|
Category |
Turkish |
English |
|
Phrasals |
|
1 |
Phrasals |
için uygun olmak |
qualify for v.
|
|
The first is the definition of precisely which disasters will qualify for the provision of compensation.
Birincisi, tam olarak hangi afetlerin tazminat sağlanması için uygun olacağının tanımlanmasıdır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
ev hayatı için uygun hale getir |
make fit for domestic life n.
|
|
3 |
General |
kızak için uygun yokuş |
coast n.
|
|
4 |
General |
evlilik için uygun olma |
marriageability n.
|
|
5 |
General |
bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi |
needs test n.
|
|
6 |
General |
bir karar ya da eylem için uygun zaman |
kairos n.
|
|
7 |
General |
ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim |
word n.
|
|
8 |
General |
bir fikri ifade etmek için kullanılan en uygun terim |
word n.
|
|
9 |
General |
ata binmek için uygun yol |
bridle track [new zealand] n.
|
|
10 |
General |
(gezilere katılan gençler için) denetim altında uygun fiyatlı konaklama sunan sistem |
hostel n.
|
|
11 |
General |
golf atışı çalışmak için uygun saha |
practice range n.
|
|
12 |
General |
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi |
roll-up n.
|
|
13 |
General |
yük beygirine yüklemek için uygun veya standart olan ağırlık |
seam [dialect] n.
|
|
14 |
General |
gelişim için uygun zemin |
seedbed n.
|
|
15 |
General |
donanma için uygun olmayan askeri personel |
staff n.
|
|
16 |
General |
bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak |
fit for v.
|
|
17 |
General |
kullanım için uygun konuma getirmek |
move into proper position for use v.
|
|
18 |
General |
kullanım için uygun duruma getirmek |
rig v.
|
|
|
19 |
General |
(araziyi) konut veya iş için uygun hale dönüştürmek |
develop v.
|
|
20 |
General |
(aktarıcıya veya bilgisayara) uygun yanıtı tetiklemek için sinyal göndermek |
interrogate v.
|
|
21 |
General |
(evlilik için) uygun |
eligible adj.
|
|
22 |
General |
gelecek için uygun olan |
futuristic adj.
|
|
23 |
General |
yiyecek maddeleri için uygun veya güvenli |
food safe adj.
|
|
24 |
General |
kabin için uygun olan |
cabinet adj.
|
|
25 |
General |
rolü oynamak için seçilmeye uygun |
castable adj.
|
|
26 |
General |
kesim için uygun (ağaç) |
ceduous [obsolete] adj.
|
|
27 |
General |
mikrodalga fırında kullanım için uygun |
microwave-safe adj.
|
|
28 |
General |
gömülmek için uygun olmayan |
unburiable adj.
|
|
29 |
General |
postayla gönderilmek için uygun olmayan |
unmailable adj.
|
|
30 |
General |
evlenmek için uygun olmayan |
unmarriageable adj.
|
|
31 |
General |
büyüme için uygun koşullar gerektiren |
miffy adj.
|
|
32 |
General |
çalışırken giymek için uygun |
work adj.
|
|
33 |
General |
belirli bir durum için uygun olmayan |
green adj.
|
|
34 |
General |
fırınlamak için uygun |
roasting adj.
|
|
35 |
General |
işe gidip gelmek için uygun olan |
commutable adj.
|
|
36 |
General |
(hile hurda için) uygun |
cosy adj.
|
|
37 |
General |
kutlamalar için uygun |
dressy adj.
|
|
38 |
General |
aile için uygun |
family adj.
|
|
|
39 |
General |
solocu için uygun |
soloistic adj.
|
|
40 |
General |
evlilik için uygun olarak |
eligibly adv.
|
|
41 |
General |
görev için uygun bir şekilde |
in condition prep.
|
|
Phrasals |
|
42 |
Phrasals |
(bir şey) için uygun olmak/düşmek |
come up for (something) v.
|
|
43 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek |
adapt (something) for (something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek |
adapt something for something v.
|
|
45 |
Phrasals |
için uygun olmak |
go for v.
|
|
46 |
Phrasals |
(biri) için birini uygun bulmak |
suggest for (someone) v.
|
|
47 |
Phrasals |
için uygun şartlara/niteliklere sahip olmak |
qualify for v.
|
|
48 |
Phrasals |
için uygun hale getirmek |
qualify for v.
|
|
49 |
Phrasals |
için uygun şartları/nitelikleri kazandırmak |
qualify for v.
|
|
50 |
Phrasals |
için uygun hale getirmek |
adapt for v.
|
|
51 |
Phrasals |
bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak |
allow something for something v.
|
|
52 |
Phrasals |
bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak |
allow something for something v.
|
|
53 |
Phrasals |
bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak |
allow something for something v.
|
|
54 |
Phrasals |
bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak |
allow something for something v.
|
|
55 |
Phrasals |
biri/bir şey için uygun olmak |
apply to someone or something v.
|
|
56 |
Phrasals |
için uygun görmek |
consider for v.
|
|
57 |
Phrasals |
(bir şeyin) en uygun fiyatlısını bulmak için çarşı pazar dolaşmak |
shop around (for something) v.
|
|
58 |
Phrasals |
(bir şeyin) en uygun fiyatlısını bulmak için farklı yerlere bakmak |
shop around (for something) v.
|
|
59 |
Phrasals |
(bir şey) için uygun olmak |
suffice for (something) v.
|
|
60 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için uygun olmak |
work for (someone or something) v.
|
|
61 |
Phrasals |
uygun rota bulmak için deneme yapmak |
beat about v.
|
|
Colloquial |
|
62 |
Colloquial |
evlenmek/ilişki yaşamak için en uygun kadın |
miss right n.
|
|
63 |
Colloquial |
evlenmek/ilişki yaşamak için en uygun adam |
mister right n.
|
|
64 |
Colloquial |
(biri) için uygun olmak/olmamak |
do somehow for (someone) v.
|
|
65 |
Colloquial |
(biri) için uygun olmak |
do for (someone) v.
|
|
66 |
Colloquial |
bir şey için uygun olmak |
be up for something v.
|
|
67 |
Colloquial |
bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak |
be well, ideally, better placed for something/to do something v.
|
|
68 |
Colloquial |
(biri için) uygun olmak |
be all right (by/with somebody) v.
|
|
69 |
Colloquial |
(biri/bir şey) için uygun olmak |
do for (someone or something) v.
|
|
70 |
Colloquial |
için uygun olmak/olmamak |
do somehow for v.
|
|
71 |
Colloquial |
birisi için yapılmış/uygun |
made for someone adj.
|
|
72 |
Colloquial |
(biri) için uygun değil |
out of (one's) way expr.
|
|
73 |
Colloquial |
(biri) için uygun |
just the same (to one) expr.
|
|
74 |
Colloquial |
benim için uygun |
sgtm (sounds good to me) expr.
|
|
75 |
Colloquial |
benim için uygun |
suits me exclam.
|
|
Idioms |
|
76 |
Idioms |
belirli bir amaç için çok uygun kişi veya şey |
raw material n.
|
|
77 |
Idioms |
dışarıda düzenlenecek bir etkinlik için uygun/güzel hava |
queen's weather n.
|
|
78 |
Idioms |
doğru/uygun şekilde davranması için (biri tarafından) uyarılmak/ikaz edilmek |
get taken to task (by someone) v.
|
|
|
79 |
Idioms |
harekete geçmek için en uygun zamanı seçmek |
choose (one's) moment v.
|
|
80 |
Idioms |
harekete geçmek için en uygun zamanı seçmek |
pick (one's) moment v.
|
|
81 |
Idioms |
bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak |
grease the skids v.
|
|
82 |
Idioms |
din kurallarına uygun yaşamak için mücadele etmek |
fight the good fight v.
|
|
83 |
Idioms |
(bir iş için) uygun zamanı beklemek |
bide one's time v.
|
|
84 |
Idioms |
(bir iş için) uygun olmak |
make the cut v.
|
|
85 |
Idioms |
(bir iş için) uygun olmak |
be cut out for v.
|
|
86 |
Idioms |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at (one's) feet v.
|
|
87 |
Idioms |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at (one's) feet v.
|
|
88 |
Idioms |
(biri) için uygun olmak |
do fine for (someone) v.
|
|
89 |
Idioms |
(bir şey) için uygun olmak |
be cut out for (something) v.
|
|
90 |
Idioms |
biri/bir şey için uygun olmak |
be cut out for somebody/something v.
|
|
91 |
Idioms |
bir şey için uygun olmamak |
be not cut out for something v.
|
|
92 |
Idioms |
bir işi yapmak için en uygun konumda olmak |
have the ball at your feet v.
|
|
93 |
Idioms |
bir şey için uygun olmamak |
not be cut out for something v.
|
|
94 |
Idioms |
(biri) için uygun olmamak |
not suit (one) v.
|
|
95 |
Idioms |
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak |
smooth the path for (someone or something) v.
|
|
96 |
Idioms |
(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak |
smooth the way for (someone or something) v.
|
|
97 |
Idioms |
bir şey için çok uygun |
cut out for something adj.
|
|
98 |
Idioms |
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun |
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
|
|
99 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun |
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
|
|
100 |
Idioms |
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun |
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
|
|
101 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun |
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
|
|
102 |
Idioms |
alkol almak için en uygun zaman |
the sun is over the yardarm [uk] expr.
|
|
103 |
Idioms |
modaya uygun/şık olmak için gerekli |
de rigeur expr.
|
|
104 |
Idioms |
(bir şey) için uygun değil |
not cut out for (something) expr.
|
|
Speaking |
|
105 |
Speaking |
benim için uygun |
it sounds good to me expr.
|
|
106 |
Speaking |
benim için uygun |
I'm easy to please expr.
|
|
107 |
Speaking |
benim için uygun |
I'm agreeable expr.
|
|
108 |
Speaking |
bunun için çok uygun görünüyorsun |
you seem suited for it expr.
|
|
109 |
Speaking |
senin için uygun mu? |
is it ok with you? expr.
|
|
110 |
Speaking |
senin için uygun mu? |
is it suitable for you? expr.
|
|
111 |
Speaking |
senin için uygun mu? |
would that work for you? expr.
|
|
112 |
Speaking |
senin için uygun mu? |
is it ok for you? expr.
|
|
113 |
Speaking |
senin için uygun mu? |
is it convenient for you? expr.
|
|
114 |
Speaking |
sizin için uygun mu? |
is it ok for you? expr.
|
|
115 |
Speaking |
şu an konuşmak için uygun bir zaman değil |
now's not a good time to talk expr.
|
|
Trade/Economic |
|
116 |
Trade/Economic |
ölçüm standardının metrolojik özelliklerini uygun bir aralıkta saklaması için gereken önlemler seti |
maintenance of a measurement standard n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
(şirkette) elde edilen uygun koşulları daha büyük imtiyazlar için emsal veya koz olarak kullanmak |
whipsaw v.
|
|
Law |
|
118 |
Law |
derebeyinin çıkarı için umumi arazinin etrafının çitle çevrilerek hayvancılığa uygun hale getirilmesi |
approvement n.
|
|
Politics |
|
119 |
Politics |
işçi sendikasının, çalışanlar adına pazarlık birimi olarak hareket etmesi için uygun kamu kurumunca yetkilendirilmesi |
certification n.
|
|
120 |
Politics |
seçim için uygun adayı seçen siyasi parti üyeleri |
selectorate n.
|
|
Industry |
|
121 |
Industry |
plastikler için müşteri özelliklerine uygun renk formülleri geliştiren kimyager |
colorist n.
|
|
122 |
Industry |
plastikler için müşteri özelliklerine uygun renk formülleri geliştiren kimyager |
colourist n.
|
|
123 |
Industry |
istihdam yerine geçici yerleştirme için uygun görülen aday |
placeable n.
|
|
124 |
Industry |
(makine atölyesinde) son işleme uygun boyuta küçültmek için (metal çubuk veya levhayı) derince kesmek |
hog v.
|
|
125 |
Industry |
(kağıt) paketleme veya endüstriyel kullanım için uygun |
coarse adj.
|
|
Tourism |
|
126 |
Tourism |
otellerde büyük partiler, resepsiyonlar vb. için uygun salon |
reception room n.
|
|
Media |
|
127 |
Media |
her yaş için uygun (içerik) |
nonadult adj.
|
|
Technical |
|
128 |
Technical |
çakmaklar için normal kullanım için uygun bir emniyet seviyesi |
reasonable degree of safety for normal use n.
|
|
129 |
Technical |
uçuş koşulları için en uygun hız ve yükseklikteki uçuş |
cruise n.
|
|
130 |
Technical |
ambalajlama ve nakliyat için uygun boyutlarda katlanmış ıslak kağıt hamuru tabakası |
lap n.
|
|
131 |
Technical |
uygun bir ana hattı seçen ve uzak mesafeli telefon konuşmaları için gerekli bağlantıları yapan santrale bağlı cihaz |
marker n.
|
|
132 |
Technical |
iki aksamı uygun pozisyona yerleştirmek için kullanılan ince çubuk |
pin n.
|
|
133 |
Technical |
kullanım için uygun olmayıncaya dek aşınmak |
overwear v.
|
|
134 |
Technical |
(sac) bir yüzeye uygun hale getirmek için çekiçlemek |
boss v.
|
|
135 |
Technical |
atmosfer basıncındaki serbest yüzeyli akışa sahip sistemler için uygun |
suitable for gravity systems at atmospheric pressure adj.
|
|
136 |
Technical |
solunum için uygun |
respirable adj.
|
|
Computer |
|
137 |
Computer |
önceden belirlenmiş kenar boşluklarına uygun olması için satır sonundaki kelimenin otomatik bölünmesi |
word wrapping n.
|
|
138 |
Computer |
yaşam için uygun değil |
not safe for life (nsfl) n.
|
|
139 |
Computer |
bir belgedeki metinsel içeriği tanımlamak için uygun yerlere imler eklemek |
mark up v.
|
|
140 |
Computer |
pornografik içerik barındırmadığı için işyerinde izlenmeye uygun (içerik) |
worksafe adj.
|
|
141 |
Computer |
slayt gösterisi için en uygun ölçek |
best scale for slide show expr.
|
|
Textile |
|
142 |
Textile |
makine kayışları için şerit kesmeye uygun, ince ve yağla tabaklanmış deri |
lace leather n.
|
|
143 |
Textile |
kadın kıyafeti yapımı için uygun kumaş |
women's wear n.
|
|
144 |
Textile |
şerit, bant, dokuma veya örgü için uygun darlıkta |
narrow adj.
|
|
Architecture |
|
145 |
Architecture |
bina yapımı için uygun |
architective adj.
|
|
Construction |
|
146 |
Construction |
duvarcı terazisini dengede tutmak için uygun yüksekliğe yerleştirilen tuğla |
trig [dialect] n.
|
|
147 |
Construction |
(kumu) kalıplama için uygun kıvama getirip karıştırmak |
temper v.
|
|
148 |
Construction |
uygun olması için değiştirmek |
modulation v.
|
|
Dyeing |
|
149 |
Dyeing |
tropikal koşullar altında kullanım için uygun ağartıcı |
tropical bleach n.
|
|
Traffic |
|
150 |
Traffic |
kaldırımda trafik için uygun dönüş noktasını gösteren bir işaret |
button n.
|
|
Aeronautic |
|
151 |
Aeronautic |
uçak ve uçuş koşulları için en uygun sürat ve yükseklikteki uçuş |
cross n.
|
|
Marine |
|
152 |
Marine |
denize girmek için uygun su sıcaklığı |
adequate temperature for sea bathing n.
|
|
Mining |
|
153 |
Mining |
sondajla işletmeye uygun olduğu saptanmış bir sahaya petrol ve gaz çıkarmak için açılmış kuyu |
development well n.
|
|
Medical |
|
154 |
Medical |
anne karnındaki bebeğin kafa yönünün doğum için uygun hale getirilmesi |
version n.
|
|
155 |
Medical |
anne karnındaki bebeğin kafa yönünün doğum için uygun hale getirilmesi |
cephalic version n.
|
|
156 |
Medical |
hastanın sağlık kuruluşuna tahliye için uygun hale getirilmesini sağlayan acil durum müdahalesi |
forward resuscitative surgery n.
|
|
Psychology |
|
157 |
Psychology |
katılımcıların çatışmaları çözmek, çeşitli durumlar için uygun davranışları uygulamak için rolleri üstlendikleri ve canlandırdıkları bir eğitim veya psikoterapi tekniği |
role-playing n.
|
|
158 |
Psychology |
beynin uygun vücut hareketi ve uzay algısı için ön şart olan impulslara bilinçsizce uyum sağlaması |
schema n.
|
|
Food Engineering |
|
159 |
Food Engineering |
taze domuz eti üretimi için uygun olan hafif ama iyi işlenmiş domuz |
yorker n.
|
|
Gastronomy |
|
160 |
Gastronomy |
soda veya meşrubat eklemek için içkilere uygun uzun bardak |
highball n.
|
|
161 |
Gastronomy |
kavurma için uygun bir parça kuzu eti |
roast lamb n.
|
|
162 |
Gastronomy |
kavurma için uygun domuz eti kesimi |
roast pork n.
|
|
163 |
Gastronomy |
kavurma için uygun dana eti |
roast veal n.
|
|
Physics |
|
164 |
Physics |
sıfırın altında sıcaklıklar için uygun |
sub-zero adj.
|
|
Biology |
|
165 |
Biology |
bitkilerde bazı biyolojik süreçlerin başlaması için uygun koşulları sağlayan yer |
court n.
|
|
166 |
Biology |
yaşam için uygun koşullar sağlayan |
biophile adj.
|
|
Biochemistry |
|
167 |
Biochemistry |
organizma içindeki karmaşık maddelerin enerji salınımıyla atılım için uygun olan daha basit bileşenlerine ayrılması |
disassimilation n.
|
|
Botanic |
|
168 |
Botanic |
bitki için en uygun ortam |
haunt n.
|
|
Agriculture |
|
169 |
Agriculture |
saman elde etmek için uygun uzunlukta ot |
top grass n.
|
|
170 |
Agriculture |
bahçe için uygun verimli ve yumuşak toprak |
garden mold n.
|
|
Tobacco |
|
171 |
Tobacco |
tek seferde çiğnemek için uygun olan tütün miktarı |
chaw (of tobacco) n.
|
|
Forestry |
|
172 |
Forestry |
ağaç kesme için uygun orman alanı |
chance n.
|
|
Social Sciences |
|
173 |
Social Sciences |
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (kimse) |
unclubbable adj.
|
|
174 |
Social Sciences |
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (davranış veya özellik) |
unclubbable adj.
|
|
Linguistics |
|
175 |
Linguistics |
argolar içeren ve resmi durumlar için uygun görülmeyen gündelik dil |
slang term n.
|
|
176 |
Linguistics |
(kelime veya tümceyi) yunanca'nın dil özelliklerine uygun hale getirmek için değiştirmek |
hellenize v.
|
|
177 |
Linguistics |
(kelime veya tümceyi) yunanca'nın dil özelliklerine uygun hale getirmek için değiştirmek |
hellenise v.
|
|
Religious |
|
178 |
Religious |
yahudilik kurallarına uygun olarak temizlenmediği için yahudilere haram sayılan gıdalar |
terefah n.
|
|
Environment |
|
179 |
Environment |
ortamdaki kimyasal ya da radyoaktif maddelerden etkilenmiş ve tüketim için uygun olmayan içecek ya da yiyecek |
chemical contamination n.
|
|
180 |
Environment |
nükleer silah imalatı için uygun nükleer malzeme |
weapons-grade material n.
|
|
181 |
Environment |
(araziyi) yaban hayatına daha uygun hale getirmek için değiştirmek |
mitigate v.
|
|
Military |
|
182 |
Military |
gözetleme için uygun olan yer |
vantage point n.
|
|
183 |
Military |
(eskrimde) birinci kişiye saldırıyı uygun şekilde gerçekleştirmesi için verilen öncelik |
right of way n.
|
|
184 |
Military |
gemilerin atış için uygun konuma getirildiği manevra noktası |
fire support area n.
|
|
185 |
Military |
muvazzaf askerlik hizmeti için uygun olmayan |
noneffective adj.
|
|
186 |
Military |
nükleer silah yapmak için uygun kalitede olan |
weapons-grade adj.
|
|
Hunting |
|
187 |
Hunting |
av için uygun |
chasable adj.
|
|
Sport |
|
188 |
Sport |
bazı zorlukların bulunduğu, orta düzeyde sporcular için uygun kayak sürüşü |
red run n.
|
|
Music |
|
189 |
Music |
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sesi |
heldentenor n.
|
|
190 |
Music |
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse |
heldentenor n.
|
|
191 |
Music |
macar dansı czardas için uygun müzik |
czardas n.
|
|
192 |
Music |
macar dansı czardas için uygun müzik |
csardas n.
|
|
Theatre |
|
193 |
Theatre |
tiyatro performansı için uygun olmayan |
undramatic adj.
|
|
Cinema |
|
194 |
Cinema |
(sinema filmi) 17 yaşından küçükler için sadece bir yetişkin eşliğinde uygun olan |
r-rated adj.
|
|
Librarianship |
|
195 |
Librarianship |
elde kullanıma uygun olması için kısaltılmış sözlük |
desk dictionary n.
|
|
Abbreviation |
|
196 |
Abbreviation |
işyeri için uygun değil |
nsfw (not safe for work) n.
|
|
Archaic |
|
197 |
Archaic |
gözetleme için uygun olan yer |
mount n.
|
|
198 |
Archaic |
uygun lensleri reçete etmek için göz muayenesi yapan kimse |
optologist n.
|
|
199 |
Archaic |
uygun lensleri reçete etmek için göz muayenesi yapan kimse |
optology n.
|
|
200 |
Archaic |
tanınmamak için kılık değiştirerek toplumsal olarak uygun bulunmayan bir yere gitmek |
mob v.
|
|
201 |
Archaic |
papa olmak için uygun olmak |
papize v.
|
|
202 |
Archaic |
papa olmak için uygun olmak |
papise v.
|
|
203 |
Archaic |
beyaz ekinler yetiştirmek için uygun olan (toprak) |
white adj.
|
|
Engineering |
|
204 |
Engineering |
proje için uygun hava koşullarının mevcut olduğu zaman aralığı |
weather window n.
|
|