göz yaşartıcı

Meanings of "göz yaşartıcı" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	göz yaşartıcı	tear inducing n.
2	General	göz yaşartıcı	lachrymose adj.
3	General	göz yaşartıcı	lachrymatory adj.
Idioms
4	Idioms	göz yaşartıcı	eye-watering adj.
Physiology
5	Physiology	göz yaşartıcı	lachrimatory adj.
Optics
6	Optics	göz yaşartıcı	lacrimatory adj.
7	Optics	göz yaşartıcı	lachrymatory adj.

Meanings of "göz yaşartıcı" with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	göz yaşartıcı gaz	teargas n.
I had to fight my way through teargas to gain access to the building. Binaya girebilmek için göz yaşartıcı gazla mücadele etmek zorunda kaldım. More Sentences
2	General	göz yaşartıcı bomba	grenade n.
The police threw many tear-gas grenades at the protesters. Polis protestoculara çok sayıda göz yaşartıcı bomba attı. More Sentences
Technical
3	Technical	göz yaşartıcı gaz	tear gas n.
Tear gas canisters could be seen on the road after the rioters had left. İsyancılar gittikten sonra yolda göz yaşartıcı gaz kapsülleri görülebiliyordu. More Sentences
Chemistry
4	Chemistry	göz yaşartıcı gaz	tear gas n.
The police used tear gas against the protesting students. Polis protestocu öğrencilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı. More Sentences
Military
5	Military	göz yaşartıcı bomba	tear gas bomb n.
The police threw tear gas bombs. Polis göz yaşartıcı bomba attı. More Sentences
6	Military	göz yaşartıcı gaz	tear gas n.
Tear gas filled the room. Göz yaşartıcı gaz odayı doldurdu. More Sentences
General
7	General	göz yaşartıcı bomba	lachrymatory bomb n.
8	General	göz yaşartıcı sprey	tear gas spray n.
9	General	biber gazı benzeri bir göz yaşartıcı sprey markası	mace® n.
10	General	göz yaşartıcı gaz	cs n.
11	General	göstericilere göz yaşartıcı gaz sıkmak	use tear gas on protesters v.
12	General	göz yaşartıcı gaz sıkmak	tear-gas v.
13	General	(birine karşı) göz yaşartıcı bomba kullanmak	grenade v.
14	General	göz yaşartıcı olma	lachrymosely adv.
15	General	göz yaşartıcı bir biçimde	lachrymosely adv.
Colloquial
16	Colloquial	(birinin) yüzüne göz yaşartıcı sprey sıkmak (kendini savunma amaçlı)	mace (one's) face v.
Idioms
17	Idioms	birinin yüzüne göz yaşartıcı sprey sıkmak	mace someone’s face v.
Politics
18	Politics	göz yaşartıcı bomba	tear gas canister n.
Technical
19	Technical	göz yaşartıcı bomba	tear bomb n.
Medical
20	Medical	şiddetli göz yaşartıcı	severe lachrymator n.
Physiology
21	Physiology	göz yaşartıcı (madde)	lachrymogenous adj.
Optics
22	Optics	göz yaşartıcı madde	lacrimatory n.
23	Optics	göz yaşartıcı madde	lachrymator n.
Chemistry
24	Chemistry	göz yaşartıcı gaz	cs-gas n.
25	Chemistry	göz yaşartıcı etmen	tear agent n.
26	Chemistry	göz yaşartıcı bir gaz çeşidi	chlorobenzylidenemalononitrile n.
27	Chemistry	göz yaşartıcı bir gaz çeşidi	cs gas n.
28	Chemistry	bir tür göz yaşartıcı gaz	cn gas n.
Military
29	Military	basınçlı gaz içeren metal kap (göz yaşartıcı gaz, oksijen vs.)	canister n.
30	Military	göz yaşartıcı bomba	lacrimatory bomb n.
31	Military	göz yaşartıcı bomba	lachrymatory bomb n.
32	Military	göz yaşartıcı gaz	lacrimator gas n.
33	Military	göz yaşartıcı gaz eriyiği	tear gas solution n.
34	Military	göz yaşartıcı gaz	lacrymating gas n.
35	Military	göz yaşartıcı el bombası	bursting grenade n.
36	Military	göz yaşartıcı gaz mumu	tear gas candle n.
37	Military	göz yaşartıcı gaz kutusu	tear gas pot n.
38	Military	göz yaşartıcı gaz yoğunluğu	lacrimatory concentration n.