in-store - Turkish English Dictionary
History

in-store



Meanings of "in-store" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
Trade/Economic
in-store adj. büyük mağazada bulunan
in-store adj. süpermarkette mevcut olan
in-store adj. büyük mağazada gerçekleşen

Meanings of "in-store" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

English Turkish
General
be in store for v. beklemek (birini sürpriz vb)
in store adj. mevcut
in store adj. hazır
in store adj. elde mevcut
in store adv. yedek olarak
in store adv. ihtiyaten
in store expr. yaklaşmakta olan
in store expr. bol bol
Colloquial
in store adj. hazır bulundurulan
none of us knows what lies in store for us tomorrow expr. yarın bizi neyin beklediğini hiçbirimiz bilemeyiz
bopus (buy online, pick up in-store) expr. internetten öde, mağazadan al
bopus (buy online, pick up in-store) expr. internetten satın al, mağazadan teslim al
Idioms
lie in store for someone v. birini (sürpriz vb) beklemek
have (something) in store (for one) v. (biri için bir şeyi) bekletmek
have (something) in store (for one) v. (biri için bir şeyi) hazır bulundurmak
have something in store (for someone) v. (birinin) geleceği için planlanmış bir şeyi olmak
have something in store (for someone) v. (birinin) gelecekte onu bekleyen bir şeyi olmak
hold (something) in store (for one) v. (biri için bir şeyi) bekletmek
hold (something) in store (for one) v. (biri için bir şeyi) hazır bulundurmak
hold something in store v. bir şeyi hazır bekletmek
hold something in store v. yedekte bulundurmak
hold something in store v. elinde bulundurmak
be in store (for somebody) v. (birini) beklemek (sürpriz, bela)
be in store (for somebody) v. (biri için) eli kulağında olmak
be in store (for somebody) v. (biri için) hazırlanmış olmak
be in store (for one) v. (birini) beklemek (sürpriz, bela)
be in store (for one) v. (biri için) eli kulağında olmak
be in store (for one) v. (biri için) hazırlanmış olmak
have in store v. hazır bulundurmak
have in store v. geleceği için planlanmış bir şeyi olmak
have in store v. bekletmek
hold in store v. hazır bekletmek
hold in store v. yedekte bulundurmak
hold in store v. elinde bulundurmak
lie in store v. ileride/gelecekte (birini) beklemek
lie in store v. (birinin) geleceğinde olmak/beklemek
Computer
size in store n. depodaki boyut
Transportation
in store adj. daha sonraki depolama ve nakliye masrafları alıcı tarafından ödenecek şekilde depolama yerinde
in store adv. daha sonraki depolama ve nakliye masrafları alıcı tarafından ödenecek şekilde depolama yerinden