Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | eşzamanlamak | sync v. | ||
They needed to sync their schedules to make sure they arrived at the meeting at the same time. Toplantıya aynı anda geldiklerinden emin olmak için programlarını eşzamanlamaları gerekiyordu. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | eşzamanlamak | syncronize v. |