| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | kidnapped adj. | kaçırılmış (çocuk vb) | ||
|
If my plane doesn't crash, and if I do not get kidnapped by organ thieves, I will drop you a line at the beginning of the week. Uçağım düşmezse ve organ mafyası tarafından kaçırılmazsam hafta başında sana yazacağım. More Sentences |
||||
| General | kidnapped adj. | hileyle veya zorla kaçırılmış | ||
| General | kidnapped adj. | fidye için kaldırılmış | ||
| Law | ||||
| Law | kidnapped adj. | kaçırılmış | ||
| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | be kidnapped v. | kaçırılmak (çocuk vb) | ||
|
I've been kidnapped before. Daha önce de kaçırıldım. More Sentences |
||||
| General | kidnapped girl n. | kaçırılan kız | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | do you remember that night when the kid got kidnapped? expr. | çocuğun kaçırıldığı geceyi hatırlıyor musun? | ||
