düşmesi - Turkish English Dictionary

düşmesi

Meanings of "düşmesi" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Trade/Economic
düşmesi forfeiture n.

Meanings of "düşmesi" with other terms in English Turkish Dictionary : 250 result(s)

Turkish English
General
kaya düşmesi rock fall n.
Three climbers were killed in a rock fall.
Kaya düşüşünde üç dağcı öldü.

More Sentences
uçak düşmesi plane crash n.
The pilot bailed out before the plane crashed.
Uçak düşmeden önce pilot kaçtı.

More Sentences
yıldırım düşmesi lightning strike n.
Lightning struck his house.
Evine yıldırım düştü.

More Sentences
Trade/Economic
fiyat düşmesi price reduction n.
This aid was created with the sole aim of compensating for price reductions.
Bu yardım sadece fiyat düşüşlerini telafi etmek amacıyla oluşturulmuştur.

More Sentences
Traffic
kaya düşmesi rock fall n.
Three climbers were killed in a rock fall.
Üç dağcı kaya düşmesi sonucu öldü.

More Sentences
General
ısı düşmesi temperature reduction n.
sıcaklık düşmesi decrease of temperature n.
basınç düşmesi decrease of pressure n.
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation n.
davanın düşmesi nonsuit n.
çiy düşmesi için gerekli ısı derecesi dew point n.
içses düşmesi syncopation n.
davanın düşmesi discontinuance of action n.
basınç düşmesi depression n.
beden ısısının düşmesi hypothermia n.
davanın düşmesi ve reddi dismissal and nonsuit n.
fiyatların birden düşmesi slump n.
uzay gemisinin denize düşmesi splash down n.
borsada hisselerin birden düşmesi crash n.
ateş düşmesi bringing down (of fever) n.
göktaşı düşmesi meteor falling n.
yüzde oranının düşmesi percentage decrease n.
çığ düşmesi avalanche falling n.
havanın düşmesi air drop n.
yıldırım düşmesi streak of lightning n.
yıldırım düşmesi stroke of lightning n.
davanın düşmesi discontinuance n.
kaya düşmesi rockfall n.
uçağın düşmesi plane crash n.
güç düşmesi decrease in strength n.
güç düşmesi decrease in power n.
güç düşmesi power decrease n.
sıcaklıkların düşmesi decrease of the temperature n.
sıcaklığın düşmesi decrease of the temperature n.
ölünün vücut ısısının düşmesi algor mortis n.
hastalık veya kullanmama sebebiyle vücut bölümlerinin güçten düşmesi natural wastage n.
tansiyonun düşmesi thaw n.
bir binicinin nedensiz yere düşmesi voluntary n.
değer düşmesi degradation n.
rütbenin düşmesi degradement n.
çiy düşmesi sırasında biriken nem miktarı dewfall n.
(futbolda) oyuncuların birbiri üstüne düşmesi pileup n.
çiy düşmesi roration n.
ani gerilim düşmesi surge n.
ani voltaj yükselmesi/düşmesi surge n.
(iç ses düşmesi sonucu gelişen) kısaltma syncope n.
seviyenin düşmesi drop away v.
matrisin doğru kanala düşmesi için (diş) oluşturmak combinate v.
ön sesteki ünlünün düşmesi ile oluşan aphetic adj.
iç ses düşmesi ile ilgili syncoptic adj.
Colloquial
lise son sınıf öğrencilerinin özellikle üniversiteye kabul aldıktan sonra akademiye gösterdikleri ilgilerinin azalması veya akademik performanslarının düşmesi senioritis n.
Idioms
beklentinin suya düşmesi anticipointment n.
planların suya düşmesi a hair in the butter n.
büyük umutların suya düşmesi after the lord mayor's show expr.
Trade/Economic
(hesabın eksiye düşmesi durumunda bankanın her bir para çekme işlemi için aldığı) para çekme ücreti withdrawal fee n.
bir şeyin değerinin 1 doların altına düşmesi breaking the buck n.
borsanın düşmesi sonrası değeri düşen hisse senetlerinin satın alınması bottom fishing (wall street slang) n.
davanın düşmesi foreclosure n.
daha etkin makine veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkması dolayısıyla sermaye malının değerinin düşmesi obsolescence n.
davanın düşmesi action foreclosure n.
değer düşmesi hesabı depreciation account n.
fiyat düşmesi reduction of the price n.
fiyatların düşmesi depression of prices n.
faiz oranının düşmesi drop n.
fiyatların düşmesi decline of prices n.
fiyatların devamlı düşmesi sagging n.
hakkın düşmesi foreclosure n.
ilerde karın düşmesi durumunda temettü ödeyebilmek için ayrılan karşılıklar dividend equalization reserve n.
kişi başına gelirin ancak temel ihtiyaç maddelerinin karşılanmasına yetecek bir düzeyin bile altına düşmesi durumu absolute poverty n.
para birimlerinin yükselip düşmesi rising and falling of currencies n.
paranın değerinin düşmesi devaluation n.
rekabetçi değer düşmesi competitive deprecation n.
tüketici maliyetlerinin düşmesi ile ortaya çıkan tüketim artışı rebound effect n.
tüketici maliyetlerinin düşmesi ile ortaya çıkan tüketim artışı takeback effect n.
tüketici maliyetlerinin düşmesi ile ortaya çıkan tüketim artışı offsetting behavior n.
üretimin düşmesi production decrease n.
üretimin düşmesi decline in production n.
üretim hacmi genişledikçe birim başına maliyetlerin düşmesi decreasing costs n.
üretimin düşmesi decrease in production n.
üretimin düşmesi production decline n.
ülke içindeki doğal kaynaklarda yaşanan talep artışı sonrası reel kur oranının yükselerek dışa bağımlı diğer endüstrilerin dış ticarette dezavantajlı duruma düşmesi dutch disease n.
üretimin düşmesi production downturn n.
üretim artarken ortalama maliyetlerin düşmesi economy of scale n.
(ekonomik değişkenin) enflasyonla orantılı yükselip düşmesi için geçim endeksine otomatik ayarlanması indexation n.
(düşmesi zor olan) yüksek fiyat seviyesi support n.
Law
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by agreement n.
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by convention n.
cezanın düşmesi quashing of the conviction n.
davanın düşmesi dismissal of action n.
davanın düşmesi abatement of an action n.
davanın düşmesi nonsuit n.
davacının mahkemeye gelmemesi nedeniyle davanın düşmesi compulsory nonsuit n.
davanın düşmesi dismissal of case n.
davanın kati olarak düşmesi peremptory nonsuit n.
davanın düşmesi abatement of action n.
davanın düşmesi abatement of action n.
davanın düşmesi discontinuance of action n.
davanın düşmesi non-suit n.
davanın düşmesi abatement n.
davanın usulden düşmesi abatement of action n.
dava düşmesi abatement n.
hakkın düşmesi foreclosure n.
hakkın düşmesi forfeiture of right n.
hakkın düşmesi forfeiture n.
itiraz hakkının düşmesi estoppel n.
sanığın ölümü sonucunda ceza kovuşturmasının düşmesi abatement n.
tarafların anlaşmasıyla davanın düşmesi dismissal agreed n.
vasiyetin hükümden düşmesi lapse n.
daha ciddi bir suçlamanın düşmesi karşısında daha az ceza gerektiren bir suçu kabul etmek plea-bargain v.
Politics
aktif değerlerinin düşmesi degradation of asset values n.
borçlanma oranlarının düşmesi global deleveraging n.
hükümetin düşmesi fall of government n.
konjonktürün düşmesi downswings n.
ülkenin temerrüde düşmesi sovereign default n.
Technical
atmosferik basıncın düşmesi depression n.
akma düşmesi yield drop n.
ani seviye düşmesi sudden drawdown n.
basınç düşmesi göstergesi pressure drop indicator n.
basınç düşmesi drop of pressure n.
basınç düşmesi decompression n.
basıncın düşmesi decrease in pressure n.
basınç düşmesi pressure fall n.
belirli akımda voltaj düşmesi voltage drop under specified current n.
basınç düşmesi dahil camlı sıvı ısıtma kollektörlerinin ısıl performansı thermal performance of glazed liquid heating collectors including pressure drop n.
basınç düşmesi sensörü pressure drop sensor n.
basınç düşmesi pressure drop n.
çiy düşmesi dewfall n.
çiy noktasının düşmesi dew-point depression n.
erime sıcaklığı düşmesi melting-point depression n.
gerilim düşmesi drop of voltage n.
hızın düşmesi reduction of speed n.
havanın düşmesi air drop n.
hararet düşmesi fall in temperature n.
ısı düşmesi temperature fall n.
kanal düzey düşmesi duct drop n.
kum düşmesi sand inclusions n.
motorun kendi kendine devirden düşmesi die down n.
müsaade edilen maksimum basınç düşmesi maximum permissible pressure drop n.
performans düşüklüğü/düşmesi slippage n.
sıcaklık düşmesi temperature decrease n.
sıcaklık düşmesi temperature drop n.
taş düşmesi stone fall n.
voltaj düşmesi voltage drop n.
yeraltı su düzeyinin düşmesi phreatic decline n.
bileşik buhar makinesinde buhar basıncının düşmesi drop n.
voltaj düşmesi drop n.
(elektronik alıcıda) faydalı sinyal değerinin düşmesi durumunda alıcıyı tamamen kesen devre squelch n.
Telecom
ani gerilim düşmesi voltage dip n.
taşıyıcının hattan düşmesi carrier dropout n.
Electric
voltaj düşmesi undervoltage n.
voltaj düşmesi voltage dips n.
voltaj düşmesi drop in voltage n.
voltaj düşmesi voltage drop n.
direncin sebep olduğu güç düşmesi loss n.
Automotive
basınç düşmesi pressure drop n.
uygun vitesin seçilememesi nedeniyle motorun çekişten düşmesi lug n.
voltaj düşmesi voltage drop n.
Aeronautic
kabin basıncının aniden düşmesi decompression n.
kanatçık izdüşümlerinin birbiri üstüne düşmesi blade overlap n.
sürtünmeden basınç düşmesi friction pressure drop n.
uçağın düşmesi nose-dive n.
uçak basıncının düşmesi loss of pressurization n.
uçağın düşmesi rapid plunge toward earth n.
kontrolü kaybetmiş bir uçağın kendi etrafında dönerek yere doğru hızla düşmesi death spiral n.
Marine
dalgıcın bedeninde basıncın hızla düşmesi sonucu oluşan fiziksel durum aeroembolism n.
dalgıcın bedeninde basıncın hızla düşmesi sonucu oluşan fiziksel durum decompression sickness n.
geminin gitmesi gereken rotadan rüzgar altı istikametine düşmesi veya sürüklenmesi leeway n.
geminin rüzgaraltı yanına düşmesi leeway n.
ısı düşmesi thermal depression n.
Medical
ateş düşmesi defervescence n.
fibrinojen düzeyinin düşmesi decrease of fibrinogen level n.
hematokrit düşmesi decrease in hematocrit level n.
kan dolaşımındaki yetersizlik sonucunda kan basıncının düşmesi hypoperfusion n.
östrojen düzeyinin düşmesi decline in the estrogen level n.
tansiyon düşmesi drop in the blood pressure n.
vücuttaki oksijen düzeyinin düşmesi hypoxia n.
üst göz kapağı düşmesi blepharoptosis n.
tırnak düşmesi onychoptosis n.
Physiology
organizmada aşırı uyarılma veya uzun süreli efor nedeniyle kapasite düşmesi fatigue n.
Pathology
bilek veya ayak düşmesi wrist or foot drop n.
bağırsakların karın boşluğuna düşmesi enteroptosis n.
kandaki protein düzeyinin normalin altına düşmesi hypoproteinemia n.
Optics
görüntünün doğrudan sarı noktaya düşmesi ile gerçekleşen görme direct vision n.
Veterinary
at, sığır, koyun gibi hayvanların yıldırım düşmesi sonucu ani ölümü lightning stroke n.
Food Engineering
basınç düşmesi pressure drop n.
donma noktası düşmesi freezing point depression n.
Physics
donma noktası düşmesi freezing point depression n.
Chemistry
buhar basıncı düşmesi vapor-pressure lowering n.
Biology
göze bölünmesi esnasında kromozom sayısının yarıya düşmesi haplosis n.
tüylerin düşmesi deplumation n.
Marine Biology
balina leşinin su altına düşmesi whale fall n.
Astronomy
(gök cismine) madde düşmesi infall n.
Botanic
yaprağın düşmesi sonucu sapta kalan kalıcı iz cicatricle n.
(kapağın düşmesi sonrası yosun kapsülü veya hepatik yosunu) operkulumsuz deoperculate adj.
Linguistics
fonem düşmesi elision of a phoneme n.
hece düşmesi haplology n.
içses düşmesi syncope n.
iç ses düşmesi syncope n.
ilk ünlü düşmesi aphoristic n.
önünlü düşmesi apheresis n.
önses düşmesi aphaeresis n.
önses düşmesi phonetics elision of the first sound of a word n.
önses düşmesi apheresis n.
ses düşmesi omission n.
ses düşmesi elision n.
ses düşmesi deletion n.
ses düşmesi disappearance n.
sonses düşmesi apocope n.
sözcük başı ünsüz düşmesi initial consonant deletion n.
sonünlü düşmesi elision n.
son ses düşmesi elision n.
son ses düşmesi apocope n.
ünsüz düşmesi consonant deletion n.
ünlü düşmesi haplology n.
ön ses düşmesi aphesis n.
ön ses düşmesi aphetism n.
ses düşmesi elison n.
kafiye veya ses ahengi için bir ses veya hecenin düşmesi ya da gizlenmesi elison n.
ses perdesinin yükselmesi ve düşmesi pitch contour n.
içses düşmesi contretemps n.
iç ses düşmesi counterpoint rhythm n.
ses düşmesi synaeresis n.
ünlü düşmesi synaeresis n.
ses düşmesi synalepha n.
ünlü düşmesi synalepha n.
ses düşmesi synaloepha n.
ünlü düşmesi synaloepha n.
(kelimeyi) ön ses düşmesi ile kısaltmak aphetize v.
(kelimeyi) ön ses düşmesi ile kısaltmak aphetise v.
ön sesteki ünlünün düşmesi ile oluşan aph adj.
ön ses düşmesi ile ilgili aphaeretic adj.
ön ses düşmesi ile oluşan aphaeretic adj.
ön ses düşmesi içeren aphaeretic adj.
ön ses düşmesi ile ilgili apheretic adj.
ön ses düşmesi ile oluşan apheretic adj.
ön ses düşmesi içeren apheretic adj.
ön ses düşmesi içeren aphetic adj.
ön ses düşmesi ile ilgili aphetic adj.
son ses düşmesi içeren apocopic adj.
(sözcük) iç ses düşmesi sonucu kısalmış syncopated adj.
iç ses düşmesi ile ilgili syncopative adj.
Environment
kaya düşmesi rock fall n.
ağaç düşmesi felling n.
Geography
(buzul veya buzdağından) buz düşmesi icefall n.
Military
kanatçık düşmesi aileron down n.
Sport
zayıf rüzgarlarda uçurtmanın güç kaybederek düşmesi backstall n.
birkaç kriket kalesinin art arda hızlıca düşmesi rot n.
Archaic
hemen gün batımı sonrasında bulutsuz gökyüzünden çiy düşmesi serein n.
Engineering
ölçüm bilgisinde üç yönlü problem sonucu veya gözlem noktasının üç sabit nokta üzerinden tek bir çembere düşmesi ile görülen belirsiz form revolver n.
Metallurgy
sülfür içeren madenlerin yakılarak çökeltme kabına eriyip düşmesi şeklinde eritilmesi flash smelting n.