Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
History
birinin yerine
Meanings of
"birinin yerine"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
birinin yerine
in someone's stead
adv.
2
General
birinin yerine
in somebody's room
adv.
Meanings of
"birinin yerine"
with other terms in English Turkish Dictionary : 208 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
birinin yerine yazan
ghost writer
n.
2
General
birinin yerine çalışan
locum
n.
3
General
birinin yerine yazan
ghostwriter
n.
4
General
birinin yerine çalışan
locum tenens
n.
5
General
birinin yerine yazan
ghost-writer
n.
6
General
(birinin) yerine bakan
caretaker
n.
7
General
sözleşme taraflarından birinin, sözleşmenin gereğini belirtilen şekilde yerine getirememesi durumunda diğerine ödemek zorunda olduğu para miktarı
contingency
n.
8
General
birinin tüm isteklerini yerine getirmek
go all the way with
v.
9
General
birinin yerine bakmak
take over for someone
v.
10
General
birinin yerine çalışmak
fill in for
v.
11
General
birinin yerine yazmak
ghost write
v.
12
General
kendini birinin yerine koymak
put oneself into someone's shoes
v.
13
General
birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
substitute
v.
14
General
birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
take over from
v.
15
General
birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
take something (a post etc) over (from somebody)
v.
16
General
birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
supersede
v.
17
General
birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
replace
v.
18
General
birinin son arzusunu yerine getirmek
honour one's dying wish
v.
19
General
birinin yerine geçmek
take one's place
v.
20
General
birinin (görev) yerine bakmak
fill in
v.
21
General
birinin yerine başka biri gelmek
be succeeded by
v.
22
General
(birinin) yerine geçmek
take the place of
v.
23
General
görevli birinin yerine getirmek
superinduce
v.
24
General
kanun yerine birinin kararına bağlı olan
arbitrary
adj.
25
General
birinin ismi yerine kullanılır
there
pron.
Phrasals
26
Phrasals
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek
oblige (one) by (doing something)
v.
27
Phrasals
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek
oblige someone by something
v.
28
Phrasals
birinin bir yerine vurmak
punch someone in something
v.
29
Phrasals
birinin yerine bakmak
sit in (for somebody)
v.
30
Phrasals
birinin yerine çalışmak
work for someone
v.
31
Phrasals
birinin bir yerine vurmak/çarpmak
strike someone or something on something
v.
32
Phrasals
birinin bir yerine vurmak
punch someone on something
v.
33
Phrasals
birinin yerine bakmak
fill in for
v.
34
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak
sub for (someone or something)
v.
35
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak
sub for (someone or something)
v.
36
Phrasals
birinin yerine başka birini almak
sub someone for (someone else)
v.
37
Phrasals
birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak
sub someone for (someone else)
v.
38
Phrasals
birini (başka birinin yerine) almak
sub someone for (someone else)
v.
39
Phrasals
birinin yerine başka birini almak
sub something for something else
v.
40
Phrasals
birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak
sub something for something else
v.
41
Phrasals
birini (başka birinin yerine) almak
sub something for something else
v.
42
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine geçmek
sub for someone or something
v.
43
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine bakmak
sub for someone or something
v.
44
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine çalışmak
sub for someone or something
v.
45
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine görev yapmak
sub for someone or something
v.
46
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine kullanmak
sub for someone or something
v.
47
Phrasals
birinin yerine (başka birini) tercih etmek
switch from someone (to someone else)
v.
48
Phrasals
birinin yerine geçmek
fill in
v.
49
Phrasals
birinin yerine bakmak
fill in
v.
50
Phrasals
birinin (veya bir hayvanın) bir yerine vurmak
hit someone (or an animal) on something
v.
51
Phrasals
birinin (veya bir hayvanın) bir yerine çarpmak
hit someone (or an animal) on something
v.
52
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak
pat (someone or something) on (something or some place)
v.
53
Phrasals
(birinin) bilincini yerine getirmek
recall to (someone)
v.
54
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak
smear someone or something with something
v.
55
Phrasals
birinin/bir şeyin bir yerine vurmak
strike someone or something on something
v.
56
Phrasals
birinin/bir şeyin bir yerine çarpmak
strike someone or something on something
v.
57
Phrasals
(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek
satisfy (someone, something, or oneself) with (something)
v.
58
Phrasals
(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek
satisfy (someone, something, or oneself) with (something)
v.
59
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak
require (something) of (someone or something)
v.
60
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak
splash all over (someone or something)
v.
61
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek
splash all over (someone or something)
v.
62
Phrasals
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak
splatter someone or something up
v.
63
Phrasals
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak
superimpose (someone or oneself) on (someone or something)
v.
64
Phrasals
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak
superimpose (someone or oneself) onto (someone or something)
v.
65
Phrasals
birinin yerine birine/bir şeye bakmak
keep someone or something for someone
v.
66
Phrasals
birinin yerine biriyle/bir şeyle ilgilenmek
keep someone or something for someone
v.
67
Phrasals
birinin (bir şeyine/yerine) vurmak
knock on (something)
v.
68
Phrasals
(birinin (bir şeyine/yerine) çarpmak
knock on (something)
v.
69
Phrasals
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafif hafif vurmak
tap on (someone or something)
v.
70
Phrasals
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak
tap on (someone or something)
v.
71
Phrasals
(birinin/bir şeyin) bir yerine tıktık/pat pat vurmak
tap on (someone or something)
v.
72
Phrasals
birinin/bir şeyin bir yerine hafif hafif vurmak
tap someone or something on something
v.
73
Phrasals
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak
tap someone or something on something
v.
74
Phrasals
birinin/bir şeyin bir yerine tıktık/pat pat vurmak
tap someone or something on something
v.
75
Phrasals
(birinin) şuurunu yerine getirmek
bring (someone) to
v.
76
Phrasals
(birinin) bilincini yerine getirmek
bring (someone) to
v.
77
Phrasals
birinin yerine geçmek
alternate with someone
v.
78
Phrasals
birinin yerine görev yapmak
alternate with someone
v.
79
Phrasals
birinin yerine oynamak
alternate with someone
v.
80
Phrasals
alternatif olarak birinin yerine geçmek
alternate with someone
v.
81
Phrasals
birinin yerine bakmak
appear for someone
v.
82
Phrasals
(birinin) bilincini yerine getirmek
bring (someone) to
v.
83
Phrasals
birinin iş yerine giriş saatini kaydetmek
clock someone in
v.
84
Phrasals
birinin iş yerine giriş saatini takip etmek/tutmak
clock someone in
v.
85
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine bakmak
substitute for someone or something
v.
86
Phrasals
birinin/bir şeyin yerine geçmek
substitute for someone or something
v.
87
Phrasals
birini (başka birinin) yerine geçirmek
substitute someone for (someone else)
v.
88
Phrasals
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak
extend over (someone or something)
v.
89
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak
fill in (for someone or something)
v.
90
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
front for (someone or something)
v.
91
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
interchange with (someone or something)
v.
92
Phrasals
(birinin) keyfini yerine getirmek
jolly (someone) up
v.
93
Phrasals
(birinin) yerine bakmak
make up for (one)
v.
94
Phrasals
(birinin) yerine idare etmek
make up for (one)
v.
95
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak
punch (someone or something) on (something)
v.
96
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak
punch (someone or something) on (something)
v.
97
Phrasals
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak
punch (someone or something) on (something)
v.
98
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
replace (someone or something) by (someone or something)
v.
99
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek
replace (someone or something) by (someone or something)
v.
100
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
replace (someone or something) with (someone or something)
v.
101
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek
replace (someone or something) with (someone or something)
v.
102
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
stand in for (someone or something)
v.
103
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
stand in for (someone or something)
v.
104
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak
strew (something) (all) over (someone or something)
v.
105
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak
strew (something) (all) over (someone or something)
v.
106
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
sub in (for someone or something)
v.
107
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
sub in (for someone or something)
v.
108
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine koymak
sub in (for someone or something)
v.
109
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek
sub in (for someone or something)
v.
110
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak
sub in (for someone or something)
v.
111
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
swap in (for someone or something)
v.
112
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek
swap in (for someone or something)
v.
113
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yerine almak
swap in (for someone or something)
v.
114
Phrasals
(birinin/bir şeyin) bir yerine kırbaçla vurmak
whip (someone or something) on
v.
Phrases
115
Phrases
birinin yerine diğerini
one over the other
expr.
116
Phrases
birinin/bir şeyin yerinde/yerine
in (someone's or something's) place
expr.
117
Phrases
birinin/bir şeyin yerine
in (someone's or something's) place
expr.
118
Phrases
(birinin) yerine
in (one's) behalf
expr.
119
Phrases
(birinin/bir şeyin) yerine
in place of (someone or something)
expr.
120
Phrases
birinin/bir şeyin yerine
in place of somebody/something
expr.
Proverb
121
Proverb
kendini birinin yerine koymadan yargılama
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes
Colloquial
122
Colloquial
birinin yerine bir görevi yerine getiren program (bot)
droid
n.
123
Colloquial
bir şeyi birinin yerine ödemek
get it
v.
124
Colloquial
bir şeyi birinin yerine karşılamak
get it
v.
125
Colloquial
(birinin bir yerine) vurmak
hit in
v.
126
Colloquial
orada olmayan birinin yerine geçmek
cover
v.
Idioms
127
Idioms
birinin pis işlerini yerine getirmesi için tutulmuş adamı
long knife
n.
128
Idioms
birinin yerine getirmesi gereken sorumluluk/zor durum
cross (somebody has) to carry
n.
129
Idioms
(birinin) yerine geçmek
fill the shoes
v.
130
Idioms
başka birinin yerine de bakmak
double in brass
v.
131
Idioms
birinin yerine idare etmek
cover for someone
v.
132
Idioms
birinin yerine işi yürütmek
hold the fort
v.
133
Idioms
birinin yerine geçmek
take over for someone
v.
134
Idioms
birinin yerine göreve gelmek
step into somebody's shoes
v.
135
Idioms
birinin yerine göreve gelmek
fill somebody's shoes
v.
136
Idioms
birinin yerine işi yürütmek
hold down the fort
v.
137
Idioms
birinin yerine idare etmek
stand in for someone
v.
138
Idioms
kendini birinin yerine koymak
put oneself into someone's shoes
v.
139
Idioms
kendini birinin yerine koymak
step into someone's shoes
v.
140
Idioms
kendini başka birinin yerine koymak
put oneself into someone's shoes
v.
141
Idioms
(iş/görev anlamında) birinin yerine geçmek
step into someone's shoes
v.
142
Idioms
(görev anlamında) birinin yerine geçmek
take up the slack
v.
143
Idioms
(görev anlamında) birinin yerine geçmek
pick up the slack
v.
144
Idioms
ölmüş birinin yerine geçmek
step into dead men's shoes
v.
145
Idioms
(birinin) taleplerini yerine getirmek
bow to (one's) demands
v.
146
Idioms
birinin taleplerini yerine getirmek
bow to someone's demands
v.
147
Idioms
birinin yerini tutmak/yerine bakmak
keep somebody’s seat warm (for them)
v.
148
Idioms
bir süreliğine birinin yerini almak/yerine bakmak
keep somebody’s seat warm (for them)
v.
149
Idioms
birinin yerine yapması gereken her şeyi yapmak
be spoon-fed
v.
150
Idioms
(birinin) yerine geçmek
fill (one's) boots
v.
151
Idioms
(birinin) yerine bakmak
fill (one's) boots
v.
152
Idioms
birinin işini onun yerine en iyi şekilde yapmak
fill somebody’s boots/shoes
v.
153
Idioms
bir şeyi birinin yerine yapmaktansa ona nasıl yapacağını öğretmek
teach a man to fish
v.
154
Idioms
birinin yerine işi yürütmek
man the fort
v.
155
Idioms
birinin bir yerine vurmak
hit someone in something
v.
156
Idioms
birinin bir yerine çarpmak
hit someone in something
v.
157
Idioms
(birinin) keyfini yerine getirmek
raise (one's) spirits
v.
158
Idioms
(birinin) neşesini yerine getirmek
raise (one's) spirits
v.
159
Idioms
birinin keyfini yerine getirmek
raise somebody’s spirits
v.
160
Idioms
birinin neşesini yerine getirmek
raise somebody’s spirits
v.
161
Idioms
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
serve as one's replacement
v.
162
Idioms
(birinin/bir şeyin)yerine geçmek
serve as one's replacement
v.
163
Idioms
kendini (birinin) yerine koymak
stand in (someone's) shoes
v.
164
Idioms
kendini (başka birinin) yerine koymak
walk a mile in (someone's) shoes
v.
165
Idioms
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back to life
v.
166
Idioms
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back to life
v.
167
Idioms
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back up
v.
168
Idioms
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back up
v.
169
Idioms
birinin yerine bir yere/şeye bakmak
mind the shop
v.
170
Idioms
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere bakmak
mind the shop
v.
171
Idioms
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere göz kulak olmak
mind the shop
v.
172
Idioms
bir darbeyle (birinin) bilincini yerine getirmek
knock (someone) out of (something)
v.
173
Idioms
(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek
bring (someone or something) to life
v.
174
Idioms
(birinin) yerine geçmek
change/swap places (with somebody)
v.
175
Idioms
(birinin) yerine geçmek
change places with (one)
v.
176
Idioms
birinin yerine geçmek
change places with someone
v.
177
Idioms
(birinin) yerine geçmek
change/swap places
v.
178
Idioms
(birinin) isteklerini/buyruklarını yerine getirmek
dance to (one's) tune
v.
179
Idioms
(birinin) isteğini/ricasını yerine getirmek
do (one's) bidding
v.
180
Idioms
(birinin) emrini yerine getirmek
do (one's) bidding
v.
181
Idioms
(birinin) yerine göreve gelmek
fill shoes
v.
182
Idioms
(birinin) yerine geçmek
fill shoes
v.
183
Idioms
(birinin) bir yerine vurmak
hit in
v.
184
Idioms
birinin yerine bakmak
keep (one's) (something) warm
v.
185
Idioms
bir şeyi birinin yerine yürütmek
keep something warm for someone
v.
186
Idioms
(kendini birinin) yerine koymak
put (oneself) in (someone's) shoes
v.
187
Idioms
kendini birinin yerine koymak
put someone in his or her place
v.
188
Idioms
kendini birinin yerine koymak
put oneself in someone's place
v.
189
Idioms
(birinin) sağlığını yerine getirmek
put the roses back in (one's) cheeks [uk]
v.
190
Idioms
(birinin) enerjisini yerine getirmek
put the roses back in (one's) cheeks [uk]
v.
191
Idioms
birinin cenaze/defin işlemlerini yürütmek/yerine getirmek
send someone to glory
v.
192
Idioms
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
take (someone's or something's) place
v.
193
Idioms
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
take the place of (someone or something)
v.
194
Idioms
(birinin) yerine
in (one's) own name
expr.
195
Idioms
(birinin/bir şeyin) yerine
in (someone's or something's) stead
expr.
196
Idioms
birinin/bir şeyin yerine
in somebody's/something's stead
expr.
197
Idioms
birinin yerinde/yerine
in someone's shoes
expr.
198
Idioms
birinin yerinde/yerine
in someone else's shoes
expr.
199
Idioms
birinin yerinde/yerine
in someone's place
expr.
200
Idioms
birinin yerinde/yerine
in someone's stead
expr.
201
Idioms
(birinin) yerine
on (one's) behalf
expr.
Trade/Economic
202
Trade/Economic
başka birinin yerine koyma
substitution
n.
Law
203
Law
(kilise mahkemesinde) resmi talep yerine taraflardan birinin talebi üzerine açılan dava
instance
n.
204
Law
birinin yerine geçmek
substitute
v.
Sport
205
Sport
(birinin golf topunu) egzersiz sahasından alıp yerine bir işaret bırakmak
mark
v.
Slang
206
Slang
birinin yanındaki yerine cep telefonuyla ilgilenmesi
phubbing
n.
207
Slang
birinin yerine geçmek
tag in
v.
208
Slang
birinin yerine geçmek
tag out
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birinin yerine
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy