Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
daylight
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"daylight"
in Turkish English Dictionary : 40 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
daylight
n.
boşluk
2
General
daylight
n.
aralık
3
General
daylight
n.
gün ışığı
4
General
daylight
n.
aydınlık
5
General
daylight
n.
şafak
6
General
daylight
n.
gösterme
7
General
daylight
n.
seher
8
General
daylight
n.
tan
9
General
daylight
n.
gündüz
10
General
daylight
n.
gündüz ışığı
11
General
daylight
n.
gerçeğin anlaşılması
12
General
daylight
n.
(belirsiz bir şey) gün ışığına çıkma
13
General
daylight
n.
açıklık
14
General
daylight
n.
tanıtım
15
General
daylight
n.
aydınlık ve geniş alan
16
General
daylight
v.
gün ışığıyla aydınlatmak
17
General
daylight
v.
gün ışığı temin etmek
18
General
daylight
adj.
gün ışığında yapılan
19
General
daylight
adj.
gün ışığında kullanılan
20
General
daylight
adj.
gün ışığında gerçekleşen
Colloquial
21
Colloquial
daylight
n.
bilinç
22
Colloquial
daylight
n.
şuur
23
Colloquial
daylight
n.
anlayış
24
Colloquial
daylight
n.
idrak
Idioms
25
Idioms
daylight
n.
uyuşmazlık
26
Idioms
daylight
n.
anlaşmazlık
27
Idioms
daylight
n.
fikir ayrılığı
Technical
28
Technical
daylight
n.
günışığı
29
Technical
daylight
n.
gündüz
30
Technical
daylight
n.
güneşin görünür spektrumlar üzerinde ürettiği yoğunluk dağılımı
31
Technical
daylight
n.
pres gibi makinelerde merdaneler arası boşluk
32
Technical
daylight
n.
güneşin görünür spektrumlar üzerinde ürettiği yoğunluk dağılımı
33
Technical
daylight
n.
pres vb. makinelerde merdaneler arası boşluk
Architecture
34
Architecture
daylight
v.
(çatı penceresi, pencere) doğal aydınlatma kaynakları sağlamak
35
Architecture
daylight
v.
(çatı penceresi, pencere vb.) doğal aydınlatma kaynakları sağlamak
Construction
36
Construction
daylight
v.
içindekilerin kendiliğinden akabileceği bir yere drenaj borusu döşemek
Sport
37
Sport
daylight
n.
defans oyunları arasındaki açıklık
38
Sport
daylight
n.
defans oyunları arasındaki boşluk
Photography
39
Photography
daylight
adj.
gün ışığına maruz kalmak üzere üretilmiş (film)
40
Photography
daylight
adj.
gün ışığına maruz kalmak üzere üretilmiş (film)
Meanings of
"daylight"
with other terms in English Turkish Dictionary : 151 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
artificial daylight
n.
yapay gün ışığı
2
General
daylight time
n.
gün ışığından tasarruf etmeye uyarlanmış saat
3
General
daylight saving
n.
yaz saati uygulaması
4
General
saudi arabia daylight time
n.
suudi arabistan yaz saati
5
General
daylight saving
n.
saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
6
General
aus central daylight time
n.
avustralya merkezi yaz saati
7
General
arabian daylight time
n.
arabistan yaz saati
8
General
samoa daylight time
n.
samoa yaz saati
9
General
bangkok daylight time
n.
bangkok yaz saati
10
General
central asia daylight time
n.
orta asya yaz saati
11
General
hawaiian daylight time
n.
hawaii yaz saati
12
General
south africa daylight time
n.
güney afrika yaz saati
13
General
fiji daylight time
n.
fiji yaz saati
14
General
india daylight time
n.
hindistan yaz saati
15
General
iran daylight time
n.
iran yaz saati
16
General
israel daylight time
n.
israil yaz saati
17
General
greenwich daylight time
n.
greenwich yaz saati
18
General
china daylight time
n.
çin yaz saati
19
General
afghanistan daylight time
n.
afganistan yaz saati
20
General
central daylight time
n.
merkezi yaz saati
21
General
canada central daylight time
n.
kanada merkezi yaz saati
22
General
eastern daylight time
n.
doğu yaz saati
23
General
central pacific daylight time
n.
orta pasifik yaz saati
24
General
egypt daylight time
n.
mısır yaz saati
25
General
czech daylight time
n.
çek yaz saati
26
General
mexico daylight time
n.
meksika yaz saati
27
General
daylight lamp
n.
gün ışığı lambası
28
General
daylight film
n.
gün ışığı boş filmi
29
General
daylight saving time
n.
yaz saati
30
General
daylight factor
n.
gün ışığı etkeni
31
General
daylight factor
n.
gün ışığı katsayısı
32
General
daylight saving time
n.
saati ileri alarak zaman kazanma
33
General
daylight-saving time
n.
yaz saati
34
General
daylight saving time
n.
yaz saati uygulaması
35
General
edt (eastern daylight time)
n.
doğu yaz saati
36
General
broad daylight
n.
güpegündüz vakit
37
General
be brought to daylight
v.
açığa çıkarılmak
38
General
let daylight into something
v.
aydınlatmak
39
General
(daylight) penetrate something
v.
(günışığı) nüfuz etmek
40
General
(daylight) filter through something
v.
(günışığı) içeri girmek
41
General
(daylight) penetrate something
v.
(günışığı) içeri girmek
42
General
emerge into the daylight
v.
aydınlığa kavuşmak
43
General
by daylight
adv.
gündüz
44
General
in broad daylight
adv.
güpegündüz
45
General
by daylight
adv.
gündüzün
46
General
in daylight
adv.
gündüz gözüyle
47
General
at daylight
adv.
gündüz
48
General
at daylight
adv.
gün ışığıyla birlikte
Phrases
49
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
birbirine geçmiş olma
50
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
birbirine çok yakın olma
51
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
birbiriyle iç içe olma
52
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
birbiriyle yakından ilgili/ilişkili olma
53
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
birbirini yakından etkileme
54
Phrases
there is no daylight between (two things)
expr.
etkileri birbirine yansıma
55
Phrases
during daylight
expr.
gündüz vakti
Colloquial
56
Colloquial
let daylight through
v.
birini vurmak ya da bıçaklamak
57
Colloquial
let daylight through
v.
birini deşmek
58
Colloquial
let daylight through
v.
(birinin vücudunda) delik açmak
Idioms
59
Idioms
daylight robbery
n.
bilerek kazık atma
60
Idioms
daylight robbery
n.
güpegündüz soygun
61
Idioms
daylight robbery
n.
resmen soygun
62
Idioms
broad daylight
n.
gün ışığı
63
Idioms
broad daylight
n.
doğal ışık
64
Idioms
burn daylight
v.
karanlıktan olmadan mum yakmak
65
Idioms
burn daylight
v.
zamanı boşa harcamak
66
Idioms
burn daylight
v.
gereksiz işler yapmak
67
Idioms
burn daylight
v.
boş yere calışmak
68
Idioms
burn daylight
v.
oyalanmak
69
Idioms
begin to see daylight
v.
tünelin ucundaki ışığı görmek (çok çalışıp sonuca ulaşmak)
70
Idioms
begin to see daylight
v.
tünelin sonundaki ışığı görmek
71
Idioms
burn daylight
v.
zaman harcamak
72
Idioms
burn daylight
v.
gündüz gözüne ışık yakmak
73
Idioms
burn daylight
v.
hava aydınlıkken boşuna ışık yakmak
74
Idioms
see daylight
v.
anlamaya başlamak
75
Idioms
see daylight
v.
aydınlanmak
76
Idioms
see daylight
v.
anlamını kavramak
77
Idioms
see daylight
v.
anlam vermek
78
Idioms
see daylight
v.
(bir projenin) sonuna yaklaşmak
79
Idioms
see daylight
v.
(bir projede) çıkışı görmek
80
Idioms
see daylight
v.
(bir projeyi) bitirmek üzere olmak
81
Idioms
see daylight
v.
tünelin sonundaki ışığı görmek
82
Idioms
in broad daylight
expr.
güpegündüz
83
Idioms
in broad daylight
expr.
gün ışığında
84
Idioms
can't find one's butt with both hands in broad daylight
expr.
iki eliyle bir işi beceremeyen
85
Idioms
can't find one's butt with both hands in broad daylight
expr.
son derece aptal veya beceriksiz
86
Idioms
there is no daylight between (two things)
expr.
(iki şey) arasında hiçbir fark yok
87
Idioms
there is no daylight between (two things)
expr.
(iki şey) aralarından ışık sızmayacak kadar birbirine yakın
88
Idioms
there is no daylight between (two things)
expr.
(iki şey) birbirine geçmiş durumda
89
Idioms
broad daylight
expr.
gündüz gözüne
90
Idioms
broad daylight
expr.
güpegündüz
91
Idioms
broad daylight
expr.
gündüz gözüyle
Trade/Economic
92
Trade/Economic
daylight overdraft
n.
gün-içi limit
Politics
93
Politics
dst (daylight saving time)
abrev.
yaz saati
94
Politics
dst (daylight saving time)
abrev.
yaz saati uygulaması
95
Politics
dst (daylight saving time)
abrev.
saati ileri alarak zaman kazanma
Technical
96
Technical
outdoor daylight
n.
bina dışı gün ışığı
97
Technical
glass-filtered daylight
n.
cam filtreden geçirilmiş gün ışığı
98
Technical
daylight passing through the glass
n.
camdan geçen gün ışığı
99
Technical
difused daylight
n.
difuze gün ışığı
100
Technical
natural daylight glass
n.
doğal güneş camı
101
Technical
daylight factor
n.
günışığı
102
Technical
daylight lamp
n.
günışığı lambası
103
Technical
artificial daylight
n.
suni gün ışığı
104
Technical
difused daylight
n.
yaygın gün ışığı
105
Technical
diffuse natural daylight or artificial daylight
n.
yayılmış tabii veya suni gün ışığı
106
Technical
artificial daylight
n.
yapay gün ışığı
107
Technical
daylight saving time
n.
yaz saati
108
Technical
climate-based daylight model
n.
iklim tabanlı günışığı modeli
Computer
109
Computer
alaskan daylight time
n.
alaska yaz saati
110
Computer
us eastern daylight time
n.
abd doğu yaz saati
111
Computer
west asia daylight time
n.
batı asya yaz saati
112
Computer
west pacific daylight time
n.
batı pasifik yaz saati
113
Computer
sa eastern daylight time
n.
ga doğu yaz saati
114
Computer
dateline daylight time
n.
gün hattı yaz saati
115
Computer
sa western daylight time
n.
güney amerika batı yaz saati
116
Computer
gmt daylight time
n.
gmt yaz saati
117
Computer
sa pacific daylight time
n.
güney amerika pasifik yaz saati
118
Computer
newfoundland daylight time
n.
newfoundland yaz saati
119
Computer
mid-atlantic daylight time
n.
orta atlantik yaz saati
120
Computer
pacific daylight time
n.
pasifik yaz saati
121
Computer
romance daylight time
n.
romance yaz saati
122
Computer
russian daylight time
n.
rusya yaz saati
123
Computer
sydney daylight time
n.
sidney yaz saati
124
Computer
mountain daylight time
n.
sıradağlar yaz saati
125
Computer
tasmania daylight time
n.
tasmanya yaz saati
126
Computer
tokyo daylight time
n.
tokyo yaz saati
127
Computer
taipei daylight time
n.
taype yaz saati
128
Computer
new zealand daylight time
n.
yeni zelanda yaz saati
129
Computer
gft daylight time
n.
yft yaz saati
Lighting
130
Lighting
daylight factor
n.
günışığı çarpanı
131
Lighting
daylight opening
n.
günışığı açıklığı
132
Lighting
daylight illuminant
n.
günışığı ışıklayıcısı
133
Lighting
daylight locus
n.
günışıkları geometrik yeri
Automotive
134
Automotive
daylight sensor
n.
gün ışığı sensörü
135
Automotive
daylight running lamp
n.
gündüz yakılan lamba
136
Automotive
daylight running lamp
n.
gündüz farı
137
Automotive
daylight opening
n.
gün ışığı açıklığı
Aeronautic
138
Aeronautic
daylight clearance
n.
gündüz uçuş kleransı
139
Aeronautic
daylight clearance
n.
taşıt kleransı
Optics
140
Optics
ageing of rigid and soft lenses in daylight
n.
sert ve yumuşak lenslerin gün ışığında yaşlandırılması
141
Optics
daylight vision
n.
gün ışığında normal görüş
142
Optics
daylight vision
n.
konilerin aktif olduğu ve renk tonunun algılandığı yeterli aydınlatmayla görme
Geography
143
Geography
daylight hours
n.
gündüz saatleri
144
Geography
daylight savings
n.
yaz saati uygulaması
145
Geography
daylight savings
n.
saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
146
Geography
daylight-savings time
n.
yaz saati uygulaması
147
Geography
daylight-savings time
n.
saati standart zamanın bir saat ilerisine alarak akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma
Military
148
Military
daylight traffic line
n.
gündüz trafik yasak hattı
Cinema
149
Cinema
daylight loading type
n.
aydınlıkta dondurulabilir
150
Cinema
daylight loading type spool
n.
günışığında makineye yüklenebilen makara
Abbreviation
151
Abbreviation
cdt (central daylight time]
n.
greenwich'in 6 saat gerisindeki amerika kıtasının orta kısmı için kullanılan saat dilimi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of daylight
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy