günler - Turkish English Dictionary

günler

Meanings of "günler" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
günler times n.
The regional economic blocs, apart from our own European Union, are not living through good times.
Bizim Avrupa Birliğimiz dışındaki bölgesel ekonomik bloklar iyi günler yaşamıyor.

More Sentences
günler days n.
Days later, the Italian Government is busy enacting these very measures.
Günler sonra, İtalyan Hükümeti tam da bu önlemleri yürürlüğe koymakla meşgul.

More Sentences
günler da. (daughter) abrev.

Meanings of "günler" with other terms in English Turkish Dictionary : 242 result(s)

Turkish English
General
zor günler hard times n.
It's hard times for small farmers like you and myself.
Senin ve benim gibi küçük ölçekli çiftçiler için zor günler.

More Sentences
kötü günler hard times n.
So, I'm really sorry that you're having a hard time.
Bu yüzden, kötü günler geçirmene gerçekten üzüldüm.

More Sentences
soğuk günler cold days n.
I like how this knitted sweater cuddles me during cold days.
Bu örgü kazağın soğuk günlerde beni sarması hoşuma gidiyor.

More Sentences
güneşli günler sunny days n.
We would often go hiking on sunny days.
Güneşli günlerde sık sık yürüyüşe çıkardık.

More Sentences
özel günler special occasions n.
Tom likes to dress up on special occasions.
Tom özel günlerde giyinmeyi sever.

More Sentences
eski günler old days n.
In the old days we would go ice skating in the winter, but now we are too old.
Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

More Sentences
ilk günler early days n.
The Commission and the regulators, like the European Parliament, were not perhaps decisive enough in the early days.
Komisyon ve düzenleyiciler, Avrupa Parlamentosu gibi, ilk günlerde belki de yeterince kararlı değildi.

More Sentences
kısalmak (günler) draw in v.
The days are drawing in.
Günler kısalıyor.

More Sentences
iyi günler! good day! interj.
Good day, how are you?
İyi günler, nasılsın?

More Sentences
Colloquial
eski güzel günler good old days n.
The good old days have gone, never to return.
Eski güzel günler bir daha geri gelmemek üzere gitti.

More Sentences
Idioms
önümüzdeki günler days to come n.
This 'no' will now be analysed carefully in the days to come.
Bu 'hayır' önümüzdeki günlerde dikkatle analiz edilecektir.

More Sentences
iyi günler görmek see better days v.
They had seen better days.
Daha iyi günler görmüşlerdi.

More Sentences
General
özlem duyulan eski güzel günler good old times n.
özlemle anılan eski günler langsyne n.
soğuk günler freeze n.
geçen günler passing days n.
zor günler difficult period n.
bir insanın geçmişte yaşadığı parlak günler glory of n.
önemli günler important days n.
özel günler special days n.
gelecek günler coming days n.
birbiri ardınca geçen günler days on end n.
hafta arası günler weekday n.
eski günler auld lang syne n.
eski günler lang syne n.
eski günler auld langsyne n.
eski günler langsyne n.
kazasız günler accident-free days n.
yorucu günler tiresome days n.
yorucu günler exhausting days n.
eski günler ancientry n.
eski güzel günler auld lang syne [scottish] n.
özlemle anılan geçmiş günler langsyne n.
özlemle anılan geçmiş günler lang syne n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler grand days n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler dies non juridici n.
kilise takviminde belirlenmiş özel günler feast n.
hareketli günler yaşamak have lively times v.
zor günler beklemek have difficult days ahead v.
zor günler beklemek have hard times ahead v.
zor günler geçirmek have hard times v.
kötü günler geçirmek have hard times v.
zor günler geçirmek have difficult days v.
kötü günler geçirmek have difficult times v.
kötü günler geçirmek have hard days v.
zor günler geçirmek have difficult times v.
zor günler geçirmek have hard days v.
kötü günler geçirmek have difficult days v.
günler öncesinin days-old adj.
özel günler için saklanan good adj.
günler boyu day after day adv.
günler sonra ilk kez for the first time in days adv.
günler sonra ilk defa first time in days adv.
günler sonra ilk kez first time in days adv.
günler sonra ilk defa for the first time in days adv.
iyi günler have a nice day interj.
iyi günler have a good day interj.
iyi günler good day interj.
iyi günler bonjour interj.
Phrasals
(günler) kısalmak close in v.
Phrases
birbirini izleyen günler days running n.
günler boyu days on end n.
günler sonra after days adv.
... günler eskide kaldı gone are the days when expr.
günler kısalıyor the days are drawing in expr.
günler kısalıyor the days are closing in expr.
günler boyunca for days and days expr.
günler uzuyor the days are drawing out expr.
önümüzdeki günler in the coming days expr.
önümüzdeki günler in the upcoming days expr.
Colloquial
geçmiş güzel günler palmy days n.
geçmiş başarılı günler palmy days n.
parlak günler palmy days n.
yıldızının parladığı günler palmy days n.
doğum günü olmayan günler unbirthday n.
doğum günü dışındaki günler unbirthday n.
eski kötü günler the bad old days n.
geçmiş kötü günler the bad old days n.
kötü günler için saklanan az miktarda para mad money n.
eski güzel günler old lang syne n.
stresli günler yaşamak be put to it v.
stresli günler yaşamak put to it v.
stresli günler yaşayan put to it adj.
hey gidi günler hey those good old days expr.
günler haftaları kovaladı days passed into weeks expr.
iyi günler seninle olsun all the best expr.
o günler geride kaldı too much water under the bridge expr.
yazın bitmesine sayılı günler kala only a few days to the end of the summer expr.
(belli bir günden) itibaren günler days hence expr.
ne günler ama what a time to be alive expr.
iyi günler have a nice one expr.
iyi günler (I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr.
iyi günler (I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr.
iyi günler (I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr.
güzel günler geride kaldı does anybody remember laughter? expr.
iyi günler hand (have a nice day) expr.
mutlu günler happy days expr.
iyi günler see you in the funny pages expr.
coşkulu/başarılı günler sona erdi the party is over expr.
mutlu günler sona erdi the party is over expr.
coşkulu/başarılı günler sona erdi the party's over expr.
mutlu günler sona erdi the party's over expr.
nerede o günler! I wish! exclam.
iyi günler hand abrev.
Idioms
geçmiş/eski günler bygone days n.
eski güzel günler old times n.
eski güzel günler langsyne n.
eski güzel günler auld langsyne n.
eski güzel günler the good old days n.
geçmişteki mutlu günler the halcyon days n.
kara günler dark days n.
zor günler tough sledding n.
zor günler hard sledding n.
zor günler için ayrılmış para rainy day fund n.
zor günler için biriktirilen para someone's nest egg n.
geçmiş günler bygone days n.
geçip giden günler bygone days n.
mazide kalan günler bygone days n.
geçip giden günler days gone by n.
eski günler days gone by n.
geçmiş/eski günler past history n.
geçmiş günler past history n.
geçip giden günler past history n.
mazide kalan günler past history n.
son güzel günler indian summer n.
son iyi günler indian summer n.
son mutlu günler indian summer n.
kötü günler için yapılan birikim safety net n.
son güzel günler an indian summer n.
son iyi günler an indian summer n.
son mutlu günler an indian summer n.
son güzel günler an indian summer n.
son iyi günler an indian summer n.
son mutlu günler an indian summer n.
dertsiz tasasız zamanlar/günler salad days n.
daha iyi günler görmüş olmak have known better days v.
daha iyi günler görmüş olmak have seen better days v.
kötü günler geçirmek fail on evil days v.
kötü günler yaşamak fail on evil days v.
parasızlıktan güç günler geçirmek feel the pinch v.
parasızlıktan güç günler geçirmek feel the draught v.
(zor günler için) bir kenara koymak save something for a rainy day v.
(zor günler için) bir kenara koymak keep something for a rainy day v.
zor günler yaşamak fall on hard times v.
zor günler için saklamak put something aside for a rainy day v.
zor günler için saklamak save something for a rainy day v.
(zor günler için) bir kenara koymak put something aside for a rainy day v.
zor günler için saklamak hold something back for a rainy day v.
(zor günler için) bir kenara koymak hold something back for a rainy day v.
zor günler geçirmek fall on hard times v.
zor günler için saklamak keep something for a rainy day v.
çok zor günler yaşamak go to hell and back v.
çok zor günler yaşamak go to hell and back v.
çok zor günler yaşamak go through hell and back v.
zor günler için saklamak save, keep, it for a rainy day v.
güzel günler bizi bekler the best is yet to be expr.
güzel günler bizi bekler the best is yet to come expr.
o güzel günler bittikten sonra after the party is over expr.
bayram gibi günler sona erdiğinde after the party is over expr.
hey gidi günler those were the days expr.
ne günlerdi o günler those were the days expr.
oldu iyi günler check, please expr.
o günler geçti that ship has sailed expr.
o günler geride kaldı that's all water over the dam expr.
parasız günler yakın the wolf is at the door expr.
zor günler için for a rainy day expr.
o günler geride kaldı the old gray mare ain't what she used to be [old-fashioned] expr.
çok zor günler yaşamış been to hell and back expr.
eski günler down memory lane expr.
zor günler için sakla save it for a rainy day expr.
zor günler için kenara koy save it for a rainy day expr.
zor günler için sakla keep it for a rainy day expr.
zor günler için kenara koy keep it for a rainy day expr.
daha iyi günler görmüş seen better days expr.
iyi günler syitfp (see you in the funny pages) expr.
zor/sıkıntılı günler kapıda the wolf is at the door expr.
parasız günler yakın the wolf is at one's door expr.
zor/sıkıntılı günler kapıda the wolf is at one's door expr.
çok zor günler yaşama to hell and back expr.
nerede o günler? where are the snows of yesteryear? expr.
Speaking
bol kazançlı günler dileriz we wish you prosperous days expr.
bol kazançlı günler dileriz we wish you a prosperous business expr.
daha varlıklı günler yaşamıştık we have seen better days expr.
daha iyi günler de gördük we have seen better days expr.
hangi günler çalışıyorsunuz? what days do you work? expr.
hangi günler çalışıyorsun? what days do you work? expr.
güzel günler yakın good days are coming expr.
güzel günler göreceğiz we will see better days expr.
hey gidi günler hey those were the days expr.
hey gidi günler hey those old good days expr.
hey gidi günler those were the days expr.
hepinize iyi günler you all have a good day expr.
hey gidi günler the good old days expr.
iyi günler have a lovely day expr.
iyi günler have a great day expr.
iyi günler have a good one expr.
neydi o günler those were the days expr.
nerede o eski günler those were the days expr.
o günler geride kaldı those days are over expr.
ne günlerdi o günler those were the days expr.
pazar günler ne yaparsın? what do you do on sundays? expr.
zor günler yaşıyorum I'm having quite a time expr.
Trade/Economic
adi günler weekday n.
astarya günlerinde tatiller dahil sayılan günler running days n.
bankaların kapalı olduğu günler bank holiday n.
birbirini izleyen günler sequential days n.
birbirini izleyen günler running days n.
birbirini izleyen günler consecutive days n.
çalışılmış günler days worked n.
çalışılmayan günler days off n.
izinli olduğu günler days on leave n.
ibrazından sonraki günler poliçesi day's draft n.
izinli günler days off n.
ibrazından sonraki günler days after sight n.
ibrazdan sonraki günler days after sight n.
müteselsil günler calendar days n.
neta günler clear days n.
sıra günler sequential days n.
sıra günler consecutive days n.
satış olmayan günler no sale expr.
Law
adliyenin tatil olduğu günler nonjuridical days n.
mahkemelerin duruşma yaptıkları günler juridical days n.
Computer
ay-günler month by days n.
hey gidi günler tbt (throwback thursday) n.
Marine
geminin limanda geciktiği günler delay day n.
denizcilere etli yemek verilmeyen günler banian days n.
geminin yük alıp boşaltabildiği günler ship's days n.
Medical
günler arası inter-day n.
günler arası kesinlik inter-day precision n.
Pathology
kritik günler critical days n.
Marine Biology
fırtınalı günler stormy weather n.
Education
okul dışındaki günler days out of school n.
okul dışındaki günler non-school days n.
History
(ortaçağ ingiltere'sinde) kraliyet emirlerinin ayrıcalıklı idarecilerce uygulanması ve tarafların görülmesine ayrılmış belirli günler days in bank n.
Religious
(yahudilikte) kutsal günler days of awe n.
episkopal kilisesi'nin komünyona katılmak zorunda olduğu günler holy day of obligation n.
Latin
günler birbirini takip eder truditur dies die expr.
nerede o eski günler! o tempora! o mores! expr.
hey gidi günler hey! o tempora! o mores! expr.
Slang
depresif günler depressive days n.
iyi günler gidday n.
haydi sana iyi günler seeyabye exclam.