Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | dünyadan kopuk | in a vacuum expr. | ||
Pension systems cannot be reformed in a vacuum. Emeklilik sistemlerinde reform, dış dünyadan kopuk bir yaklaşımla yapılamaz. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | dalgın ve dış dünyadan kopuk | cloistered adj. |
Idioms | ||
Idioms | dünyadan kopuk halde bir şey yapmak | do something in a vacuum v. |