English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | international crisis n. | uluslararası kriz | ||
There is no Iraqi crisis, but an extremely serious international crisis deliberately created by the Bush administration. Ortada bir Irak krizi yok, Bush yönetimi tarafından kasıtlı olarak yaratılan son derece ciddi bir uluslararası kriz var. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
Politics | ||
Politics | international debt crisis n. | uluslararası borç krizi |