authorised - Turkish English Dictionary

authorised

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "authorised" in Turkish English Dictionary : 18 result(s)

English Turkish
Common Usage
authorised adj. yetkili
What is important now is that we have high-quality training courses and that there are authorised training centres.
Şu anda önemli olan, yüksek kaliteli eğitim kurslarımızın ve yetkili eğitim merkezlerimizin olmasıdır.

More Sentences
General
authorised adj. izin verilmiş
Implants in women under the age of 18 should be authorised only on medical grounds.
On sekiz yaşın altındaki kadınlarda implant uygulamasına yalnızca tıbbi gerekçelerle izin verilmelidir.

More Sentences
authorised adj. yetkili
Dealers whose agreements are terminated can now remain in the market as authorised repairers.
Anlaşmaları feshedilen bayiler artık yetkili tamirci olarak piyasada kalabilirler.

More Sentences
authorised adj. ruhsatlı
However, this chemical has not been tested for its purity and safety and the product is not authorised.
Bununla birlikte, bu kimyasalın saflığı ve güvenliği test edilmemiştir ve ürün ruhsatlı değildir.

More Sentences
authorised adj. yetki verilmiş
authorised adj. resmi
authorised adj. izinli
authorised adj. onaylı
authorised adj. tasdikli
Trade/Economic
authorised n. yetki verilmiş kişi
authorised adj. otorize
authorised adj. salahiyetli
authorised adj. yetkili
Law
authorised adj. mezun (ve yetkili)
authorised adj. salahiyettar
authorised adj. yetkili
Technical
authorised adj. yetkili
Informatics
authorised adj. yetkili

Meanings of "authorised" with other terms in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

English Turkish
General
authorised bodies n. yetkili organlar
This requires intervention by the authorised bodies of this Parliament in order to coordinate things better.
Bu durum, işleri daha iyi koordine etmek için bu Parlamentonun yetkili organlarının müdahalesini gerektirmektedir.

More Sentences
authorised capital n. izin verilmiş sermaye
authorised bank n. yetkili banka
authorised consignor n. yetkili sevkıyatçı
authorised consignee n. yetkili alıcı
authorised body n. yetkili kurum
authorised body n. yetkilendirilmiş kurum
authorised body n. yetkili organ
authorised signatory n. imza yetkisine haiz
authorised biography n. biyografisi yazılan kişi ile yazarın söyleşi yaparak yazdığı biyografi
authorised biography n. otobiyografik söyleşi
be authorised v. yetkilendirilmek
authorised to solely represent adj. münferiden temsile yetkili
Trade/Economic
authorised dealers in foreign exchange n. döviz işlemleri yapma yetkisi almış kişi veya kurumlar
authorised signatory n. imzaya yetkili kimse
authorised signatory n. imzaya yetkili görevli
authorised signatory n. imzaya yetkili
authorised signatory n. imza yetkilisi
authorised signatory n. imzaya yetkili memur
authorised share capital n. kayıtlı sermaye
authorised capital n. kayıtlı sermaye
authorised capital n. kayıtlı sermaye
authorised capital n. nominal sermaye
authorised capital stock n. nominal sermaye
authorised capital stock n. şirketin kurulmasına izin verilmiş sermaye tutarı
authorised signatory n. yetkili imza
authorised representative n. yetkili temsilci
authorised officer n. yetkili
authorised credit n. yetkilendirilmiş kredi
Law
duly authorised adj. tam yetkili
duly authorised adj. murahhas
Politics
national authorised officer n. ulusal yetkili memur
Literature
authorised biography n. izin alınarak yazılan biyografi
authorised biography n. otorize biyografi
authorised biography n. yetkilendirilmiş biyografi
Environment
authorised consumption n. izinli tüketim