English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | herder n. | sığırtmaç |
General | herder n. | çoban |
General | herder n. | sığır çobanı |
General | herder n. | sürüyü pazara götüren kimse |
General | herder n. | hayvan idarecisi |
General | herder n. | hayvan sürüsü idare eden kişi |
General | herder n. | celep |
General | herder n. | sürücü |
General | herder n. | davar tüccarı |
Industry | ||
Industry | herder n. | kütükleri kaldıraçla hareket ettirerek su kanalındaki sıkışmaları önleyen işçi |
Industry | herder n. | kaldıraçla su kanalındaki kütükleri kaldıran işçi |
Industry | herder n. | demiryolu garaj sahasındaki lokomotifleri birleştirip ayıran işçi |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Breeding | ||||
Breeding | reindeer herder n. | ren geyiği çobanı | ||
Tom moved to Finland and became a reindeer herder. Tom Finlandiya'ya taşındı ve ren geyiği çobanı oldu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | cattle herder n. | sığır çobanı | ||
Astronomy | ||||
Astronomy | herder moon n. | çoban uydu |