and so - Turkish English Dictionary

and so

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "and so" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

English Turkish
General
and so conj. bu nedenle
And so, let me conclude by reiterating my appeal to the Commission and the Council.
Bu nedenle, Komisyon ve Konsey'e yaptığım çağrıyı yineleyerek sözlerime son vermek istiyorum.

More Sentences
and so conj. ve böylece
It is asking for fraud, and so the next food scandal is already in the making.
Hileye davetiye çıkarıyor ve böylece bir sonraki gıda skandalı şimdiden ortaya çıkmış oluyor.

More Sentences
and so conj. ve bu nedenle
The bottle of rum is essential, and so I voted for the motion.
Bir şişe rom çok önemlidir ve bu nedenle önergeye olumlu oy verdim.

More Sentences
and so adv. ve bunun gibi
and so adv. vesaire
and so conj. ve dahası
and so conj. ve de
and so conj. o halde
and so conj. ve dahası o halde
Linguistics
and so conj. ve sonra

Meanings of "and so" with other terms in English Turkish Dictionary : 95 result(s)

English Turkish
General
and so on adv. vb
Who is to pay for the wetlands, for biodiversity, and so on?
Sulak alanların, biyoçeşitliliğin vb. bedelini kim ödeyecek?

More Sentences
and so on adv. vs
They can be inhaled, enter the water supply and so on.
Solunabilir, su kaynaklarına karışabilir vs.

More Sentences
and so on adv. ve benzerleri
Strengthening of border controls, the position of Kaliningrad, attention to nuclear safety and so on and so forth.
Sınır kontrollerinin güçlendirilmesi, Kaliningrad'ın konumu, nükleer güvenliğe dikkat edilmesi ve benzeri konular.

More Sentences
and so forth adv. ve benzeri
A general agreement has been adopted on the board, the executive structure and so forth.
Yönetim kurulu, icra yapısı ve benzeri konularda genel bir anlaşma kabul edilmiştir.

More Sentences
and so on adv. ve benzeri şeyler
They want not just to eat and drink, they also want to go on holiday, to travel, and so on and so forth.
Sadece yemek ve içmek değil, aynı zamanda tatile çıkmak, seyahat etmek ve benzeri şeyleri de istiyorlar.

More Sentences
and so forth adv. falan
He asked me my age, my name, my address, and so forth.
Yaşımı, adımı, adresimi falan sordu.

More Sentences
and so on adv. vesaire
She brought apples, oranges, and so on.
Elma, portakal vesaire getirmiş.

More Sentences
so and so n. filan adam veya şey
so and so n. filan
so and so n. falan
so and so n. keza
so and so n. filan filan adam veya şey
so and so n. vesaire
so and so n. keza falan
so and so n. nitekim
so-and-so n. filan
so-and-so n. filan kişi
so-and-so n. falan
so-and-so n. falanca
so-and-so n. filanca
so-and-so n. bilmem kim
jammy so-and-so adj. şanslı
so-and-so adj. lanet olası
so-and-so adj. kahrolasıca
so-and-so adj. sefil
so-and-so adj. aptal
thus and so adv. şu şekilde
and so forth adv. vesaire vesaire
and so forth adv. bu tarzda vesaire
thus and so adv. öyle
thus and so adv. şöyle
thus and so adv. böylece
thus and so adv. öylece
and so forth adv. ve benzerleri
thus and so adv. bu şekilde
and so forth adv. ve başkaları
thus and so adv. böyle böyle
thus and so adv. o şekilde
and so on adv. falan filan
and so on adv. filan falan
and so on adv. ve saire
and so forth adv. filan
thus and so adv. şöylece
thus and so adv. böyle
and so forth adv. vesaire
and so on adv. filan
and so on adv. ve benzeri gibi
and so forth adv. ve benzeri gibi
and so on adv. ve diğerleri
and so on adv. ve benzeri
and so forth adv. ve saire
and so on adv. buna benzer
so-and-so adv. belirsiz şekilde
so-and-so adv. belirtilmemiş şekilde
Phrases
thus and so expr. filan filan
so on and so forth expr. vesaire (vs.)
Colloquial
and so on expr. bu ve bunun gibi
and so it shall be expr. bundan sonra da böyle olacak
and so it shall be expr. bu şimdiye kadar hep böyle oldu
so-and-so expr. elalem
so-and-so expr. şu bu
and so on and so forth expr. vesaire
and so on and so forth expr. ve benzeri şeyler
and so on and so forth expr. filan
and so on and so forth expr. falan feşmekan
and so on and so forth expr. falan
and so on and so forth expr. falan filan
and so on and so forth expr. falan
you so-and-so exclam. sen var ya sen
you so-and-so exclam. hay ben senin
Idioms
and so forth expr. benzeri
so near and yet so far expr. dokunacak kadar yakın ama bir o kadar uzak
and so forth expr. işte bunun gibi
and so forth expr. vesaire
so near and yet so far expr. bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma
so close (and) yet so far expr. çok yaklaşıp ucundan/kıyısından dönme
so close (and) yet so far expr. bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma
so close (and) yet so far expr. dokunacak kadar yakın ama bir o kadar uzak
so close (and) yet so far expr. hem çok yakın/yaklaşmış, hem çok uzak/zorluklarla dolu
so long, and thanks for all the fish expr. elveda
so long, and thanks for all the fish expr. hoşça kal
so long, and thanks for all the fish expr. hoşça kalın
so long, and thanks for all the fish expr. hoşça kalın ve her şey için teşekkürler
so long after sunset and so far from dawn expr. gecenin ilerleyen saatlerinde
so long after sunset and so far from dawn expr. gecenin bu saatinde
so long after sunset and so far from dawn expr. gün batımından çok sonra ve şafaktan çok uzakta
Speaking
and so I pronounce you man and wife expr. ben de sizleri karı koca ilan ediyorum
and so on expr. falan feşmekan
and rightly so expr. ve haklıydı da
and rightly so expr. ve iyi de etti
Trade/Economic
failure or failures to be so true and correct n. bu doğruluk şartına bir veya birden fazla noktada uyulmamış olması
British Slang
so-and-so n. adi kişi
so-and-so n. alçak kimse
Modern Slang
and so it begins expr. ve işte böyle başladı/başlar
and so yeah exclam. öyle işte