Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disipline etmek | discipline v. | ||
He was strict in disciplining his children. Çocuklarını disipline ederken çok katıydı. More Sentences |
||||
General | disipline etmek | chastize v. | ||
General | disipline etmek | chastise v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | disipline sevk etmek | refer to disciplinary (committee etc) v. |
Idioms | ||
Idioms | (birini) disipline sevk etmek | bring someone up for something v. |
Religious | ||
Religious | münzevilerin kendilerini disipline etmek veya cezalandırmak için kırbaçlaması | flagellantism n. |