Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
bring up
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"bring up"
in Turkish English Dictionary : 30 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
bring up
v.
çocuk yetiştirmek
2
General
bring up
v.
bahsetmek
3
General
bring up
v.
bahis açmak
4
General
bring up
v.
terbiye etmek
5
General
bring up
v.
kusmak
6
General
bring up
v.
yetiştirmek
7
General
bring up
v.
beslemek
8
General
bring up
v.
büyütmek
9
General
bring up
v.
azarlamak
10
General
bring up
v.
paylamak
11
General
bring up
v.
durduruvermek
12
General
bring up
v.
yükseltmek
13
General
bring up
v.
çocuklardan sakınmak
14
General
bring up
v.
(çocuk) büyütmek
Phrasals
15
Phrasals
bring up
v.
ansızın durdurmak
16
Phrasals
bring up
v.
çocuk yetiştirmek
17
Phrasals
bring up
v.
gündeme getirmek
18
Phrasals
bring up
v.
istifra etmek
19
Phrasals
bring up
v.
kusmak
20
Phrasals
bring up
v.
yukarı kaldırmak
21
Phrasals
bring up
v.
yukarı getirmek
22
Phrasals
bring up
v.
daha yüksek konumdaki bir yere getirmek
23
Phrasals
bring up
v.
bilgisayar ekranında bir program, sayfa, dosya açmak
24
Phrasals
bring up
v.
harekete geçirmek
25
Phrasals
bring up
v.
var edivermek
26
Phrasals
bring up
v.
terfi ettirmek
Computer
27
Computer
bring up
v.
(sistemi) yeniden yüklemek
28
Computer
bring up
v.
(dosya, resim) bilgisayar ekranında çıkarmak
Marine
29
Marine
bring up
v.
orsa etmek
Printing
30
Printing
bring up
v.
(tipo baskı kalıbını) hazır hale getirmek
Meanings of
"bring up"
with other terms in English Turkish Dictionary : 175 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
bring up the rear
v.
arkada olmak
2
General
bring up the rear
v.
sonuncu gelmek
3
General
bring up children
v.
çocuk yetiştirmek
4
General
bring a unit up to strength
v.
bir grubun mevcudunu tamamlamak
5
General
bring something up
v.
ortaya atmak
6
General
bring up one's big guns
v.
en önemli destekçileri getirmek
7
General
bring up the subject
v.
açmak
8
General
bring up in conversation
v.
açmak
9
General
bring up to date
v.
güncelleştirmek
10
General
bring up a subject
v.
bahis açmak
11
General
bring somebody up
v.
yetiştirmek
12
General
bring up one's big guns
v.
en önemli dayanakları ileri sürmek
13
General
bring up (a matter) repeatedly
v.
dilden düşürmemek
14
General
bring up a child
v.
çocuk büyütmek
15
General
bring up the rear
v.
sonuncu olmak
16
General
bring up the rear
v.
arkada kalmak
17
General
bring up a family
v.
aile geçindirmek
18
General
bring up an issue
v.
bir konu ileri sürmek
19
General
bring up an issue
v.
bir konu ortaya atmak
20
General
bring something up for discussion
v.
tartışmaya açmak
21
General
bring up the rear
v.
en son gelmek
22
General
bring up the rear
v.
en sonuncu gelmek
23
General
bring up the rear
v.
yarışta sonuncu gelmek
24
General
bring up the rear
v.
sondan gelmek
25
General
bring up the rear
v.
sıranın sonunda olmak
26
General
bring up to date
v.
son gelişmeleri anlatmak
27
General
bring up to date
v.
son gelişmeleri bildirmek
28
General
bring up to date
v.
son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek
29
General
bring up to date
v.
yeni bilgi vermek
30
General
bring up a child
v.
çocuk yetiştirmek
31
General
bring up a baby
v.
bebek büyütmek
32
General
bring up the subject
v.
konuyu açmak
33
General
bring that up again and we'll vote on it
interj.
konuyu tekrar aç ve oylayalım
Phrasals
34
Phrasals
bring up to scratch
v.
belli bir düzeye getirmek
35
Phrasals
bring up to standard
v.
belli bir standarda getirmek
36
Phrasals
bring up to scratch
v.
belli bir standarda getirmek
37
Phrasals
bring up to standard
v.
belli bir düzeye getirmek
38
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına taşımak
39
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına atmak
40
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına getirmek
41
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşı karşıya getirmek
42
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) yüz yüze getirmek
43
Phrasals
bring (someone or something) up against (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle)yüzleştirmek
44
Phrasals
bring someone or something up
v.
birini/bir şeyi yukarı getirmek
45
Phrasals
bring someone or something up
v.
birini/bir şeyi yukarı taşımak
46
Phrasals
bring someone or something up
v.
birinin/bir şeyin bahsini açmak
47
Phrasals
bring someone or something up
v.
birinin/bir şeyin konusunu açmak
48
Phrasals
bring someone or something up
v.
birinden/bir şeyden bahsetmek
49
Phrasals
bring someone or something up
v.
birine/bir şeye değinmek
50
Phrasals
bring someone or something up
v.
birinin/bir şeyin lafını etmek
51
Phrasals
bring someone or something up
v.
birini/bir şeyi gündeme getirmek
52
Phrasals
bring someone or something up
v.
birini/bir şeyi büyütmek
53
Phrasals
bring someone or something up
v.
birini/bir şeyi yetiştirmek
54
Phrasals
bring up for
v.
için önermek
55
Phrasals
bring up for
v.
için aday göstermek
56
Phrasals
bring up for
v.
için gündeme getirmek
57
Phrasals
bring up on
v.
bir alışkanlıkla yetiştirmek
58
Phrasals
bring up on
v.
belli bir şekilde yetiştirmek
59
Phrasals
bring up on
v.
ile büyütmek/beslemek
60
Phrasals
bring up to
v.
-e bahsetmek
61
Phrasals
bring up to
v.
-e lafını etmek
62
Phrasals
bring up to
v.
-e konu etmek
63
Phrasals
bring up to
v.
-e söylemek
64
Phrasals
bring up to
v.
-e konusunu/lafını açmak
65
Phrasals
bring up to
v.
-e yükseltmek
66
Phrasals
bring up to
v.
-e çıkarmak
67
Phrasals
bring someone or something up to something
v.
birini/bir şeyi bir şeye yükseltmek
68
Phrasals
bring someone or something up to something
v.
birini/bir şeyi bir seviyeye getirmek
69
Phrasals
bring up (to)
v.
standartlara uygun hale getirmek
Colloquial
70
Colloquial
bring your shoulders up
expr.
omuzlarını kaldır
Idioms
71
Idioms
bring up (any one) with a round turn
v.
(birinin) aniden durmasına sebep olmak
72
Idioms
bring up by hand
v.
(bebeği) emzirmeden elle beslemek
73
Idioms
bring up the rear
v.
arkadan gelmek
74
Idioms
bring up with a round turn
v.
aniden durmak
75
Idioms
bring up the rear
v.
geriden gelmek
76
Idioms
bring (one) up for (something)
v.
bir pozisyon için (birini) önermek
77
Idioms
bring (one) up for (something)
v.
bir pozisyon için (birini) aday göstermek
78
Idioms
bring (one) up for (something)
v.
bir pozisyona (birinin) adını önermek
79
Idioms
bring someone up for something
v.
bir pozisyon için (birini) önermek
80
Idioms
bring someone up for something
v.
bir pozisyon için (birini) aday göstermek
81
Idioms
bring someone up for something
v.
bir pozisyona (birinin) adını önermek
82
Idioms
bring someone up for something
v.
terfi/inceleme için (birinin) adını vermek
83
Idioms
bring someone up for something
v.
(birini) terfi ettirmek
84
Idioms
bring someone up for something
v.
(birini) incelemeye almak
85
Idioms
bring someone up for something
v.
(birini) disipline sevk etmek
86
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek
87
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek
88
Idioms
bring (one) up on (something)
v.
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
89
Idioms
bring someone up on something
v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek
90
Idioms
bring someone up on something
v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek
91
Idioms
bring someone up on something
v.
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
92
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birine) dava açmak
93
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini bir şeyle) suçlamak
94
Idioms
bring (something) up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uygun hale getirmek
95
Idioms
bring (something) up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde değiştirmek
96
Idioms
bring (something) up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde geliştirmek
97
Idioms
bring (something) up to code [us]
v.
(bir şeye/binaya) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde tadilat yaptırmak
98
Idioms
bring something up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uygun hale getirmek
99
Idioms
bring something up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde değiştirmek
100
Idioms
bring something up to code [us]
v.
(bir şeyi/binayı) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde geliştirmek
101
Idioms
bring something up to code [us]
v.
(bir şeye/binaya) kanunlara/tüzüğe uyacak şekilde tadilat yaptırmak
102
Idioms
bring something up to code
v.
(eski bina, ev) yönetmeliklere uygun hale getirmek
103
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birine) dava açmak
104
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini) mahkemeye vermek
105
Idioms
bring (one) up on charges
v.
(birini) hakim önüne çıkarmak
106
Idioms
bring someone up sharply
v.
birisini şok etmek
107
Idioms
bring somebody up with a start
v.
birdenbire durumunun farkına varmasını sağlamak
108
Idioms
bring someone up-to-date on
v.
birisini son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek
109
Idioms
bring somebody up short
v.
birden durdurmak
110
Idioms
bring up to the mark
v.
belli bir standarda getirmek
111
Idioms
bring up a matter with someone
v.
birine bir konuyu açmak
112
Idioms
bring up short
v.
birdenbire durmak
113
Idioms
bring someone up sharply
v.
birisini şaşırtmak
114
Idioms
bring someone up sharply
v.
birisini şaşırtarak kendisine getirmek
115
Idioms
bring someone up to speed
v.
birini bir konu hakkında bilgilendirmek
116
Idioms
bring someone up short
v.
birisini şaşırtmak
117
Idioms
bring someone up short
v.
birisini şaşırtarak kendisine getirmek
118
Idioms
bring up to the mark
v.
belli bir düzeye getirmek
119
Idioms
bring someone up short
v.
birisini şok etmek
120
Idioms
bring up to the mark
v.
doğru seviyeye getirmek
121
Idioms
bring up short
v.
düşüşe geçmek
122
Idioms
bring someone up to speed
v.
harekete geçirmek/çalıştırmak
123
Idioms
bring up against
v.
karşı karşıya kalmak
124
Idioms
bring somebody up with a start
v.
şaşırtmak
125
Idioms
bring up against
v.
yüz yüze gelmek
126
Idioms
bring (one) up sharply
v.
(birinin) donakalmasına neden olmak
127
Idioms
bring (one) up sharply
v.
(birinin) donup kalmasına neden olmak
128
Idioms
bring (one) up sharply
v.
(birini) ansızın durdurmak
129
Idioms
bring (one) up sharply
v.
(birinin) aniden durmasına sebep olmak
130
Idioms
bring (one) up short
v.
(birinin) donakalmasına neden olmak
131
Idioms
bring (one) up short
v.
(birinin) donup kalmasına neden olmak
132
Idioms
bring (one) up short
v.
(birini) ansızın durdurmak
133
Idioms
bring (one) up short
v.
(birinin) aniden durmasına sebep olmak
134
Idioms
bring (one) up with a start
v.
(birinin) donakalmasına neden olmak
135
Idioms
bring (one) up with a start
v.
(birinin) donup kalmasına neden olmak
136
Idioms
bring (one) up with a start
v.
(birini) ansızın durdurmak
137
Idioms
bring (one) up with a start
v.
(birinin) aniden durmasına sebep olmak
138
Idioms
bring (someone or something) up to date
v.
(birini/bir şeyi) güncellemek
139
Idioms
bring (someone or something) up to date
v.
(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
140
Idioms
bring someone or something up-to-date
v.
birini/bir şeyi modernize etmek
141
Idioms
bring someone or something up-to-date
v.
birini/bir şeyi modernleştirmek
142
Idioms
bring someone or something up-to-date
v.
birini/bir şeyi çağdaşlaştırmak
143
Idioms
bring someone or something up-to-date
v.
birini/bir şeyi günümüze uydurmak
144
Idioms
bring someone or something up-to-date
v.
birini/bir şeyi yenilemek
145
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek
146
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
147
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek
148
Idioms
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
149
Idioms
bring (or pull) someone up short
v.
birini bir anda/birdenbire durdurmak
150
Idioms
bring (or pull) someone up short
v.
birini şok etmek
151
Idioms
bring something up
v.
bir şey kusmak
152
Idioms
bring something up
v.
öksürerek bir şeyi atmak/çıkarmak
153
Idioms
bring up sharply
v.
donakalmasına neden olmak
154
Idioms
bring up sharply
v.
donup kalmasına neden olmak
155
Idioms
bring up sharply
v.
ansızın durdurmak
156
Idioms
bring up sharply
v.
aniden durmasına sebep olmak
157
Idioms
bring up sharply
v.
şok etmek
158
Idioms
bring up sharply
v.
şaşırtmak
159
Idioms
bring up-to-date
v.
güncelleştirmek
160
Idioms
bring up-to-date
v.
yeni bilgi vermek
161
Idioms
bring up-to-date
v.
son gelişmeleri anlatmak
162
Idioms
bring up-to-date
v.
son gelişmeleri bildirmek
163
Idioms
bring up-to-date
v.
son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek
164
Idioms
bring up-to-date
v.
güncel tutmak
165
Idioms
bring/pull somebody up short
v.
birini birden durdurmak
166
Idioms
bring/pull somebody up short
v.
birini şaşırtıp durdurmak
167
Idioms
bring/pull somebody up short
v.
birinin ilgisini çekmek
168
Idioms
bring that up again and we'll vote on it
expr.
tekrar geğir de oylayalım
169
Idioms
bring that up again and we'll vote on it
expr.
o nasıl bir geğirmeydi
Speaking
170
Speaking
bring your knee up to your chest
expr.
dizini göğüs hizasına getir
171
Speaking
don't bring that up again
expr.
yine açma şu konuyu
172
Speaking
don't bring that up again
expr.
yine açma bu konuyu
Trade/Economic
173
Trade/Economic
bring up oil
n.
petrol çıkarma
174
Trade/Economic
bring up something to the agenda
v.
gündeme taşımak
Computer
175
Computer
bring up a calculator
expr.
hesap makinesi aç
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bring up
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy