fulfiller - Turkish English Dictionary

fulfiller

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "fulfiller" in Turkish English Dictionary : 19 result(s)

English Turkish
Common Usage
fulfil v. yerine getirmek
He has all the skills to fulfill the duty; why not hire him?
Görevi yerine getirmek için gereken tüm beceriler onda var, adamı niye işe almıyorsunuz?

More Sentences
General
fulfil v. tamamlamak
My life is perfectly fulfilled.
Hayatım mükemmel bir şekilde tamamlandı.

More Sentences
fulfil v. yerine getirmek
He has all the skills to fulfill the duty; why not hire him?
Görevi yerine getirmek için gereken tüm beceriler onda var, adamı niye işe almıyorsunuz?

More Sentences
fulfil v. karşılamak
If Russia fails to propose projects that fulfil the bank's criteria the loans will not have to be granted.
Rusya'nın bankanın kriterlerini karşılayan projeler önermemesi halinde kredi verilmeyecek.

More Sentences
fulfil v. gerçekleştirmek
At 62, she fulfilled her dream of becoming a globally renowned artist.
62 yaşında, dünya çapında tanınan bir sanatçı olma hayalini gerçekleştirdi.

More Sentences
fulfil v. kendini gerçekleştirmek
Henry was able to fulfill himself through photojournalism.
Henry foto muhabirliği sayesinde kendini gerçekleştirebildi.

More Sentences
Technical
fulfil v. yerine getirmek
He has all the skills to fulfill the duty; why not hire him?
Görevi yerine getirmek için gereken tüm beceriler onda var, adamı niye işe almıyorsunuz?

More Sentences
General
fulfil v. uygulamak
fulfil v. yapmak
fulfil v. ifa etmek
fulfil v. bitirmek
fulfil v. gidermek
fulfil v. gerekeni yapmak
fulfil v. tatmin etmek
fulfil v. icra etmek
fulfil v. meydana getirmek
fulfil v. içindeki potansiyelini kendini tatmin edecek bir şekilde kullanmak (insan)
Law
fulfil v. ifa etmek
Technical
fulfil v. yapmak

Meanings of "fulfiller" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

English Turkish
General
fulfil the criteria v. kriterleri yerine getirmek
In two areas, Sweden is considered, however, not yet to have fulfilled the criteria.
Ancak İsveç'in iki alanda henüz kriterleri yerine getirmediği düşünülmektedir.

More Sentences
fulfil the criteria v. kriterleri karşılamak
fulfil a duty v. görev görmek
completely fulfil v. eksiksiz yerine getirmek
amply fulfil v. eksiksiz yerine getirmek
fulfil a task v. görev görmek
fulfil the conditions v. şartları sağlamak
fulfil the needs v. ihtiyaçları gidermek
fulfil the conditions v. şartları yerine getirmek
fulfil a dream v. hayale kavuşmak
fulfil obligation v. yükümlülük yerine getirmek
fulfil the need v. ihtiyaç karşılamak
fulfil the conditions v. şartları karşılamak
fulfil the needs v. ihtiyaçları karşılamak
fulfil the needs v. ihtiyaçlara cevap vermek
fulfil a commitment v. taahhüdü yerine getirmek
fulfil one's need v. ihtiyacını gidermek
fulfil one's needs v. ihtiyaçlarını karşılamak
fulfil a need v. gereksinim karşılamak
fulfil a requirement v. gereksinim karşılamak
fulfil a need v. eksiklik gidermek
fulfil an order v. siparişi yerine getirmek
fulfil a duty v. görevi yerine getirmek
fulfil a duty v. bir görevi ifa etmek
fulfil a duty v. görev yapmak
fulfil the promise v. sözünü yerine getirmek
fulfil one's duties v. görevlerini yerine getirmek
fulfil one's obligations v. görevlerini yerine getirmek
fulfil a duty v. bir vazifeyi ifa etmek
fulfil a duty v. görevi yapmak
fulfil an obligation v. bir taahhüdü yerine getirmek
fulfil a duty v. görevi gerçekleştirmek
fulfil an engagement v. bir taahhüdü yerine getirmek
fulfil the obligations v. sorumlulukları/yükümlülükleri yerine getirmek
fulfil the requirement/specifications v. koşulu yerine getirmek
fulfil the requirement/specifications v. koşulu sağlamak
fulfil the responsibilities v. sorumlulukları yerine getirmek
fulfil a responsibility v. sorumluluk yerine getirmek
fulfil one's potential v. potansiyelini gerçekleştirmek
fulfil the order v. siparişi karşılamak
fulfil the order v. siparişe cevap vermek
Politics
fulfil a condition v. bir koşulu yerine getirmek
fail fulfil an obligation v. bir yükümlülüğü yerine getirememek
fail fulfil an obligation v. yükümlülüğü ifa edememek