dramatik - Turkish English Dictionary

dramatik

Meanings of "dramatik" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
dramatik dramatic adj.
We never imagined back then that we would publish it at such a dramatic and painful time.
O zamanlar, böylesine dramatik ve acı verici bir zamanda bunu yayınlayacağımızı hiç düşünmemiştik.

More Sentences
General
dramatik theatrical adj.
His behavior was theatrical.
Onun davranışı dramatikti.

More Sentences
dramatik stagy adj.
dramatik stagey adj.
dramatik dramatical adj.
dramatik tragic adj.
dramatik actressy adj.
dramatik masala [hinglish] adj.
dramatik histrionic [rare] adj.
dramatik dram (dramatic) abrev.
Theatre
dramatik dramaturgic adj.
dramatik dramaturgical adj.

Meanings of "dramatik" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

Turkish English
General
dramatik bir şekilde vividly adv.
The author described the murder case vividly.
Yazar cinayet olayını dramatik bir şekilde anlattı.

More Sentences
Art
dramatik eser dramatic work n.
It is also important for dramatic works to be translated.
Dramatik eserlerin tercüme edilmesi de önemlidir.

More Sentences
Music
dramatik müzik dramatic music n.
Dramatic music might be a good effect in this scene.
Dramatik müzik bu sahnede iyi bir efekt olabilir.

More Sentences
General
dramatik oyunlar dramatic representation n.
dramatik özellik drama n.
dramatik durum drama n.
dramatik olaylar dizisi drama n.
dramatik bir hikaye içinde yer alan mizahi içerik veya karakterler comic relief n.
bir grubun, mekanın veya sektörün dramatik tarihi saga n.
dramatik olaylar veya bölümler içeren çok uzun hikaye saga n.
aşırı dramatik duygu veya davranış melodrama n.
(oyunları basmakalıp iki yüzlülüğe saldıran) ibsen'in dramatik yaratıcılık veya kurgu nitelikleri ibsenism n.
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen erkek tiyatro oyuncusu diseur n.
dramatik durum drama n.
dramatik etki drama n.
dramatik özellik drama n.
dramatik karakter dramaticism n.
dramatik ifade dramatics n.
(dramatik eserde) can alıcı rol veya replik fat n.
kısa dramatik monolog skit n.
dramatik şiir poesie n.
dramatik şiir poesy n.
dokunaklı ve dramatik eserler sob stuff n.
dramatik hale sokmak dramatize v.
dramatik hale sokmak dramatise v.
dramatik davranmak emote v.
aşırı dramatik bir şekilde sunmak overdramatize v.
gereğinden fazla dramatik hale getirmek overdramatise v.
dramatik şekilde yanıt vermek overrespond v.
dramatik ölçüde artırmak surge v.
dramatik nitelik taşımayan nondramatic adj.
gereğinden fazla dramatik overdramatic adj.
dramatik olmayan undramatic adj.
ciddi dramatik rol ile ilgili heavy adj.
aşırı dramatik histrionical [uk] adj.
(sahnede) dramatik olarak sergilenen portrayed adj.
dramatik şekilde sunulan portrayed adj.
aşırı dramatik superheated adj.
dramatik olarak dramatically adv.
dramatik bir biçimde dramatically adv.
dramatik olmayan bir şekilde undramatically adv.
dramatik bir şekilde stagily adv.
Colloquial
dramatik bir hareket/an hollywood moment n.
Idioms
duygusal/dramatik/hassas yazılara odaklanan/yazılar üzerinde uzmanlaşmış yazar/gazeteci sob sister n.
aşırı dramatik oynamak chew on the scenery v.
aşırı dramatik oynamak chew up the scenery v.
durumu dramatik bir şekilde değiştirmek flip the script on (someone or something) v.
aşırı dramatik oynamak chew the scenery v.
durumu dramatik bir şekilde değiştirmek flip the script v.
artistik/dramatik bir etki yaratmaya çalışmak/çabalamak strain for effect v.
yapmacık bir artistik/dramatik etki yaratmak strain for effect v.
Trade/Economic
belirli bir endüstride aşırı üretim veya fazla rekabet sonucu gelişen dramatik kırılma shakeout n.
stokların dramatik şekilde yükselmesi to the moon n.
Psychology
dramatik veya abartılı davranma eğilimi histrionicism n.
hastaların sorunlarla başa çıkmaları için dramatik teknikleri kullanan psikoterapi türü drama therapy n.
aşırı dramatik histrionic adj.
Literature
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesi theotechny n.
dramatik şiir dramatic poetry n.
dramatik bir etki yaratmak için geliştirilmiş yazım tekniği veya edebi beceri machine n.
karakterin dramatik bir durum içerisindeki monoloğu formatında yazılmış şiir dramatic monologue n.
dramatik üslup dramatism n.
dramatik biçem dramatism n.
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesiyle ilgili theotechnic adj.
tanrı ya da doğaüstü varlıkların dramatik ya da edebi eserlere dahil edilmesine ait theotechnic adj.
Art
görsel bir sanat eserinin dramatik ve grafik tasviri ekphrasis n.
görsel bir sanat eserinin dramatik ve grafik tasviri ecphrasis n.
çizim, resim, heykel ve seramik ile dramatik sanatlar ve dansın dahil edildiği sanatlar line arts n.
dramatik örgü dramatic structure n.
dramatik yazılar dramatics [obsolete] n.
Music
romantik veya dramatik piyano bestesi ballade n.
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sesi heldentenor n.
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse heldentenor n.
dramatik müzikte heyecanlı bölümlerde yapılan titretme hurry n.
müzikal ve dramatik unsurların eşit önemde olduğu opera musical drama n.
kendine özgü formu olan dramatik müzik eseri fantasia n.
dramatik (ses) dramatic adj.
Theatre
tiyatro oyunu sınıfına girmeyen dramatik kompozisyon nonplay n.
yazılı dramatik edebiyat theater n.
dramatik performans/sunum theater n.
tiyatro eserinde dramatik etki theater n.
yazılı dramatik edebiyat theatre n.
dramatik performans/sunum theatre n.
tiyatro eserinde dramatik etki theatre n.
cava'ya özgü bir dramatik tiyatro performansı topeng n.
genellikle bir kadın tarafından özel olarak canlandırılan dramatik bir erkek rolü trouser role n.
dramatik ironi dramatic irony n.
kraliyet dramatik sanatlar akademisi (londra) royal academy of dramatic art (rada) n.
oyuncunun canlandırdığı karakterin kişiliği ile özdeşleşmek için öğrenmeye çalıştığı dramatik bir teknik method n.
karakteri orta çağ dini piyeslerine benzeyen dramatik yapıt miracle play n.
bireyin zihninden geçenlerin dramatik temsili monodrama n.
oyuncunun kendi kendine konuştuğu dramatik sahne monolog n.
dramatik eser representation n.
dramatik gösteri representation n.
küçük ölçekli ve geleneklere bağlı olmadan icra edilen modern müzikal-dramatik eser music theatre n.
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen kadın oyuncu diseuse n.
(sahneyi) dramatik performans için hazırlamak set v.
dramatik olarak scenically adv.
Cinema
dramatik sahneler arası geçiş transition n.
aktörün dramatik etki yaratmak amacıyla verdiği duraklamayı ölçen değişken zaman birimi beat n.
Slang
aşırı dramatik davranış drama n.
Theater
dramatik temsil histrionics n.