|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
ince bir tabaka halinde olan parça |
flake n.
|
|
2 |
General |
kalın bir parça |
chunk n.
|
|
3 |
General |
seçilmiş parça (bir kitaptan/yazıdan) |
excerpt n.
|
|
4 |
General |
küçük bir parça (bir şeyden) |
fraction n.
|
|
5 |
General |
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya |
relic n.
|
|
6 |
General |
kullanılmış bir şeyden kalan parça |
stub n.
|
|
|
7 |
General |
bir şeye takılabilen parça |
attachment n.
|
|
8 |
General |
kesilmiş bir parça |
kerf n.
|
|
9 |
General |
herhangi bir malzemeden küçük bir parça |
patch n.
|
|
10 |
General |
kırılmış ufak bir parça |
fraction n.
|
|
11 |
General |
bir parça teselli |
quantum of solace n.
|
|
12 |
General |
ayrılmaz bir parça |
an inseparable part n.
|
|
13 |
General |
bir şeyin arkasını oluşturan parça |
backpiece n.
|
|
14 |
General |
torbaya veya bir parça kumaşa sarılmış az miktarda tıbbi malzeme |
nodule [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya |
relict [obsolete] n.
|
|
16 |
General |
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya |
relik [obsolete] n.
|
|
17 |
General |
bir parça ekmek |
toke [brit] n.
|
|
18 |
General |
bir parça nezaket |
an ounce of decency n.
|
|
19 |
General |
bir şeyi yerinde sabit tutan parça |
keep n.
|
|
20 |
General |
pantolonların önünde kasıklığı andıran bir parça |
ballup [dialect] n.
|
|
21 |
General |
kurbanın ayağının üç parça bambu arasında sıkıştırıldığı bir çin işkencesi metodu |
kia quen n.
|
|
22 |
General |
miğferin alın bölgesinin sağlamlığını arttıran bir parça |
volant n.
|
|
23 |
General |
miğferin alın bölgesinin sağlamlığını arttıran bir parça |
volant piece n.
|
|
24 |
General |
bir bütünü oluşturan her bir parça |
member n.
|
|
25 |
General |
bütünden kopan bir parça |
bit n.
|
|
26 |
General |
sülfürik asit ile temas ettiğinde tutuşabilmesi için ucu potasyum klorat ve şekerle kaplanmış yanıcı bir malzemeden yapılmış parça |
match n.
|
|
27 |
General |
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça |
match n.
|
|
28 |
General |
bir dizgindeki iki parça bükülmüş demir |
branches of a bridle n.
|
|
29 |
General |
komünyonda monoton bir sesle ezbere okunan parça |
monotone n.
|
|
30 |
General |
eskrim kılıcının ucundaki bir koruyucu parça |
button n.
|
|
31 |
General |
rokette kullanılan bir parça barut yükü |
grain n.
|
|
32 |
General |
bir parça yiyecek alma |
pick [dialect] n.
|
|
33 |
General |
hareketli bir çubuğa asılan ve indirip kaldırılabilen ince ve uzun parça |
flag n.
|
|
34 |
General |
iki, üç veya dört kısımdan oluşan polifonik bir parça |
organum n.
|
|
35 |
General |
bir parça osmund demiri |
osmund n.
|
|
36 |
General |
bir parça osmund demiri |
osmond n.
|
|
37 |
General |
bir şeyin tabanını oluşturan parça |
seat n.
|
|
38 |
General |
bir parça sakız |
cud n.
|
|
39 |
General |
bir parça çiğneme tütünü |
cud n.
|
|
40 |
General |
(bir birime ait) kırk sekiz eş parça |
forty-eighth n.
|
|
41 |
General |
(bir birime ait) kırk beş eş parça |
forty-fifth n.
|
|
42 |
General |
(bir birime ait) kırk bir eş parça |
forty-first n.
|
|
43 |
General |
(bir birime ait) kırk dört eş parça |
forty-fourth n.
|
|
44 |
General |
(bir birime ait) kırk dokuz eş parça |
forty-ninth n.
|
|
45 |
General |
(bir birime ait) kırk iki eş parça |
forty-second n.
|
|
46 |
General |
(bir birime ait) kırk yedi eş parça |
forty-seventh n.
|
|
|
47 |
General |
(bir birime ait) kırk altı eş parça |
forty-sixth n.
|
|
48 |
General |
(bir birime ait) kırk üç eş parça |
forty-third n.
|
|
49 |
General |
parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş |
slate [uk] n.
|
|
50 |
General |
büyük bir şeyden alınan düzensiz parça |
snag n.
|
|
51 |
General |
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça |
bearer n.
|
|
52 |
General |
belirli bir parça |
sort n.
|
|
53 |
General |
orkestra vb bir parça çalmaya başlamak |
strike up a tune v.
|
|
54 |
General |
almak (bir kitap vb'nden bir parça) |
extract v.
|
|
55 |
General |
parça takarak bir tüyü onarmak |
imp v.
|
|
56 |
General |
(tahta) ucundan ince bir parça kesmek |
list v.
|
|
57 |
General |
(cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek |
guard v.
|
|
58 |
General |
(ayakkabı, bot) topuğuna bir parça deri eklemek |
heeltap v.
|
|
59 |
General |
küçük bir parça ile karıştırmak |
dollop [uk] v.
|
|
60 |
General |
küçük bir parça ile karıştırmak |
dallop [uk] v.
|
|
61 |
General |
(yiyecek, içecek) bir parça almak |
partake v.
|
|
62 |
General |
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak |
shape v.
|
|
63 |
General |
bir parça göre |
a cake of adj.
|
|
64 |
General |
ufak bir parça |
a patch of adj.
|
|
65 |
General |
sadece bir parça tarafından etkilenen |
partial adj.
|
|
66 |
General |
iri bir parça |
a wodge of adj.
|
|
67 |
General |
tek ve kesintisiz bir parça halinde saran |
wrapround adj.
|
|
68 |
General |
bir parça fazla |
a bit much adv.
|
|
69 |
General |
bir parça fazla |
rising adv.
|
|
Phrasals |
|
70 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek |
fit (someone or something) up with (something) v.
|
|
71 |
Phrasals |
(bir şeyi) parça pinçik etmek |
hack away at (something) v.
|
|
72 |
Phrasals |
(bir şeyi) parça parça yapmak |
hack away at (something) v.
|
|
73 |
Phrasals |
'-den bir parça almak |
partake of v.
|
|
74 |
Phrasals |
(bir şeyden) bir parça kopartmak/kırmak |
break something away (from something) v.
|
|
75 |
Phrasals |
bir şeyden bir şey/parça koparmak |
break something off (of) something v.
|
|
76 |
Phrasals |
bir şeyden bir şey/parça kırmak |
break something off (of) something v.
|
|
77 |
Phrasals |
bir şeyden bir şey/parça koparmak |
break something off v.
|
|
78 |
Phrasals |
bir şeyden bir şey/parça kırmak |
break something off v.
|
|
79 |
Phrasals |
(bir şeyi) parça parça yapmak |
chip (away) at (something) v.
|
|
80 |
Phrasals |
küçük ve yassı bir parça koparmak |
chip off v.
|
|
81 |
Phrasals |
birini/bir şeyi parça parça yapmak |
hack (away) at someone or something v.
|
|
82 |
Phrasals |
birini/bir şeyi parça parça yapmak |
hack someone or something apart v.
|
|
Phrases |
|
83 |
Phrases |
bir parça ekmek, peynir istemez |
a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
|
|
Colloquial |
|
84 |
Colloquial |
ufak bir parça |
a nugget of n.
|
|
85 |
Colloquial |
bir parça (bir şey) |
a touch of (something) n.
|
|
86 |
Colloquial |
bir parça bir şey |
touch of something n.
|
|
87 |
Colloquial |
küçük bir parça bir şey |
touch of something n.
|
|
88 |
Colloquial |
zamanda bir parça |
interstice n.
|
|
89 |
Colloquial |
bir özelliği bilgisayar işletim sistemine ayrılmaz parça olarak eklemek |
bake in v.
|
|
90 |
Colloquial |
bir parça yapmak |
do a bit v.
|
|
91 |
Colloquial |
küçük bir parça |
a nugget of expr.
|
|
92 |
Colloquial |
bir parça (bir şey) |
little bit (of something) expr.
|
|
93 |
Colloquial |
bir parça bir şey |
sort of something expr.
|
|
94 |
Colloquial |
bir parça bir şey |
kind of something expr.
|
|
95 |
Colloquial |
bir parça bir şey |
sort of something expr.
|
|
96 |
Colloquial |
bir parça bir şey |
kind of something expr.
|
|
97 |
Colloquial |
bir parça kırmızı |
a pop of red expr.
|
|
Idioms |
|
98 |
Idioms |
bir parça gerçeklik payı |
a kernel of truth n.
|
|
99 |
Idioms |
bir parça iş |
a lick of work n.
|
|
100 |
Idioms |
bir parça iş |
lick of work n.
|
|
101 |
Idioms |
alımlı bir parça |
bright young thing n.
|
|
102 |
Idioms |
alımlı bir parça |
bright young thing n.
|
|
103 |
Idioms |
müstesna bir parça |
collector's item n.
|
|
104 |
Idioms |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
a cog in the machine n.
|
|
105 |
Idioms |
bir parça şans |
a stroke of luck n.
|
|
106 |
Idioms |
bir parça bir şey |
touch of something n.
|
|
107 |
Idioms |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
cog in the machine n.
|
|
108 |
Idioms |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
cog in the wheel n.
|
|
109 |
Idioms |
bir şeyi parça parça etmek |
rip somebody/something apart to shreds v.
|
|
110 |
Idioms |
bir parça yaşlanmak |
be getting on a bit v.
|
|
111 |
Idioms |
bir parça ekmek kazanmak için kendinden geçmek |
be out earning a crust v.
|
|
112 |
Idioms |
bir şeyi parça parça etmek |
rip something to bits v.
|
|
113 |
Idioms |
(bir şeyi) parça pinçik etmek |
rip (something) to bits v.
|
|
114 |
Idioms |
birini/bir şeyi parça pinçik etmek |
rip somebody/something apart v.
|
|
115 |
Idioms |
birini/bir şeyi parça parça etmek |
rip somebody/something apart to bits v.
|
|
116 |
Idioms |
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak |
cut something to ribbons v.
|
|
117 |
Idioms |
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak |
tear something to ribbons v.
|
|
118 |
Idioms |
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak |
cut, tear, something to ribbons v.
|
|
119 |
Idioms |
(bir şeyi) parça pinçik etmek |
hack (something) to pieces v.
|
|
120 |
Idioms |
elde birkaç parça bir şey yıkamak |
wash a few things out v.
|
|
121 |
Idioms |
bir parça/bir miktar |
a thought adv.
|
|
122 |
Idioms |
bir parça/porsiyon (yemek) daha |
second helping expr.
|
|
Speaking |
|
123 |
Speaking |
bana bir parça kendimi hatırlatıyorsun |
you remind me a little of myself expr.
|
|
124 |
Speaking |
bana bir parça kendi halimi anımsatıyorsun |
you remind me a little of myself expr.
|
|
125 |
Speaking |
eğer bir parça bile sana benziyorlarsa |
if they're anything like you expr.
|
|
Trade/Economic |
|
126 |
Trade/Economic |
bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük |
less-than-container load (lcl) n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük |
less than container load n.
|
|
Politics |
|
128 |
Politics |
ülkenin bölünmeden sonra veya bir parçasının ayrılması, işgale uğraması veya ilhak edilmesinden sonra geriye kalan parça |
rump n.
|
|
Industry |
|
129 |
Industry |
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça |
fly n.
|
|
Technical |
|
130 |
Technical |
radyal bir parça veya yapı |
radius n.
|
|
131 |
Technical |
eski el preslerinde manşonu destekleyen yatay bir parça |
till n.
|
|
132 |
Technical |
herhangi bir malzemeden küçük bir parça |
patch n.
|
|
133 |
Technical |
içinde kullanıcının servis yapabileceği herhangi bir parça yoktur |
no user serviceable parts inside n.
|
|
134 |
Technical |
kalıp ile kesilen veya şekil verilen bir parça çoğu zaman metal levha parçası |
die stamping n.
|
|
135 |
Technical |
kesilmiş bir parça |
kerf n.
|
|
136 |
Technical |
parçaları bir arada tutmak için kullanılan parça |
pin n.
|
|
137 |
Technical |
at arabalarının aksının üstünde bulunup ön tekerleklerin dönmesi için yeterli mesafeyi sağlayan küçük bir ara parça |
bolster n.
|
|
138 |
Technical |
makine veya mekanik parça koruyucu muhafazası olan bir kutunun içindekiler |
box n.
|
|
139 |
Technical |
iki hortum hattını bağlamaya veya ayırmaya yarayan metal bir parça |
breaching n.
|
|
140 |
Technical |
klasik veya klasik olmayan mimari kompozisyonun farklı parçalarının oranlarının ölçüldüğü bir ölçü birimi olarak kullanılan parça boyutu |
module n.
|
|
141 |
Technical |
belirli bir tasarımı yumuşak gıdalara basmaya yarayan oymalı ahşap parça |
moulder n.
|
|
142 |
Technical |
(ısıtma sisteminde) genellikle bir boru veya plakadan ısı yayılımını teşvik için kullanılan parça |
gill n.
|
|
143 |
Technical |
saat mekanizmasının içindeki bir parça |
going barrel n.
|
|
144 |
Technical |
saat mekanizmasının içindeki bir parça |
going train n.
|
|
145 |
Technical |
vadi tabanında birikim oluşumunu engellemek için kullanılan, vadiden daha geniş düz bir metal parça |
gusset n.
|
|
146 |
Technical |
(araba) standart bir donanımı yenisiyle değiştirmek veya yükseltmek için seçilebilecek parça veya özellik |
option n.
|
|
147 |
Technical |
(büyük bir süngerden kesilen) küçük satılabilir büyüklükte parça |
cut n.
|
|
148 |
Technical |
saat gövdesini tutan bir tür parça |
pillar n.
|
|
149 |
Technical |
yedek parça olarak kullanılan eksi bir donanım parçası |
organ donor n.
|
|
150 |
Technical |
bir parça keserek kısaltmak |
detruncate v.
|
|
Electric |
|
151 |
Electric |
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça |
keeper n.
|
|
Mechanic |
|
152 |
Mechanic |
bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveller n.
|
|
153 |
Mechanic |
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç |
wobbler n.
|
|
154 |
Mechanic |
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç |
wiggler n.
|
|
155 |
Mechanic |
dıştan gelen bir kuvvet tarafından harekete geçirildiğinde form değiştiren veya titreşen mekanik, ince, düz ve esnek parça |
membrane n.
|
|
Textile |
|
156 |
Textile |
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça |
latch n.
|
|
157 |
Textile |
bebekler için tulum veya zıbın gibi tek parça kıyafetler yapan bir giyim markası |
onesie® n.
|
|
158 |
Textile |
bebekler için tulum veya zıbın gibi tek parça kıyafetler yapan bir giyim markası |
onesies® n.
|
|
159 |
Textile |
tesisatta lehimi bir parça kumaş veya deriyle kaplayarak ek yeri oluşturmak |
wipe v.
|
|
Construction |
|
160 |
Construction |
mozaik işlerinde kullanılan küçük bir parça (mermer, cam veya fayans) |
tessella n.
|
|
161 |
Construction |
bir yapıda en yüksekte bulunan mimari parça |
amortizement n.
|
|
162 |
Construction |
köşeye veya dirseğe oturması için belirli bir kavis verilmiş parça (saçak oluğu, boru yalıtımı) |
miter n.
|
|
Lighting |
|
163 |
Lighting |
argand lambasında yakma donanımı olarak kullanılan bir parça |
argand burner n.
|
|
Woodworking |
|
164 |
Woodworking |
kiriş desteğinde kullanılan ince yatay bir parça |
ribbon n.
|
|
Automotive |
|
165 |
Automotive |
yarış aracına yüksek hızda giderken yerde kalması amacıyla takılan düz bir parça |
wing n.
|
|
166 |
Automotive |
(otomobilin bir bölümünden) metal parça çıkarmak |
chop v.
|
|
Railway |
|
167 |
Railway |
biletin yırtılması veya ucundan bir parça koparılması |
clip n.
|
|
Marine |
|
168 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler n.
|
|
169 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler iron n.
|
|
170 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
horse n.
|
|
171 |
Marine |
direğin veya borunun ucunda bulunan ve içinden başka bir direk veya borunun geçirilip sabitlendiği halkalı demir parça |
withe n.
|
|
172 |
Marine |
geminin su altında kalan yüzeyindeki sürtünmeyi azaltarak geminin hareketini hızlandırmaya yarayan bir tür parça |
fairwater n.
|
|
173 |
Marine |
bir parça halat |
course n.
|
|
174 |
Marine |
bir parça kablo |
course n.
|
|
Medical |
|
175 |
Medical |
bir organdan koparılmış parça |
exclave [rare] n.
|
|
176 |
Medical |
bir vücut parçasının yerine elektronik veya mekanik başka bir parça koyma tekniği |
bionics n.
|
|
Anatomy |
|
177 |
Anatomy |
yağ bezlerinin cildi ve saçları yağlandıran ve bakterilere karşı bir parça koruma sağlayan yağlı salgısı |
sebum n.
|
|
Dentistry |
|
178 |
Dentistry |
kök kanalına yerleştirilen uzun ince bir parça |
post n.
|
|
Optics |
|
179 |
Optics |
yalnızca sınırlı bir dalga boyu aralığında kullanılan optik parça |
monochromat n.
|
|
Printing |
|
180 |
Printing |
tipo baskı makinesinde çentikli bir parça |
belly n.
|
|
Food Engineering |
|
181 |
Food Engineering |
büyük bir blok peynirden tadım amacıyla küçük bir parça çıkarmak için kullanılan alet |
cheesetaster n.
|
|
Gastronomy |
|
182 |
Gastronomy |
bir parça tereyağı |
a knob of butter n.
|
|
183 |
Gastronomy |
bir parça etin kurutulmuş yosun ile birlikte pirinç tabakasına sarılmasıyla yapılan bir hawaii yemeği |
musubi [hawaii] n.
|
|
184 |
Gastronomy |
kavurma için uygun bir parça kuzu eti |
roast lamb n.
|
|
185 |
Gastronomy |
(et) bir parça |
pope's eye [scotland] adj.
|
|
Physics |
|
186 |
Physics |
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça |
armature n.
|
|
Chemistry |
|
187 |
Chemistry |
vinil klorürün homopolimer ve kopolimer reçinelerinin parça büyüklüklerinin akan bir su altında elek analizi ile belirlenmesi |
determination of particle size of vinyl chloride homopolymer and copolymer resins by sieve analysis in water n.
|
|
Biology |
|
188 |
Biology |
çift kabuklu yumuşakçaların kabuklarının açılıp kapanmasını sağlayana benzer bir yapı veya parça |
hinge n.
|
|
189 |
Biology |
başka bir şeyle benzer yapı ve evrimsel kökene sahip olup farklı işlevle kullanılan parça veya organ |
homotype n.
|
|
190 |
Biology |
kromozomun bir bölümünün yerini kardeş kromozomdaki homolog parça kopyasının alması |
gene conversion n.
|
|
191 |
Biology |
membranın bir parça etrafında kapsül geliştirmesi |
incapsulation n.
|
|
192 |
Biology |
(bitki çeneği) bir parça üzerine dayalı veya yapışmış halde |
incumbent adj.
|
|
Botanic |
|
193 |
Botanic |
köke benzer veya kökle ilişkili parça anlamını veren bir son ek |
-rhiza suf.
|
|
194 |
Botanic |
yaprağa benzer parça anlamını bir veren son ek |
-phyllous suf.
|
|
Agriculture |
|
195 |
Agriculture |
(hindistan'da) bir parça tarım alanı |
khet n.
|
|
Apiculture |
|
196 |
Apiculture |
dilin her bir yanındaki parça |
paraglossa n.
|
|
Fishery |
|
197 |
Fishery |
oltanın kancasına takılan bir parça naylon |
trace n.
|
|
Social Sciences |
|
198 |
Social Sciences |
aile fertlerin ölen yakınlarının bedeninden bir parça yemesi (genellikle dini amaçlı) |
endocannibalism n.
|
|
Literature |
|
199 |
Literature |
ölen bir kimsenin anısına hazırlanmış kısa edebi parça |
epitaph n.
|
|
Linguistics |
|
200 |
Linguistics |
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade |
holorime n.
|
|
201 |
Linguistics |
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade |
holorhyme n.
|
|
History |
|
202 |
History |
bir parça başına iş teşvik sistemi |
stakhanovism n.
|
|
Religious |
|
203 |
Religious |
(doğu ortodoks kilisesi'nde) aşai rabbani ayini sırasında kutsanan mayalı ekmekten rahip sınıfından olmayan bir kimseye verilen küçük parça |
particle n.
|
|
204 |
Religious |
bir parça dindar olan |
semireligious adj.
|
|
Military |
|
205 |
Military |
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı |
packup kit n.
|
|
206 |
Military |
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı |
puk n.
|
|
Hunting |
|
207 |
Hunting |
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça |
transom n.
|
|
208 |
Hunting |
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça |
transome n.
|
|
209 |
Hunting |
herhangi bir silahta daha küçük bir mermi atılmasını sağlayan parça |
adapter n.
|
|
210 |
Hunting |
tetiğin çekilmesi ile silindirin sağa veya sola bir kez dönmesini sağlayan iç parça |
hand n.
|
|
211 |
Hunting |
ateşleme düzeninin içindeki bir parça |
bridle n.
|
|
Music |
|
212 |
Music |
oldukça hızlı çalınan bir parça |
allegretto n.
|
|
213 |
Music |
melodinin bir bölümünü oluşturan kısa parça |
phrase n.
|
|
214 |
Music |
(klasik müzikte) bir fügü tekrarlayan parça |
answer n.
|
|
215 |
Music |
müzik bestesi oluşturmak için diğer parçalarla birleştirilen enstrümantal veya vokal bir parça |
bed n.
|
|
216 |
Music |
ninniyi anımsatan enstrümantal bir parça |
berceuse n.
|
|
217 |
Music |
kilise orglarına hava basıncını kontrol için takılan bir parça |
viola da gamba n.
|
|
218 |
Music |
(elektro gitar'da, bateri'de) pedalla çalıştırılan elektronik parça aracılığıyla üretilen bir ses |
wah-wah n.
|
|
219 |
Music |
piyanistin istediği zaman notaları uzatmasını sağlayan mekanik bir parça eklenmiş piyano |
melopiano n.
|
|
220 |
Music |
(on sekizinci yüzyıl italyan operasında) özellikle bas ses tonda okunan komik bir parça |
buffo n.
|
|
221 |
Music |
on sekizinci yüzyıl italyan operasında komik bir parça okuyan bas şarkıcı |
buffo bass n.
|
|
222 |
Music |
on sekizinci yüzyıl italyan operasında komik bir parça okuyan bas şarkıcı |
basso buffo n.
|
|
223 |
Music |
(klasik müzikte) fransa menşeli düşük tempolu bir dans için bestelenmiş parça |
loure n.
|
|
224 |
Music |
bir parça yükselip alçalırken diğerinin aynı tonu uzatması veya tekrarlaması |
oblique motion n.
|
|
225 |
Music |
daha büyük bir parça veya yapının temelini oluşturan kısa bir melodik veya armonik birim |
figure n.
|
|
226 |
Music |
iki, üç veya dört kısımdan oluşan polifonik bir parça |
diaphony n.
|
|
227 |
Music |
şarkıya benzeyen kısa bir enstrümantal parça |
romanza n.
|
|
228 |
Music |
sağ el ile ana parça melodisi çalınan bir piyano kullanma tekniği |
stride piano n.
|
|
229 |
Music |
parça esnasında bir noktada önceki melodiyi tekrarlamak |
recapitulate v.
|
|
Painting |
|
230 |
Painting |
eşleşen iki parça üzerine yapılan, genel tek bir konu hakkında birbirini tamamlayıcı veya zıtlık içeren resimlerden oluşan eser |
diptych n.
|
|
Photography |
|
231 |
Photography |
objektif ile fotoğraf makinesinin gövdesi arasında bulunan ışık geçirmez bir parça |
bellows n.
|
|
Archaic |
|
232 |
Archaic |
bir azizin bedeninden artakalan parça ve özel eşya |
relique n.
|
|
233 |
Archaic |
bir parça yemek |
luncheon n.
|
|
Ornithology |
|
234 |
Ornithology |
yavru kuşun göğüs kemiğinde yer alan anterolateral bir parça |
pleurosteon n.
|
|
Slang |
|
235 |
Slang |
güzel bir parça |
piece of ass n.
|
|
236 |
Slang |
bir parça ya da dilim peyote kaktüsü |
mystic biscuit n.
|
|
237 |
Slang |
birini devirmeye yetecek kadar büyük bir parça odun |
2x4 n.
|
|
238 |
Slang |
(kapı kenarına ince bir parça sokarak) kilitli kapıyı açmak |
loid v.
|
|
239 |
Slang |
ufak/küçük bir parça |
a smidge expr.
|
|
240 |
Slang |
ufak/küçük bir parça |
a smidgen expr.
|
|
British Slang |
|
241 |
British Slang |
bir parça/top (dondurma) |
jollop n.
|
|
242 |
British Slang |
bir parça/top (dondurma) |
dollop n.
|
|
Modern Slang |
|
243 |
Modern Slang |
bir parça esrar |
a zip n.
|
|