|
Category |
English |
Turkish |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
take by surprise v.
|
gafil avlamak |
|
We were completely taken by surprise.
Tamamen gafil avlandık.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
stop by v.
|
uğramak |
|
I just stopped by to see if you were OK.
İyi olup olmadığına bakmak için uğradım.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
little by little adv.
|
azar azar |
|
Her health is improving little by little.
Onun sağlığı azar azar iyileşiyor.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
by chance adv.
|
tesadüfen |
|
This has not happened by chance.
Bu tesadüfen gerçekleşmedi.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
one by one adv.
|
birer birer |
|
One by one, the European teams are disappearing from the green pitches in Korea.
Avrupa takımları Kore'deki yeşil sahalardan birer birer kayboluyor.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
by himself adv.
|
kendi kendine |
|
Tom said he just wanted to spend some time by himself.
Tom biraz kendi kendine kalmak istediğini söyledi.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
by the way adv.
|
bu arada |
|
How many refugees, by the way?
Bu arada kaç mülteci var?
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
one by one adv.
|
tek tek |
|
As we do for SMEs, let us go and look for the citizens one by one.
KOBİ'ler için yaptığımız gibi, gidip vatandaşları tek tek arayalım.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
by itself adv.
|
kendi kendine |
|
We are relying on it developing by itself up to 2004.
Direktifin 2004 yılına kadar kendi kendine gelişeceğine güveniyoruz.
More Sentences
|
10 |
Common Usage |
by mistake adv.
|
yanlışlıkla |
|
It has been listed as a separate vote by mistake.
Yanlışlıkla ayrı bir oylama olarak listelenmiştir.
More Sentences
|
11 |
Common Usage |
side by side adv.
|
yan yana |
|
It is very important to achieve a balanced employment policy, where a number of different interests stand side by side.
Bir dizi farklı çıkarın yan yana durduğu dengeli bir istihdam politikasına ulaşmak çok önemlidir.
More Sentences
|
12 |
Common Usage |
by walking adv.
|
yürüyerek |
|
I can get to work faster by walking than by taking the car.
Yürüyerek işe arabayla gitmekten daha hızlı gidebilirim.
More Sentences
|
13 |
Common Usage |
by foot adv.
|
yürüyerek |
|
From there I continued my way by foot.
Oradan yoluma yürüyerek devam ettim.
More Sentences
|
14 |
Common Usage |
by way of prep.
|
üzerinden |
|
She flew to Europe by way of Siberia.
Sibirya üzerinden Avrupa'ya uçtu.
More Sentences
|
15 |
Common Usage |
by accident adv.
|
kazara |
|
The disease must not be allowed to spread by accident as a result of contaminated feed.
Hastalığın, kontamine yemlerin bir sonucu olarak kazara yayılmasına izin verilmemelidir.
More Sentences
|
General |
|
16 |
General |
decisions taken by n.
|
alınan kararlar |
|
Perhaps they think that decisions taken by Eurocrats alone are more democratic?
Belki de sadece Eurokratlar tarafından alınan kararların daha demokratik olduğunu düşünüyorlardır?
More Sentences
|
|
17 |
General |
by-election n.
|
ara seçim |
|
I congratulate his party on securing a victory in this by-election.
Partisini bu ara seçimde elde ettiği zaferden dolayı kutluyorum.
More Sentences
|
18 |
General |
learning by doing n.
|
yaparak öğrenme |
|
With existing nationally-based schemes we are learning by doing, and we must continue to do so.
Mevcut ulusal tabanlı programlarla yaparak öğreniyoruz ve bunu yapmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
19 |
General |
by-product n.
|
yan ürün |
|
This poor development is the by-product of developing the European economy within restricted national frameworks.
Bu zayıf gelişme, Avrupa ekonomisinin kısıtlı ulusal çerçeveler içerisinde geliştirilmesinin bir yan ürünüdür.
More Sentences
|
20 |
General |
good-by n.
|
veda |
|
John went away without so much as saying good-by.
John veda bile etmeden gitti.
More Sentences
|
21 |
General |
live by v.
|
geçinmek |
|
This is very bad news for the developing countries and for Africa, where most people live by agriculture.
Bu, gelişmekte olan ülkeler ve insanların çoğunun tarımla geçindiği Afrika için çok kötü bir haber.
More Sentences
|
22 |
General |
come by v.
|
bulmak |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, ama bunları bulmak zor.
More Sentences
|
23 |
General |
stop by v.
|
bir yere uğramak |
|
But we need to stop by somewhere first.
Ama önce bir yere uğramamız lazım.
More Sentences
|
24 |
General |
set by v.
|
biriktirmek |
|
Mary is setting by money to go to Japan.
Mary, Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.
More Sentences
|
25 |
General |
stand by v.
|
beklemek |
|
Stand by for further instructions.
Daha fazla talimat için bekleyin.
More Sentences
|
26 |
General |
profit by v.
|
istifade etmek |
|
A wise person profits by his mistakes.
Akıllı bir insan hatalarından istifade eder.
More Sentences
|
27 |
General |
impress by v.
|
etkilenmek (bir şeyden veya kişiden) |
|
I was impressed by what President Taya has done over the years in a country as poor as this.
Bu kadar fakir bir ülkede Başkan Taya'nın yıllar boyunca yaptıklarından çok etkilendim.
More Sentences
|
28 |
General |
stand by v.
|
yanında olmak |
|
Whatever happens, you must stand by one another.
Ne olursa olsun birbirinizin yanında olmalısınız.
More Sentences
|
29 |
General |
be overcome by v.
|
kapılmak |
|
He was overcome by a feeling of melancholy.
Melankolik bir duyguya kapıldı.
More Sentences
|
30 |
General |
come by v.
|
uğramak |
|
I'll come by.
Uğrayacağım.
More Sentences
|
31 |
General |
compound by v.
|
artmak |
|
The Commission's initial error, in other words, has been compounded by the wrong choice of method.
Diğer bir deyişle, Komisyon'un başlangıçtaki hatası, yanlış yöntem seçimiyle daha da artmıştır.
More Sentences
|
32 |
General |
come by v.
|
elde etmek |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, fakat onları elde etmesi zor.
More Sentences
|
33 |
General |
pass by v.
|
geçip gitmek |
|
Hordes of illegal immigrants can hardly pass by unnoticed.
Yasa dışı göçmen orduları fark edilmeden geçip gidemezler.
More Sentences
|
34 |
General |
stop by v.
|
uğramak |
|
I'll stop by your place on my way home.
Eve giderken sana uğrayacağım.
More Sentences
|
35 |
General |
get by v.
|
idare etmek |
|
I believe that we can now, exceptionally, get by with a single reading.
Artık istisnai olarak tek bir okuma ile idare edebileceğimize inanıyorum.
More Sentences
|
36 |
General |
pass by v.
|
yanından geçmek |
|
They passed by her house yesterday.
Onlar dün onun evinin yanından geçtiler.
More Sentences
|
|
37 |
General |
be composed by v.
|
bestelenmek |
|
This music was composed by Bach.
Bu müzik Bach tarafından bestelendi.
More Sentences
|
38 |
General |
lay by v.
|
biriktirmek |
|
You should lay by something against a rainy day.
Zor günler için bir şeyler biriktirmelisiniz.
More Sentences
|
39 |
General |
drop by v.
|
uğramak |
|
Would you mind if I dropped by tomorrow evening?
Yarın akşam uğramamın sizin için bir sakıncası var mı?
More Sentences
|
40 |
General |
happen by v.
|
gelmek |
|
Such things often happen by accident rather than by design.
Bu tür şeyler genellikle tasarlamadan ziyade kaza sonucu meydana gelir.
More Sentences
|
41 |
General |
travel by v.
|
yolculuk etmek |
|
Most people travel by train.
Çoğu insan trenle yolculuk eder.
More Sentences
|
42 |
General |
stand by v.
|
hazır beklemek |
|
A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
Bir grup bilim insanı deneyi kaydetmek üzere hazır bekliyordu.
More Sentences
|
43 |
General |
be affected by v.
|
etkilenmek |
|
Our character is affected by the environment.
Karakterimiz çevreden etkilenir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
44 |
Common Usage |
abide by v.
|
-e uymak |
|
45 |
Common Usage |
learn by heart v.
|
ezberlemek |
|
46 |
Common Usage |
affected by adj.
|
tutkun |
|
47 |
Common Usage |
by oneself adv.
|
kendi kendine |
|
48 |
Common Usage |
by herself adv.
|
kendi kendine |
|
49 |
Common Usage |
by chance adv.
|
gelişigüzel |
|
50 |
Common Usage |
by instalments adv.
|
taksitle |
|
51 |
Common Usage |
by foot adv.
|
yayan |
|
52 |
Common Usage |
by walking adv.
|
yayan |
|
53 |
Common Usage |
by the numbers adv.
|
kitabına göre |
|
54 |
Common Usage |
by the book adv.
|
kitabına göre |
|
55 |
Common Usage |
by way of prep.
|
yolu ile |
|
56 |
Common Usage |
by way of prep.
|
vasıtası ile |
|
57 |
Common Usage |
by way of prep.
|
aracılığıyla |
|
58 |
Common Usage |
by way of prep.
|
vasıtasıyla |
|
59 |
Common Usage |
by way of prep.
|
kanalıyla |
|
60 |
Common Usage |
by chance adv.
|
kazara |
|
General |
|
61 |
General |
joy felt by parents n.
|
mürüvvet |
|
62 |
General |
oath taken by an expert n.
|
ehlivukufun yemini |
|
63 |
General |
clacking noise made by storks n.
|
laklak |
|
64 |
General |
contract governed by public law n.
|
kamu hukukuna tabi sözleşme |
|
65 |
General |
judgments by default n.
|
gıyapta yargılama |
|
66 |
General |
judgement by default n.
|
gıyabi hüküm |
|
67 |
General |
ten minutes by the clock n.
|
tam on dakika |
|
68 |
General |
exchange of positions by mutual consent n.
|
becayiş |
|
69 |
General |
state bound by market and price mechanism n.
|
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet |
|
70 |
General |
passer by n.
|
yoldan geçen kişi |
|
71 |
General |
east by south n.
|
güneydoğu |
|
72 |
General |
a thing taken by theft n.
|
haram mal |
|
73 |
General |
knowing somebody by sight n.
|
göz aşinalığı |
|
74 |
General |
management by objectives n.
|
amaçlar doğrultusunda yönetim |
|
75 |
General |
concentrate by boiling n.
|
kaynatarak koyulaştırma |
|
76 |
General |
premises owned by the crown n.
|
hükümet binası |
|
|
77 |
General |
knowledge reached by reason n.
|
akliyat |
|
78 |
General |
lay-by n.
|
cep |
|
79 |
General |
stealing by snatching n.
|
kapkaç |
|
80 |
General |
knowing someone by sight n.
|
göz aşinalığı |
|
81 |
General |
military service by payment n.
|
bedelli askerlik |
|
82 |
General |
area shaded by a building n.
|
bina gölgeleme alanı |
|
83 |
General |
knowledge acquired by listening n.
|
kulak dolgunluğu |
|
84 |
General |
irrigating by sprinkling water n.
|
yağmurlama |
|
85 |
General |
seizure by violence n.
|
gasp |
|
86 |
General |
dropping by n.
|
geçerken uğrama |
|
87 |
General |
by line n.
|
gazetecinin imzası |
|
88 |
General |
west by south n.
|
güney batı |
|
89 |
General |
west by north n.
|
kuzey batı |
|
90 |
General |
learning by discovery n.
|
keşfederek öğrenme |
|
91 |
General |
passers by n.
|
gelen giden |
|
92 |
General |
revenge by the wearer of horns n.
|
intikam yemini |
|
93 |
General |
transfer by inheritance n.
|
intikal |
|
94 |
General |
tenancy by the entirety n.
|
mal ortaklığı |
|
95 |
General |
east by north n.
|
kuzeydoğu |
|
96 |
General |
steal by snatching n.
|
kapkaç |
|
97 |
General |
stealing by snatching n.
|
kaptıkaçtı |
|
98 |
General |
learning by heart n.
|
ezber |
|
99 |
General |
quack who claims to cure by breathing n.
|
üfürükçü |
|
100 |
General |
by law n.
|
anayasa maddesi |
|
101 |
General |
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices n.
|
tanzim satışı |
|
102 |
General |
payment by anticipation n.
|
peşin ödeme |
|
103 |
General |
estate by elegit n.
|
davalının arazisinin yarısı ile çift hayvanları dışında tüm menkullerinin davacının yedine teslimi |
|
104 |
General |
payment by cheque n.
|
çekle ödeme |
|
105 |
General |
damage by water n.
|
su hasarı |
|
106 |
General |
lodge used by mevlevi dervishes n.
|
mevlevihane |
|
107 |
General |
sales by month n.
|
aylara göre satışlar |
|
108 |
General |
step by step processing n.
|
adım adım işleme |
|
109 |
General |
increase by n.
|
artırma |
|
110 |
General |
due by n.
|
süre sonu |
|
111 |
General |
tenure by fee alms n.
|
bağışçıların dini kuruluşlara öldükten sonra ruhlarına duacı olmaları için hibe ettiği arazilerin kullanım süresi |
|
112 |
General |
distribution by years n.
|
yıllara göre dağılım |
|
113 |
General |
profitability by years n.
|
yıllara göre karlılık durumu |
|
114 |
General |
limited by time n.
|
zamanla sınırlı |
|
115 |
General |
tenure by free alms n.
|
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi |
|
116 |
General |
escorted by police (officers) n.
|
polis nezaretinde |
|
117 |
General |
paying by card n.
|
kartlı ödeme |
|
118 |
General |
voting by proxy n.
|
vekaleten oy kullanma |
|
119 |
General |
resolutions adopted by n.
|
alınan kararlar |
|
120 |
General |
by-street n.
|
arka sokak |
|
121 |
General |
by-street n.
|
yanyol |
|
122 |
General |
disability by accident n.
|
kazaen maluliyet |
|
123 |
General |
death by accident n.
|
kazaen vefat |
|
124 |
General |
land surrounded by water on its three sides n.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
125 |
General |
agreement by mutual n.
|
karşılıklı anlaşma |
|
126 |
General |
pay by credit card n.
|
kredi kartı ile ödeme |
|
127 |
General |
word by word translation n.
|
kelime kelime çeviri |
|
128 |
General |
fortune-telling by throwing beans n.
|
bakla falı |
|
129 |
General |
by-road n.
|
ara yol |
|
130 |
General |
fly-by-night n.
|
vurguncu |
|
131 |
General |
by-way n.
|
karanlık yol |
|
132 |
General |
by-pass n.
|
tali yol |
|
133 |
General |
by-election n.
|
kısmi seçim |
|
134 |
General |
by-pass n.
|
çevre yolu |
|
135 |
General |
lay-by n.
|
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep |
|
136 |
General |
by-laws n.
|
yönetmelikler |
|
137 |
General |
by-street n.
|
ara sokak |
|
138 |
General |
by-way n.
|
gizli yol |
|
139 |
General |
fly-by-night company n.
|
paravan şirket |
|
140 |
General |
by-product n.
|
türev ürün |
|
141 |
General |
by-line n.
|
yazar adının verildiği satır |
|
142 |
General |
by-pass n.
|
türev boru |
|
143 |
General |
by-street n.
|
yan sokak |
|
144 |
General |
by-pass n.
|
baypas |
|
145 |
General |
lay-by n.
|
park yeri |
|
146 |
General |
lay-by n.
|
konaklama tesisi |
|
147 |
General |
fly-by-nighter n.
|
kapkaççı |
|
148 |
General |
by-road n.
|
sapa yol |
|
149 |
General |
by-pass n.
|
dolaştırma |
|
150 |
General |
by-blow n.
|
gayrimeşru çocuk |
|
151 |
General |
lay-by n.
|
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol |
|
152 |
General |
by-pass n.
|
yan geçit |
|
153 |
General |
by-way n.
|
dolaşık yol |
|
154 |
General |
by-catch of the fishing n.
|
balıklarla birlikte yakalananlar |
|
155 |
General |
by-product n.
|
ikincil ürün |
|
156 |
General |
by-pass n.
|
atlama |
|
157 |
General |
by-way n.
|
yan yol |
|
158 |
General |
story-by-story shearing model n.
|
kat-kat kesme modeli |
|
159 |
General |
stand-by n.
|
yardım |
|
160 |
General |
stand-by n.
|
hazır |
|
161 |
General |
stand-by n.
|
yardımcı |
|
162 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
olmayana ergi |
|
163 |
General |
stand-by n.
|
destek |
|
164 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
abese irca |
|
165 |
General |
two-by-four n.
|
iki birim kalınlığında tahta |
|
166 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
açma olana indirgeme |
|
167 |
General |
stand-by n.
|
güvenilir kimse |
|
168 |
General |
stand-by n.
|
yedek |
|
169 |
General |
stand-by n.
|
zemin döşeme |
|
170 |
General |
learning by practising n.
|
yaparak öğrenme |
|
171 |
General |
lay-by n.
|
araba durağı |
|
172 |
General |
lay-by n.
|
durak |
|
173 |
General |
lay-by n.
|
son işlem olarak tarlayı sürüp ekme |
|
174 |
General |
purchase or sale by sample n.
|
örneğe göre alış veya satış |
|
175 |
General |
fly-by-night n.
|
borcunu ödemeyen kimse |
|
176 |
General |
breakdown by gender n.
|
toplumsal cinsiyete göre analiz |
|
177 |
General |
conveyance by railway n.
|
demiryolu ile taşımacılık |
|
178 |
General |
conveyance by railway n.
|
demiryolu ile taşıma |
|
179 |
General |
payment of gas bill by standing order n.
|
otomatik doğalgaz faturası ödemesi |
|
180 |
General |
use by date n.
|
son kullanma tarihi |
|
181 |
General |
play-by-play description n.
|
anbean betimleme |
|
182 |
General |
power granted by n.
|
... tarafından verilen yetki |
|
183 |
General |
breathing by mouth n.
|
ağızla solunum |
|
184 |
General |
breathing by mouth n.
|
ağızdan soluma |
|
185 |
General |
by-pass n.
|
kestirme (yol) |
|
186 |
General |
relationship by affinity n.
|
hısımlık bağı |
|
187 |
General |
relationship by affinity n.
|
akrabalık bağı |
|
188 |
General |
words to live by n.
|
güzel ve özlü sözler |
|
189 |
General |
surrounded on three sides by the sea n.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
190 |
General |
hanging stockings by the fire n.
|
şömine üzerine çorap asma |
|
191 |
General |
the town embraced by the natural beauties and the historical cities n.
|
doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde |
|
192 |
General |
draw lots designation by lot n.
|
ad çekme |
|
193 |
General |
designation by lot n.
|
ad çekme |
|
194 |
General |
(one's card) be swallowed by atm machine n.
|
atm'nin kartı yutması |
|
195 |
General |
forbidden by law n.
|
kanunen yasak |
|
196 |
General |
passer-by n.
|
gelen geçen |
|
197 |
General |
passers-by n.
|
yoldan geçen kimse |
|
198 |
General |
by-line n.
|
gazetecinin imzası |
|
199 |
General |
by-line n.
|
köşe yazarı künyesi |
|
200 |
General |
by-product n.
|
ara ürün |
|
201 |
General |
distribution by countries n.
|
ülkelere göre dağılım |
|
202 |
General |
travel by public transport n.
|
toplu taşımayla seyahat |
|
203 |
General |
a place where passengers frequently stop by n.
|
yol geçen hanı |
|
204 |
General |
population by age group and gender n.
|
yaş grubu ve cinsiyete göre nüfus |
|
205 |
General |
line of wagons drawn by mules n.
|
katır kervanı |
|
206 |
General |
fire caused by electricity n.
|
elektrik nedenli yangın |
|
207 |
General |
the house by the lake n.
|
gölün oradaki ev |
|
208 |
General |
the house by the lake n.
|
göl kenarındaki ev |
|
209 |
General |
sorting by comments n.
|
yorumlara göre sıralama |
|
210 |
General |
reasoning by elimination n.
|
mantıksız seçenekleri eleyerek sonuç çıkarma |
|
211 |
General |
lay-by n.
|
nehir veya kanallarda teknelerin durduğu veya geçtiği genişletilmiş kısım |
|
212 |
General |
lay-by n.
|
(madencilik) boş vagonların park yeri |
|
213 |
General |
lay-by n.
|
araba park yeri |
|
214 |
General |
blow-by-blow n.
|
tek tek anlatma |
|
215 |
General |
hang-by n.
|
asalak |
|
216 |
General |
hang-by n.
|
beleşçi |
|
217 |
General |
by n.
|
ikincil öneme sahip şey |
|
218 |
General |
by n.
|
ikincil mesele |
|
219 |
General |
by n.
|
milyar yıl |
|
220 |
General |
by and by n.
|
cennet |
|
221 |
General |
by and by n.
|
öbür dünya |
|
222 |
General |
by and by n.
|
öteki dünya |
|
223 |
General |
by-and-by n.
|
gelecekte bir zaman |
|
224 |
General |
by-and-by n.
|
gelecekte bir olay |
|
225 |
General |
by-blow n.
|
dolaylı darbe |
|
226 |
General |
by-blow n.
|
tesadüfi darbe |
|
227 |
General |
by-corner n.
|
özel köşe |
|
228 |
General |
by-corner n.
|
gizli köşe |
|
229 |
General |
by-corner n.
|
uzakta köşe |
|
230 |
General |
by-corner n.
|
ücra köşe |
|
231 |
General |
by-dependence n.
|
eklenti |
|
232 |
General |
by-dependence n.
|
aksesuar |
|
233 |
General |
by-end n.
|
ikincil amaç |
|
234 |
General |
by-end n.
|
çıkarcı gerekçe |
|
235 |
General |
by-end n.
|
bencilce dürtü |
|
236 |
General |
by-end n.
|
kısım |
|
237 |
General |
by-end n.
|
bölüm |
|
238 |
General |
by-end n.
|
kısa parça |
|
239 |
General |
by-interest n.
|
çıkar |
|
240 |
General |
by-interest n.
|
çıkarcılık |
|
241 |
General |
by-interest n.
|
kişisel çıkar |
|
242 |
General |
by-interest n.
|
özel avantaj |
|
243 |
General |
by-lane n.
|
özel yol |
|
244 |
General |
by-lane n.
|
yan yol |
|
245 |
General |
by-lane n.
|
tali yol |
|
246 |
General |
by-line n.
|
yardımcı faaliyet |
|
247 |
General |
by-liner n.
|
yazısının altına imzasını atan yazar |
|
248 |
General |
by-liner n.
|
mahlas kullanan bir gazeteci |
|
249 |
General |
by-name n.
|
ikinci ad |
|
250 |
General |
by-name n.
|
soyadı |
|
251 |
General |
by-name n.
|
takma isim |
|
252 |
General |
by-passage n.
|
farklı yol |
|
253 |
General |
by-passage n.
|
yan yol |
|
254 |
General |
by-path n.
|
özel yol |
|
255 |
General |
by-path n.
|
ikincil yol |
|
256 |
General |
by-path n.
|
dolaylı yol |
|
257 |
General |
by-path n.
|
yan yol |
|
258 |
General |
by-place n.
|
yoldan uzakta yer |
|
259 |
General |
by-place n.
|
garip köşe |
|
260 |
General |
by-place n.
|
ıssız yer |
|
261 |
General |
by-place n.
|
ücra yer |
|
262 |
General |
by-place n.
|
uzak yer |
|
263 |
General |
by-place n.
|
gizli yer |
|
264 |
General |
by-place n.
|
özel yer |
|
265 |
General |
by-product n.
|
ek sonuç |
|
266 |
General |
by-product n.
|
ikincil sonuç |
|
267 |
General |
by-product n.
|
beklenmeyen sonuç |
|
268 |
General |
by-product n.
|
istenmeyen sonuç |
|
269 |
General |
by-respect n.
|
özel amaç |
|
270 |
General |
by-respect n.
|
kişisel görüş |
|
271 |
General |
by-respect n.
|
çıkar |
|
272 |
General |
by-respect n.
|
çıkarcılık |
|
273 |
General |
by-respect n.
|
kişisel çıkar |
|
274 |
General |
by-respect n.
|
özel avantaj |
|
275 |
General |
by-room n.
|
gizli oda |
|
276 |
General |
by-room n.
|
gizli daire |
|
277 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) hoşbeş etme |
|
278 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) çene çalma |
|
279 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) laklak etme |
|
280 |
General |
by-spell n.
|
atasözü |
|
281 |
General |
by-street n.
|
özel sokak |
|
282 |
General |
by-street n.
|
karanlık yol |
|
283 |
General |
by-stroke n.
|
kazara vurma |
|
284 |
General |
by-stroke n.
|
kurnazca vurma |
|
285 |
General |
by-stroke n.
|
sinsice vurma |
|
286 |
General |
by-stroke n.
|
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem |
|
287 |
General |
by-turning n.
|
gizli yol |
|
288 |
General |
by-turning n.
|
ana yoldan dönen yol |
|
289 |
General |
by-view n.
|
çıkarcı hedef |
|
290 |
General |
by-walk n.
|
tenha yol |
|
291 |
General |
by-walk n.
|
yan yol |
|
292 |
General |
by-walk n.
|
gizli yol |
|
293 |
General |
by-wipe n.
|
şakasına dürtme |
|
294 |
General |
by-wipe n.
|
şakasına vurma |
|
295 |
General |
go-by n.
|
görmezden gelme |
|
296 |
General |
go-by n.
|
başından savma |
|
297 |
General |
descent by distaff n.
|
anne tarafından gelen soy |
|
298 |
General |
good-by n.
|
ayrılırken söylenen son söz |
|
299 |
General |
good-by n.
|
veda ederken yapılan jest |
|
300 |
General |
good-by n.
|
memnuniyetle uğurlama |
|
301 |
General |
closure by compartment n.
|
bölme ile kapatma |
|
302 |
General |
drive-by n.
|
belirli bir yere, nesneye doğru sürme |
|
303 |
General |
piecemeal (by) n.
|
parça |
|
304 |
General |
by-dependence n.
|
bağlı ve ilişkili parça |
|
305 |
General |
by-view n.
|
şahsi görüş |
|
306 |
General |
by-view n.
|
öznel görüş |
|
307 |
General |
by-view n.
|
bencilce amaç |
|
308 |
General |
play-by-play n.
|
dakikası dakikasına anlatım |
|
309 |
General |
fly-by n.
|
karadaki gözetleme ekibinin üzerinden yapılan alçak uçuş |
|
310 |
General |
fly-by-night n.
|
güvenilmez kimse |
|
311 |
General |
fly-by-night n.
|
ilkesiz kimse |
|
312 |
General |
fly-by-night n.
|
kaypak kimse |
|
313 |
General |
fly-by-night n.
|
kısa ömürlü ve güvenilmez (şirket) oluşum |
|
314 |
General |
fly-by-night n.
|
gecelere akmayı seven kimse |
|
315 |
General |
fly-by-night n.
|
(kredi konusunda) risk taşıyan kimse |
|
316 |
General |
fly-by-night n.
|
gece kuşu |
|
317 |
General |
fly-by-night n.
|
geceleri uçan canlı |
|
318 |
General |
fly-by-night n.
|
gece seyahat eden kimse |
|
319 |
General |
fly-by-night n.
|
iş için sürekli seyahat eden kimse |
|
320 |
General |
tomorrow by together n.
|
erkeklerken kurulu bir kpop grubu |
|
321 |
General |
four-by-four n.
|
4x4 kereste |
|
322 |
General |
four-by-four n.
|
4x4 çıta |
|
323 |
General |
southwest by south n.
|
(pusulada) güneybatı yönünün güneyi |
|
324 |
General |
southwest by south n.
|
güneybatının güneyi |
|
325 |
General |
southwest by west n.
|
(pusulada) güneybatı yönünün batısı |
|
326 |
General |
southwest by west n.
|
güneybatının batısı |
|
327 |
General |
stander-by n.
|
bir yerde bulunan kimse |
|
328 |
General |
stander-by n.
|
katılımcı |
|
329 |
General |
stander-by n.
|
seyirci |
|
330 |
General |
stander-by n.
|
tanık |
|
331 |
General |
stander-by n.
|
görgü tanığı |
|
332 |
General |
stander-by n.
|
yakınlarda bulunan kimse |
|
333 |
General |
fall by the wayside v.
|
başarısız olmak |
|
334 |
General |
be overwhelmed by v.
|
yenilmek |
|
335 |
General |
get something by heart v.
|
bir şeyi ezberlemek |
|
336 |
General |
be weighed by v.
|
yüklü olmak (dert/keder) |
|
337 |
General |
consume by fire v.
|
yanıp yok olmak |
|
338 |
General |
be smitten by v.
|
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden) |
|
339 |
General |
learn by heart v.
|
bellemek |
|
340 |
General |
signalize oneself by v.
|
sivrilmek |
|
341 |
General |
go by a vehicle v.
|
vasıta ile gitmek |
|
342 |
General |
go by the board v.
|
kaçmak (fırsat) |
|
343 |
General |
(somebody) be met by protests v.
|
protesto gösterileriyle karşılanmak |
|
344 |
General |
learn by trial and error v.
|
deneme yanılmayla öğrenmek |
|
345 |
General |
spread by word of mouth v.
|
ağızdan ağıza yayılmak |
|
346 |
General |
be hard by v.
|
çok yakınında olmak |
|
347 |
General |
learn by rote v.
|
papağan gibi ezberlemek |
|
348 |
General |
stand by somebody's side v.
|
tarafını tutmak |
|
349 |
General |
come by v.
|
temin etmek |
|
350 |
General |
take an example by v.
|
örnek almak |
|
351 |
General |
know someone by sight only v.
|
birini sadece yüzünden tanımak |
|
352 |
General |
stand by v.
|
destek olmak |
|
353 |
General |
get by v.
|
sollamak |
|
354 |
General |
bleed somebody by cupping v.
|
hacamatlamak |
|
355 |
General |
be carried away by one's feelings v.
|
hislerine kapılmak |
|
356 |
General |
divide by three v.
|
üçlemek |
|
357 |
General |
be taken aback at/by v.
|
-e çok şaşırmak |
|
358 |
General |
be beset by v.
|
kaplamak |
|
359 |
General |
pluck up by the root v.
|
kökünden sökmek |
|
360 |
General |
stand by v.
|
sağlamak |
|
361 |
General |
lose by a hair's breadth v.
|
kıl payı kaybetmek |
|
362 |
General |
supplement by v.
|
artırmak (belirli bir şey yaparak) |
|
363 |
General |
take someone by storm v.
|
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak |
|
364 |
General |
stop by v.
|
girip çıkmak |
|
365 |
General |
abide by v.
|
riayet etmek |
|
366 |
General |
drop by v.
|
habersiz uğramak |
|
367 |
General |
be overwhelmed (by/with) v.
|
ambale olmak |
|
368 |
General |
execute by hanging v.
|
asarak idam etmek |
|
369 |
General |
be approved by assembly v.
|
meclisten geçmek |
|
370 |
General |
be crippled by the bends v.
|
vurgun yemek |
|
371 |
General |
stand by v.
|
destek olmak (birine) |
|
372 |
General |
be taken aback by v.
|
çok şaşırmak |
|
373 |
General |
be accused by v.
|
suçlanmak |
|
374 |
General |
produce by ignition v.
|
ateşlemeyle meydana getirmek |
|
375 |
General |
not to be discouraged by v.
|
pabuç bırakmamak |
|
376 |
General |
take by handfuls v.
|
avuçlamak |
|
377 |
General |
learn by ear v.
|
ağızdan kapmak |
|
378 |
General |
pass by v.
|
göz yummak |
|
379 |
General |
slip by v.
|
akıp gitmek |
|
380 |
General |
meet by chance v.
|
rast gelmek |
|
381 |
General |
compromise by v.
|
uzlaşmak |
|
382 |
General |
stand by one's word v.
|
sözünden dönmemek |
|
383 |
General |
be attacked by evil eye v.
|
göze gelmek |
|
384 |
General |
go by the board v.
|
iyi şeyler yok olmak |
|
385 |
General |
abide by something v.
|
riayet etmek |
|
386 |
General |
secure by patent v.
|
patent almak |
|
387 |
General |
abide by v.
|
bağlı kalmak |
|
388 |
General |
fly by the seat of one's pants v.
|
tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek |
|
389 |
General |
surprize by v.
|
şaşırmak |
|
390 |
General |
go by a name v.
|
adıyla tanınmak |
|
391 |
General |
be beset by v.
|
(olumsuz yönleri) çok olmak |
|
392 |
General |
be spoilt by v.
|
yüz bulmak |
|
393 |
General |
be supported by v.
|
destek görmek |
|
394 |
General |
be revolted by v.
|
tiksinmek |
|
395 |
General |
overcome by languor v.
|
rahata düşmek |
|
396 |
General |
be taken in by v.
|
aldanmak |
|
397 |
General |
meet by chance v.
|
tesadüf etmek |
|
398 |
General |
learn by rote v.
|
ezberlemek |
|
399 |
General |
purchase by dutch auction v.
|
açık eksiltme ile satın almak |
|
400 |
General |
take someone by surprise v.
|
birini çok şaşırtmak |
|
401 |
General |
be overcome by v.
|
kötü bir şekilde etkilenmek |
|
402 |
General |
be possessed by v.
|
kapılmak |
|
403 |
General |
compensate for one thing by another v.
|
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
|
404 |
General |
be affected by the evil eye v.
|
nazara gelmek |
|
405 |
General |
slip by v.
|
zaman akıp gitmek |
|
406 |
General |
be wracked by v.
|
(hastalık vb yüzünden) çok çekmek |
|
407 |
General |
be obsessed by v.
|
aklına takmak |
|
408 |
General |
estimate by eye v.
|
kararlamak |
|
409 |
General |
roll by v.
|
geçip gitmek (zaman) |
|
410 |
General |
support by the arm v.
|
koltuklamak |
|
411 |
General |
be conditioned by v.
|
bir şey başka bir şeye bağlı olmak |
|
412 |
General |
go by the board v.
|
boşa çıkmak |
|
413 |
General |
stand by v.
|
bırakmamak (birini) |
|
414 |
General |
live by one's wits v.
|
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak |
|
415 |
General |
be overcome by sleep v.
|
uyku basmak |
|
416 |
General |
be overwhelmed by v.
|
altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb) |
|
417 |
General |
stick by v.
|
desteklemek |
|
418 |
General |
outnumber by v.
|
sayıca çok olmak |
|
419 |
General |
take an example by v.
|
taklit etmek |
|
420 |
General |
pay by cheque v.
|
çek vermek |
|
421 |
General |
go away by oneself v.
|
başını alıp gitmek |
|
422 |
General |
put store by v.
|
önem vermek |
|
423 |
General |
put by v.
|
biriktirmek |
|
424 |
General |
be tempted (by somebody and do something stupid) v.
|
aklına uymak |
|
425 |
General |
stand by v.
|
sadık kalmak |
|
426 |
General |
put by v.
|
kaldırmak |
|
427 |
General |
be too clever by half v.
|
zekasına çok güvenmek |
|
428 |
General |
be where everybody passes by v.
|
ayak altında kalmak |
|
429 |
General |
allow oneself be led by the nose v.
|
sakalı ele vermek |
|
430 |
General |
take by surprise v.
|
baskın yapmak |
|
431 |
General |
transport by v.
|
taşımak |
|
432 |
General |
be so blinded by anger v.
|
gözü kararmak |
|
433 |
General |
replace by v.
|
yer değiştirmek |
|
434 |
General |
pay for something by instalments v.
|
taksitli alışveriş yapmak |
|
435 |
General |
learn by rote v.
|
tekrarlaya tekrarlaya ezberlemek |
|
436 |
General |
be surrounded by v.
|
etrafı çevrili olmak |
|
437 |
General |
hang by a thread v.
|
risk altında olmak |
|
438 |
General |
set by v.
|
değer biçmek |
|
439 |
General |
measure by the span v.
|
karışlamak |
|
440 |
General |
destroy by fire v.
|
ateşle tahrip etmek |
|
441 |
General |
call by v.
|
geçerken uğramak |
|
442 |
General |
revert by escheat v.
|
mahlul kalmak |
|
443 |
General |
set store by v.
|
önemsemek |
|
444 |
General |
roll by v.
|
geçip gitmek |
|
445 |
General |
be left all by oneself v.
|
ortalıkta kalmak |
|
446 |
General |
slip by v.
|
akıp gitmek (zaman) |
|
447 |
General |
catch somebody by the tail v.
|
kuyruğunu kısmak |
|
448 |
General |
get the wrong sow by the ear v.
|
yanılmak |
|
449 |
General |
be distressed by evil eye v.
|
göze gelmek |
|
450 |
General |
lead by the nose v.
|
parmağında oynatmak |
|
451 |
General |
put something by v.
|
bir kenara para koymak |
|
452 |
General |
have money owed to one (by) v.
|
alacaklanmak |
|
453 |
General |
play something by ear v.
|
notasız çalmak |
|
454 |
General |
change by heating v.
|
ısıtarak değiştirmek |
|
455 |
General |
happen by v.
|
uğramak |
|
456 |
General |
be touched by evil eye v.
|
nazar değmek |
|
457 |
General |
be surrounded by v.
|
içinde yüzmek |
|
458 |
General |
pay by hand v.
|
elden yatırmak |
|
459 |
General |
be smitten by v.
|
kapılıvermek (güzel bir şeye) |
|
460 |
General |
lay store by v.
|
önem vermek |
|
461 |
General |
be born by caesarean section v.
|
sezaryenla doğmak |
|
462 |
General |
be untroubled by v.
|
şikayetçi olmamak |
|
463 |
General |
pass by v.
|
yürüyerek geçmek |
|
464 |
General |
seize by the neck v.
|
ensesinden yakalamak |
|
465 |
General |
slip by v.
|
geçip gitmek |
|
466 |
General |
learn by heart v.
|
ezbere öğrenmek |
|
467 |
General |
transfer by deed v.
|
senetle transfer etmek |
|
468 |
General |
swear by v.
|
inanmak |
|
469 |
General |
supplement by v.
|
eksikliklerini gidermek (belirli bir şey yaparak) |
|
470 |
General |
lay by v.
|
yığmak |
|
471 |
General |
be damaged by earthquake v.
|
depremden hasar görmek |
|
472 |
General |
clean by sweeping v.
|
süpürerek temizlemek |
|
473 |
General |
be taken by v.
|
bayılmak |
|
474 |
General |
be a sufferer by v.
|
çekmek |
|
475 |
General |
get by v.
|
idare etmek (geçim) |
|
476 |
General |
take the bull by the horns v.
|
güçlüklere göğüs germek |
|
477 |
General |
be disturbed by a bad smell v.
|
burnunun direği kırılmak |
|
478 |
General |
corrupt by sensuality v.
|
ayartmak |
|
479 |
General |
(somebody) be met by protests v.
|
protestolarla karşılanmak |
|
480 |
General |
lay store by v.
|
önemsemek |
|
481 |
General |
be possessed by fear v.
|
korkuya kapılmak |
|
482 |
General |
deliver something by hand v.
|
elden vermek |
|
483 |
General |
be struck by an evil spirit v.
|
cin çarpmak |
|
484 |
General |
deliver by hand v.
|
elden teslim etmek |
|
485 |
General |
be shocked by electricity v.
|
cereyan çarpmak |
|
486 |
General |
create by quilting v.
|
yorgan yapmak |
|
487 |
General |
be overcome by worry v.
|
kasavet basmak |
|
488 |
General |
take someone by surprise v.
|
baskın yaparak birini yakalamak |
|
489 |
General |
stand by v.
|
terketmemek |
|
490 |
General |
meet by chance v.
|
rastlaşmak |
|
491 |
General |
get the wrong sow by the ear v.
|
yanlış anlamak |
|
492 |
General |
seize by the collar v.
|
yakasından tutmak |
|
493 |
General |
transport by airmail v.
|
havayoluyla taşımak |
|
494 |
General |
stand idle by v.
|
eli kolu bağlı oturmak |
|
495 |
General |
put something by v.
|
bir kenara koymak |
|
496 |
General |
be weighed by v.
|
belini bükmek (bir görev/sorumluluk vb) |
|
497 |
General |
let something go by the board v.
|
fırsatı kaçırmak |
|
498 |
General |
stand idly by v.
|
kayıtsız kalmak |
|
499 |
General |
transport by ferry v.
|
feribotla taşımak |
|
500 |
General |
be attacked by rabies v.
|
kudurmak |
|