English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | grandson n. | erkek torun | ||
Tom and Mary have one grandson and three granddaughters. Tom ve Mary'nin bir erkek torunu ve üç kız torunu var. More Sentences |
||||
General | grandson n. | torun | ||
Our thoughts are also with María Eraunzetamurgil and her grandson, who were victims of a horrendous attack. Düşüncelerimiz aynı zamanda korkunç bir saldırının kurbanı olan Maria Eraunzetamurgil ve torunuyla birlikte. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | great-grandson n. | torunun oğlu |
General | great-grandson n. | dördüncü kuşak erkek evlat |
General | great grandson n. | torununun oğlu |
General | great-great-grandson n. | torunun erkek torunu |
Colloquial | ||
Colloquial | from grandfather to grandson expr. | dededen toruna |