küçümseyici - Turkish English Dictionary

küçümseyici

Meanings of "küçümseyici" in English Turkish Dictionary : 15 result(s)

Turkish English
General
küçümseyici contemptuous adj.
My supplementary question also met with a contemptuous and deafening silence.
Ek sorum da küçümseyici ve sağır edici bir sessizlikle karşılandı.

More Sentences
küçümseyici deprecating adj.
His deprecating remarks about her appearance were hurtful.
Dış görünüşü hakkındaki küçümseyici yorumları rencide ediciydi.

More Sentences
küçümseyici sardonic adj.
küçümseyici depreciatory adj.
küçümseyici wry adj.
küçümseyici insulting adj.
küçümseyici wrie adj.
küçümseyici insolent adj.
küçümseyici sardinian [obsolete] adj.
küçümseyici sardonian adj.
küçümseyici saucy [scotland] adj.
küçümseyici sneery adj.
küçümseyici sniffish adj.
küçümseyici surquedous [obsolete] adj.
Colloquial
küçümseyici toploftical adj.

Meanings of "küçümseyici" with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

Turkish English
General
küçümseyici tavır takınan kimse misprizer n.
üstü kapalı, küçümseyici yorumlar veiled snide comments n.
küçümseyici hareket condescendence n.
küçümseyici yorum sardonic n.
küçümseyici kimse slighter n.
küçümseyici olma snubbiness n.
biriyle küçümseyici bir biçimde konuşmak talk down to v.
Phrasals
küçümseyici konuşmak talk down v.
küçümseyici konuşmak talk down v.
(birine/bir şeye) küçümseyici bir şekilde gülümsemek smirk at (someone or something) v.
küçümseyici tarzda yazmak write down v.
'-e küçümseyici bir şekilde gülümsemek smirk at v.
(biriyle) küçümseyici bir biçimde konuşmak talk down to (one) v.
Colloquial
(küçümseyici bir tavırla) kardeş bucko n.
(küçümseyici bir tavırla) ahbap bucko n.
(küçümseyici bir tavırla) birader bucko n.
londra'ya çalışmaya gelmiş essex'lilere söylenen küçümseyici bir ifade essex man n.
küçümseyici yorumlarda bulunmak make a crack v.
Idioms
küçümseyici yorum snide comment n.
küçümseyici yorum snide remark n.
küçümseyici bakış/yüz ifadesi the stink eye n.
(birinden) küçümseyici bakışlar almak get a dirty look (from someone) v.
(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on (one's) head v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something v.
(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on (one's) head v.
küçümseyici/aşağılayıcı tavır sergilemek stick (one's) tongue out v.
küçümseyici/aşağılayıcı tavır sergilemek stick out (one's) tongue v.
(birine/bir şeye karşı) küçümseyici/aşağılayıcı tavır sergilemek stick out (one's) tongue at (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek heap scorn on somebody/something v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek pour scorn on somebody/something v.
(birine/bir şeye karşı) küçümseyici/aşağılayıcı tavır sergilemek stick (one's) tongue out at (someone or something) v.
küçümseyici/aşağılayıcı tavır sergilemek stick tongue out v.
Politics
donald trump taraftarları için kullanılan küçümseyici bir tabir deplorable adj.
Linguistics
(küçümseyici anlamda) ingiliz yazarlar shelly, william hazlitt ve leigh hunt cockneyism n.
Slang
küçümseyici konuşma trash mouth n.
British Slang
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kesim (küçümseyici ifade) chav n.
pahalı zevkleri olan, gösterişli olma çabası içerisinde, özentili bir şekilde yaşayan eğitimsiz genç kadın (küçümseyici ifade) chavette n.