English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | greater adj. | daha büyük | ||
There would certainly be greater difficulties in harmonising legal and taxation rules. Yasal ve vergisel kuralların uyumlaştırılmasında elbette daha büyük zorluklar yaşanacaktır. More Sentences |
||||
General | greater adj. | büyük | ||
Moreover, this proposal for a directive would lay the foundations for still greater centralisation in the future. Dahası, bu yönerge önerisi gelecekte daha da büyük bir merkezileşmenin temellerini atacaktır. More Sentences |
||||
General | greater adj. | (müzikte) majör | ||
General | greater adj. | (siyasi veya coğrafi birim) temel bir birimin yanında ek birimlerden oluşan | ||
General | greater adj. | asıl memlekete ait | ||
General | greater adj. | asıl memleketle ilgili | ||
General | greater adj. | asıl memleket olan |