mahsur - Turkish English Dictionary

mahsur

Meanings of "mahsur" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
Marine Biology
mahsur n. hindistan'ın tatlı sularına özgü, sazangiller familyasına ait çeşitli büyük balıkları içeren balık

Meanings of "mahsur" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
General
mahsur stuck adj.
We were stuck on the island because of the storm.
Fırtına yüzünden adada mahsur kaldık.

More Sentences
mahsur cut off adj.
mahsur limited adj.
mahsur confined adj.
mahsur uppent adj.

Meanings of "mahsur" with other terms in English Turkish Dictionary : 60 result(s)

Turkish English
Common Usage
mahsur kalmak be stuck in v.
Have you ever been stuck in an elevator?
Hiç asansörde mahsur kaldınız mı?

More Sentences
mahsur kalmak be stuck v.
If you were stuck on a deserted island, what would you miss the most?
Issız bir adada mahsur kalsaydın en çok neyi özlerdin?

More Sentences
General
mahsur kalmak be stranded v.
The British Army was stranded at Dunkirk.
İngiliz Ordusu Dunkirk'te mahsur kalmıştı.

More Sentences
mahsur bırakmak trap v.
The climbers were trapped in a cave in the mountains.
Tırmanışçılar dağdaki bir mağarada mahsur kalmışlardı.

More Sentences
deniz kazasına uğrayıp ıssız bir kıyıda mahsur kalan kimse castaway n.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi) weather-bound n.
mahsur kalma enclavement n.
hava muhalefeti nedeniyle mahsur kalma stress of weather n.
mahsur kalmak be shut up v.
mahsur bırakmak isolate v.
mahsur kalmak be confined v.
mahsur kalmak be besieged v.
mahsur kalmak be marooned on v.
kardan mahsur kalmak be snowed in v.
mahsur kalmak be marooned v.
mahsur kalmak be stuck (in) v.
mahsur kalmak maroon v.
dağ başında mahsur kalmak be stuck in the middle of nowhere v.
çölde mahsur kalmak be stranded in the desert v.
mahsur bırakmak catch v.
mahsur kalmak get stranded v.
mahsur kalmak founder v.
denizde mahsur kalmak be stranded in the sea v.
okyanusta mahsur kalmak be stranded in the ocean v.
kar yüzünden mahsur kalmış snowbound adj.
kardan mahsur kalmış snowbound adj.
mahsur kalan isolated adj.
Phrasals
mahsur kalmak close in v.
mahsur bırakmak close in v.
altında mahsur bırakmak pin someone or something beneath something v.
(kar) mahsur bırakmak snow someone or something in v.
(birini/bir şeyi bir yerde) mahsur bırakmak strand (someone or something) on (something) v.
birini bir yerde mahsur bırakmak strand someone on something v.
olumsuz hava koşulları bir şeyi mahsur bırakmak weather in v.
olumsuz hava koşulları bir şeyin mahsur kalmasına neden olmak weather in v.
olumsuz hava koşulları bir şeyi içeride mahsur bırakmak weather in v.
sert hava şartlarından dolayı mahsur kalmak sock in v.
kötü hava şartları altında mahsur kalmak sock in v.
birini/bir şeyi mahsur bırakmak sock someone or something in v.
fırtınada mahsur kalmak sock in v.
içeride mahsur bırakmak block in v.
bir yerin içinde mahsur bırakmak block in some place v.
sisten dolayı mahsur kalmak fog in v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında mahsur bırakmak pin (someone or something) beneath (someone or something) v.
altında mahsur bırakmak pin beneath v.
altında mahsur bırakmak pin under v.
kardan dolayı mahsur kalmak snow in v.
-de mahsur bırakmak strand on v.
'-de mahsur bırakmak strand on v.
Colloquial
mahsur kalmak be cooped up v.
yağmurdan dolayı içeride mahsur kalmak be rained in v.
yağmurdan dolayı içeride mahsur kalmış rained in adj.
kardan dolayı mahsur kalmış snowed in adj.
Speaking
odasını görmemizde bir mahsur var mı? do you mind if we see her room? expr.
odasını görmemizin bir mahsur var mı? do you mind if we see her room? expr.
Politics
mahsur ülke enclave n.
Marine
buzda mahsur kalan geminin yarattığı ezme basıncı nip n.
Psychology
(kapalı bir yerde) mahsur kalma korkusu cleithrophobia n.
(kapalı bir yerde) mahsur kalma korkusu clithrophobia n.
Astronomy
uzayda mahsur kalmak be stranded in the space v.