ayaklar - Turkish English Dictionary

ayaklar

Meanings of "ayaklar" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
Common Usage
ayaklar feet n.
In that respect, we have to keep our feet on the ground.
Bu bakımdan ayaklarımızı yere sağlam basmalıyız.

More Sentences
General
ayaklar trotters n.
Colloquial
ayaklar crunchers n.
Slang
ayaklar tootsies n.
ayaklar trilby n.
ayaklar getaway sticks n.
ayaklar plates n.
ayaklar dogs n.
ayaklar dogs n.
British Slang
ayaklar plates (of meat) n.

Meanings of "ayaklar" with other terms in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

Turkish English
General
ayaklar altına almak trample on v.
Human rights cannot be trampled on in Russia using terrorism as an excuse, nor in the United States of America either.
Ne Rusya'da ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde terörizm bahane edilerek insan hakları ayaklar altına alınamaz.

More Sentences
ayaklar altına alınmış trampled adj.
Currently, freedom of expression is being trampled by the Cambodian authorities.
Şu anda ifade özgürlüğü Kamboçya makamları tarafından ayaklar altına alınmış durumda.

More Sentences
arka ayaklar hind legs n.
eller ve ayaklar extremities n.
akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar stilt n.
ayaklar üzerine temel pier foundation n.
ön ayaklar front legs n.
kirli ayaklar dirty feet n.
el veya ayaklar için metal zincir kelepçe chains n.
müslüman kadınların yüz, eller ve ayaklar hariç vücudunun tamamını örttüğü geleneksel bir giyim tarzı hijab n.
ayaklar altına almak disregard v.
ayaklar ile yükseltmek stiltify v.
ayaklar altına almak trod v.
ayaklar altında çiğnenmiş downtrodden adj.
ayaklar altına alınmış trodden adj.
ayaklar zemine yakın olacak şekilde dans eden terre à terre adj.
ayaklar altına alınmamış untrampled adj.
sağ ve sol ayaklar için tasarlanmış right-and-left adj.
(hanedan armalarında hayvan) ayaklar yukarıya bakacak şekilde karın üstü yatan couchant adj.
ayaklar ile desteklenen stilted adj.
ayaklar altında underfoot adv.
ayaklar önde olarak feetfirst adv.
Phrasals
(dört ayaklılarda) arka ayaklar üzerine kalkmak rise up v.
(birini/bir şeyi) ayaklar altına almak trample on (someone or something) v.
Phrases
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics have taken over the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates have taken over the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates are running the asylum expr.
Colloquial
ayaklar altına almak tromp v.
önce ayaklar girecek şekilde feet first adv.
Idioms
al ayaklar peaches and cream n.
gururunu ayaklar altına almak swallow one's pride v.
gururunu ayaklar altına almak pocket one's pride v.
gururunu ayaklar altına almak swallow pride v.
gururunu ayaklar altına almak swallow your pride v.
ayaklar baş başlar ayak oldu the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak oldu the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics are running the asylum expr.
akılsız başın cezasını ayaklar çeker foolish head weary feet expr.
ayaklar baş oldu the tail wagging the dog expr.
ayaklar baş oldu wag the dog expr.
ayaklar baş oldu the tail wags the dog expr.
Technical
kayıcı ayaklar sliding feet n.
Architecture
kenar ayaklar antae n.
Construction
grup gömme ayaklar grouped pilasters n.
Medical
destekleyici ayaklar underpinnings n.
ayaklar ile ilgili podalic adj.
Biology
yalancı ayaklar oluşturarak hareket edip beslenen tek hücreli sarcodine n.
yalancı ayaklar oluşturarak hareket edip beslenen tek hücrelileri içeren sarcodina şubesine ait sarcodinian adj.
yalancı ayaklar oluşturarak hareket edip beslenen tek hücrelileri içeren sarcodina şubesi ile ilişkili sarcodinian adj.
Zoology
(at gibi dört ayaklılarda) vücudun ön ayaklar, omuzlar ve bu organlara bitişik bulunan bölümleri forequarters n.
Agriculture
ayaklar arası uzaklık tine spacing n.
Military
bacak ve ayaklar lower extremities n.
kagir ayaklar masonry piers n.
Hunting
dürbün takılabilmesi için silaha bağlanan ayaklar scope bases n.
özel ayaklar üzerinde namlu dan yükseltilmiş bant ventilated rib n.
portatif ayaklar ve bunların takma yeri bipod n.
silahın ayaklar üzerine sabitlenmesini sağlayan kenetlenme anahtarı clamping key n.
tüfeğin ayaklar üzerine oturtulmasını sağlayan beşik cradle n.
Music
ayaklar çapraz olarak bir ayaktan diğerine bir adım dansında denge değişikliği rock n.
(kare meydan dansında) ayaklar ile kare çizilen bir hareket square n.
Ornithology
heterodaktil ayaklar ile ilgili heterodactylous adj.