadar yardım sağlayan 200 kişilik bir ekip |
disaster assistance response team n.
|
|
Technical |
|
61 |
Technical |
dinleyicinin kendi eşiğinin 40 desibel üzerinde şiddete sahip göreceli bir ses yüksekliği birimi |
sone n.
|
|
Computer |
|
62 |
Computer |
bilgisayarda ikili tabanda 1024 gibibit veya 2 üzeri 40 bit'e eşit bilgi birimi |
tebibit n.
|
|
63 |
Computer |
bilgisayarda ikili tabanda 1024 gibibayt veya 2 üzeri 40 bayt'a eşit bilgi birimi |
tebibyte n.
|
|
64 |
Computer |
bilgisayarda ikili tabanda 1024 gibibit veya 2 üzeri 40 bit'e eşit bilgi birimi |
tibit n.
|
|
65 |
Computer |
ikili tabanda 1024 kibibit veya 2 üzeri 40 bit'e eşit bilgi birimi |
mibit n.
|
|
66 |
Computer |
2'nin 40'ıncı kuvvetini gösteren ön ek |
tebi- pref.
|
|
Architecture |
|
67 |
Architecture |
1930'lardan 40'lara kadar popüler olup aerodinamik ve kavisli yüzeyler, yatay çizgiler ve minimal yüzey süslemeleri ile karakterize olan bir mimari ve dekorasyon stiline ait |
moderne adj.
|
|
68 |
Architecture |
1930'lardan 40'lara kadar popüler olup aerodinamik ve kavisli yüzeyler, yatay çizgiler ve minimal yüzey süslemeleri ile karakterize olan bir mimari ve dekorasyon stiliyle ilgili |
moderne adj.
|
|
Pathology |
|
69 |
Pathology |
genellikle 40 - 50'li yaşlarda başlayan bir erken bunama türü |
alzheimer's n.
|
|
70 |
Pathology |
genellikle 40 - 50'li yaşlarda başlayan bir erken bunama türü |
alzheimer's disease n.
|
|
71 |
Pathology |
genellikle 40 - 50'li yaşlarda başlayan bir erken bunama türü |
alzheimer's n.
|
|
72 |
Pathology |
genellikle 40 - 50'li yaşlarda başlayan bir erken bunama türü |
alzheimers n.
|
|
Chemistry |
|
73 |
Chemistry |
sekiz izopren biriminin yoğunlaşmasıyla oluşan ve dolayısıyla 40 karbon atomu içeren hidrokarbonlar veya hidrokarbon türevleri |
tetraterpenes n.
|
|
Agriculture |
|
74 |
Agriculture |
tohum valfinin açılıp ekim işleminin yapılmasını sağlayan tel üzerine 30-40 inç aralıklarla yerleştirilmiş küçük yumrular |
check wire button n.
|
|
Social Sciences |
|
75 |
Social Sciences |
30-40'lı yaşlarda olup hem yaşlanan ebeveynlerinin hem de çocuklarının bakımıyla aynı anda ilgilenen jenerasyon |
sandwich generation n.
|
|
History |
|
76 |
History |
1939-40 kışında finlandiya ile sscb arasında gerçekleşen bir savaş |
winter war n.
|
|
77 |
History |
fransız akademisi'nin 40 üyesinden biri |
immortal n.
|
|
Religious |
|
78 |
Religious |
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi |
ascension of the lord n.
|
|
79 |
Religious |
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi |
ascension day n.
|
|
|
80 |
Religious |
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi |
holy thursday n.
|
|
81 |
Religious |
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi |
ascension of christ n.
|
|
82 |
Religious |
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi |
ascension n.
|
|
Geography |
|
83 |
Geography |
kanada topraklarının %40'ını kaplayan büyük bir plato |
laurentian highlands n.
|
|
84 |
Geography |
kanada topraklarının %40'ını kaplayan büyük bir plato |
canadian shield n.
|
|
85 |
Geography |
kanada topraklarının %40'ını kaplayan büyük bir plato |
laurentian plateau n.
|
|
Geology |
|
86 |
Geology |
los angeles'ta bulunan, 40 bin ila 8 bin yıl öncesini kapsayan dönemde içlerine hapsolmuş tarih öncesi hayvan ve bitkilerden fosil oluşmuş asfalt havuzları |
la brea tar pits n.
|
|
87 |
Geology |
argon-40 izotopu |
argon-40 n.
|
|
88 |
Geology |
günümüzden 40 ile 25 milyon yıl öncesini kapsayan bir jeolojik devre |
oligocene epoch n.
|
|
Military |
|
89 |
Military |
savunma bakanlığı'nın ortak kullanım sistemine bağlı 20 veya 40 fit ölçüsündeki uluslararası standartlar teşkilatı konteyneri |
common-use container n.
|
|
90 |
Military |
(abd'de) tek bir savunma bakanlığı bölümünün satın aldığı, iso uyarınca 20 veya 40 fitlik konteyner |
component-owned container n.
|
|
91 |
Military |
(abd'de) tek bir savunma bakanlığı bölümünün satın aldığı, iso uyarınca 20 veya 40 fitlik konteyner |
service-unique container n.
|
|
Tennis |
|
92 |
Tennis |
her iki taraf da 40 sayı aldıktan sonra oyunu kazanmak için bir tarafın iki kez üst üste sayı almasını gerektiren beraberlik durumu |
deuce n.
|
|
Card |
|
93 |
Card |
17-18. yüzyıllarda genellikle 3 kişi ve 40 kartla oynanan bir iskambil oyunu |
omber n.
|
|
Wagering |
|
94 |
Wagering |
özel müşterilerin kullandığı 20-40 masalı oyun salonu |
junket n.
|
|
Music |
|
95 |
Music |
en popüler 40 şarkı |
top 40 n.
|
|
96 |
Music |
ilk 40 şarkı |
top 40 n.
|
|
97 |
Music |
1920-40'larda popüler olan country müzik |
hillbilly music n.
|
|
98 |
Music |
en popüler 40 şarkıyla ilgili |
top 40 adj.
|
|
99 |
Music |
en popüler 40 şarkıdan oluşan |
top 40 adj.
|
|
100 |
Music |
ilk 40 şarkı ile ilgili |
top 40 adj.
|
|
Cinema |
|
101 |
Cinema |
40 yıllık bekar |
40 year old virgin n.
|
|
Abbreviation |
|
102 |
Abbreviation |
bilgisayarda ikili tabanda 1024 gibibayt veya 2 üzeri 40 bayta eşit bilgi birimi |
tib n.
|
|
Slang |
|
103 |
Slang |
40 onsluk şişe |
forty n.
|
|
104 |
Slang |
40 yıllık orospuya sikiş öğretmek |
bullshit a bullshitter v.
|
|
Star Wars |
|
105 |
Star Wars |
zh-40 tribün-sınıfı hafif yük gemisi |
zh-40 tribune-class light freighter n.
|
|