English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | exhilarated adj. | coşkulu | ||
I've never felt so exhilarated. Hiç bu kadar coşkulu hissetmemiştim. More Sentences |
||||
General | exhilarated adj. | çok neşeli | ||
After winning the race, she felt exhilarated. Yarışı kazandıktan sonra kendini çok neşeli hissetti. More Sentences |
||||
General | exhilarated adj. | neşelendirilmiş | ||
General | exhilarated adj. | neşeli | ||
General | exhilarated adj. | canlı |