Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
mess
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"mess"
in Turkish English Dictionary : 81 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
mess
n.
karışıklık
2
Common Usage
mess
n.
karmakarışıklık
3
Common Usage
mess
n.
dağınıklık
General
4
General
mess
n.
düzensizlik
5
General
mess
n.
kirli
6
General
mess
n.
karışık durum
7
General
mess
n.
karışık şey
8
General
mess
n.
pislik
9
General
mess
n.
asker sofrası
10
General
mess
n.
kirlilik
11
General
mess
n.
karavana
12
General
mess
n.
çorba
13
General
mess
n.
güç durum
14
General
mess
n.
karmakarışıklık
15
General
mess
n.
pasaklı
16
General
mess
n.
bozukluk
17
General
mess
n.
yemekhane
18
General
mess
n.
keşmekeş
19
General
mess
n.
çok sayıda olan şey
20
General
mess
n.
büyük miktar
21
General
mess
n.
büyük ölçü
22
General
mess
n.
büyük oran
23
General
mess
n.
(yumuşak veya lapa benzeri) hazırlanmış yiyecek
24
General
mess
n.
birlikte pişirilen veya yenen malzemelerden oluşan karışım
25
General
mess
n.
bir tabak veya öğün için yeterli sayıda veya miktarda (belirli bir yiyecek)
26
General
mess
n.
yakalanan av veya balık
27
General
mess
n.
ziyafetlerde konukların ayrıldığı küçük gruplar
28
General
mess
n.
yemeklerini hep birlikte yiyen personel grubu
29
General
mess
n.
personel grubunca yenen yemek
30
General
mess
n.
dışkı
31
General
mess
n.
kaka
32
General
mess
n.
(orduda) yemekhane
33
General
mess
n.
darmadağınık olma
34
General
mess
v.
kirletmek
35
General
mess
v.
karışmak
36
General
mess
v.
altüst etmek
37
General
mess
v.
pisletmek
38
General
mess
v.
bozmak
39
General
mess
v.
karışık yemek
40
General
mess
v.
karıştırmak
41
General
mess
v.
yemek yenecek gruba atamak
42
General
mess
v.
karman çorman etmek
43
General
mess
v.
berbat etmek
44
General
mess
v.
yüzüne gözüne bulaştırmak
45
General
mess
v.
belirli bir personel grubuyla yemek yemek
46
General
mess
v.
işyerinde beraber yemek yenen bir gruba ait olmak
47
General
mess
v.
ortalığı batırmak
48
General
mess
v.
sıçratmak
49
General
mess
v.
amaçsızca hareket etmek
50
General
mess
v.
kurcalamak
51
General
mess
v.
oyalanmak
52
General
mess
v.
işyerinde beraber yemek yenilen bir gruba ait olmak
53
General
mess
v.
darmadağın etmek
54
General
mess
v.
pislemek
55
General
mess
v.
(askerler) birlikte yemek yemek
56
General
mess
adj.
intizamsız
57
General
mess
adj.
darmaduman
Colloquial
58
Colloquial
mess
n.
askeri yemekhane
59
Colloquial
mess
n.
askeri kantin
60
Colloquial
mess
n.
karmaşa
61
Colloquial
mess
n.
kötü durumda olan kimse
62
Colloquial
mess
n.
kötü durumdaki şey
63
Colloquial
mess
n.
aşırı derecede mutsuz, kafası karışmış veya duygusal olarak dengesiz kimse
64
Colloquial
mess
n.
(duygusal açıdan veya yorgunluktan) bunalmış kimse
65
Colloquial
mess
v.
bulaşmak
Automotive
66
Automotive
mess
n.
bela
67
Automotive
mess
n.
zor durum
Marine
68
Marine
mess
n.
manga
69
Marine
mess
v.
yemek vermek
Religious
70
Religious
mess
n.
isa'nın kendini insanlık için kurban edişinin kanını ve bedenini temsil eden ekmek ve şarapla anılması sırasında okunan dualar ve yapılan törenler silsilesi
71
Religious
mess
n.
komünyon
72
Religious
mess
n.
ekmek ve şarap ayini
73
Religious
mess
n.
özel bir amaçla ekmek ve şarap ayini yapma
74
Religious
mess
n.
ekmek ve şarap ayinine benzeyen veya öykünen dini tören
75
Religious
mess
n.
kilise ayinin belirli bölümlerinde yer alan müzikal düzenleme
Military
76
Military
mess
n.
askeri gazino
77
Military
mess
n.
yemekhane
78
Military
mess
v.
yemek yemek
Archaic
79
Archaic
mess
n.
bir öğün için sofraya konan yemek
80
Archaic
mess
n.
yemek
Slang
81
Slang
mess
n.
herze
Meanings of
"mess"
with other terms in English Turkish Dictionary : 439 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
mess around
v.
oyalanmak
2
Common Usage
mess with
v.
dalaşmak
3
Common Usage
mess with
v.
bulaşmak
General
4
General
mess hall
n.
yemek salonu
5
General
a complete mess
n.
yangın yerine dönmüş
6
General
mess-deck
n.
manga
7
General
mess-tin
n.
karavana
8
General
mess hall
n.
zabitan odası
9
General
officer´s mess
n.
zabitan odası
10
General
mess [dialeect]
n.
inekten tek seferde sağılan süt
11
General
mess [dialeect]
n.
miktar
12
General
mess [dialeect]
n.
sayı
13
General
mess of pottage
n.
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç
14
General
mess-up
n.
karışmış şey
15
General
mess-up
n.
ters giden şey
16
General
mess-up
n.
berbat olmuş şey
17
General
mess something about
v.
karıştırmak
18
General
mess up
v.
işi berbat etmek
19
General
turn into an unresolved mess
v.
yılan hikayesine döndürmek
20
General
turn into a mess
v.
arapsaçına dönmek
21
General
mess up
v.
ırgat pazarına döndürmek
22
General
mess things up
v.
berbat etmek
23
General
mess up
v.
sıçmak
24
General
mess up
v.
darmadağın etmek
25
General
mess together
v.
karavanadan yemek
26
General
mess up
v.
alan talan etmek
27
General
mess something up
v.
bir yeri dağıtmak
28
General
mess (something) up
v.
ağzına sıçmak
29
General
make a mess of
v.
yüzüne gözüne bulaştırmak
30
General
make a mess of
v.
çorbaya döndürmek
31
General
mess up
v.
karıştırmak
32
General
mess up
v.
altüst etmek
33
General
mess up
v.
işleri berbat etmek
34
General
turn into a mess
v.
allak bullak olmak
35
General
be a complete mess
v.
yangın yerine dönmek
36
General
mess around
v.
dalgasına bakmak
37
General
mess up
v.
karmakarışık etmek
38
General
mess with
v.
uğraşmak
39
General
make a mess of
v.
başını gözünü yarmak
40
General
mess with
v.
birine takılmak (şaka)
41
General
mess up
v.
ortalığı dağıtmak
42
General
mess one's clothes
v.
altına kaçırmak
43
General
mess with
v.
alay etmek
44
General
make a mess of
v.
dağıtmak
45
General
make a mess
v.
allak bullak etmek
46
General
mess up
v.
berbat etmek
47
General
make a mess of
v.
paçavrasını çıkarmak
48
General
mess around with women
v.
fındık kırmak
49
General
be in a mess
v.
karmakarışık olmak
50
General
mess something up
v.
bir şeyi bozmak
51
General
make a mess of
v.
berbat etmek
52
General
become a mess
v.
çorbaya dönmek
53
General
mess with
v.
bulaşmak
54
General
mess around with
v.
uğraşmak
55
General
be in a mess
v.
altüst olmak
56
General
mess with
v.
karışmak
57
General
mess with
v.
müdahale etmek (başkasının işine)
58
General
turn into an unresolved mess
v.
yılan hikayesine dönmek
59
General
make a mess of
v.
pisletmek
60
General
mess up
v.
becermek
61
General
mess up
v.
ahıra çevirmek
62
General
make a mess of
v.
allak bullak etmek
63
General
mess up
v.
yüzüne gözüne bulaştırmak
64
General
mess (something) up
v.
içine etmek
65
General
mess up
v.
bozmak
66
General
mess up
v.
kirletmek
67
General
make a mess of
v.
paçavraya çevirmek
68
General
make a mess of
v.
çorba etmek
69
General
mess with
v.
oynamak
70
General
mess around with
v.
düşüp kalmak
71
General
mess about with
v.
düşüp kalmak
72
General
mess about
v.
oyalanmak
73
General
clear up the mess
v.
pisliği temizlemek
74
General
clear up the mess
v.
karışıklığı temizlemek
75
General
house is (such) a mess
v.
evi bok götürmek
76
General
mess up
v.
mahvetmek
77
General
make a mess
v.
ortalığı batırmak
78
General
turn into a mess
v.
berbat bir hal almak
79
General
be a mess
v.
berbat bir hal almak
80
General
become a mess
v.
berbat bir hal almak
81
General
mess (up)
v.
berbat etmek
82
General
mess (up)
v.
bozmak
83
General
mess (up)
v.
engellemek
84
General
mess (up)
v.
sert davranmak
85
General
mess (up)
v.
hırpalamak
86
General
mess deck
adj.
yemek salonlarının yerleştirildiği güverte
87
General
in a mess
adv.
karmakarışık
88
General
in a mess
adv.
çorba gibi
89
General
in a terrible mess
adv.
korkunç bir karmaşa içinde
Phrasals
90
Phrasals
mess around with someone
v.
biriyle uğraşmak
91
Phrasals
mess someone over
v.
birine kötü davranmak/zarar vermek/kötülük etmek
92
Phrasals
mess with
v.
dalaşmak
93
Phrasals
mess in
v.
işgüzarlık ederek araya girmek
94
Phrasals
mess in
v.
burnunu sokmak
95
Phrasals
mess about (with)
v.
işgüzarlık ederek araya girmek
96
Phrasals
mess about (with)
v.
burnunu sokmak
97
Phrasals
mess about
v.
eşini aldatmak
98
Phrasals
mess around
v.
dalga geçmek
99
Phrasals
mess around
v.
şaka yapmak
100
Phrasals
mess around
v.
günübirlik cinsel ilişkiler yaşamak
101
Phrasals
mess around
v.
müdahale etmek
102
Phrasals
mess around
v.
izinsiz ve davetsiz girmek
103
Phrasals
mess around
v.
birlikte vakit geçirmek
104
Phrasals
mess around
v.
kur yapmak
105
Phrasals
mess around
v.
asılmak
106
Phrasals
mess around
v.
sert davranmak
107
Phrasals
mess around
v.
hırpalamak
108
Phrasals
mess up
v.
rahatsız ederek veya dikkatini dağıtarak (birinin) hata yapmasına neden olmak
109
Phrasals
mess up
v.
zarar vermek
110
Phrasals
mess up
v.
hasara uğratmak
111
Phrasals
mess up
v.
incitmek
112
Phrasals
mess up
v.
zedelemek (uzvu)
113
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) oyalanmak
114
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) takılmak
115
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) vakit harcamak
116
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) aylaklık etmek
117
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) vakit öldürmek
118
Phrasals
mess about with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) boşa vakit geçirmek
119
Phrasals
mess about with (something)
v.
(bir şeyi) kurcalamak
120
Phrasals
mess about with (something)
v.
(bir şeyi) test etmek
Colloquial
121
Colloquial
benjamin's mess
n.
benjamin'in payı
122
Colloquial
benjamin's mess
n.
en büyük pay
123
Colloquial
benjamin's mess
n.
çok büyük bir pay
124
Colloquial
mess hall
n.
askeri yemekhane
125
Colloquial
mess deck
n.
askeri yemekhane
126
Colloquial
mess hall
n.
askeri kantin
127
Colloquial
mess deck
n.
askeri kantin
128
Colloquial
what a mess
n.
bu ne dağınıklık
129
Colloquial
a thorough mess
n.
tam bir baş belası
130
Colloquial
a thorough mess
n.
kötünün kötüsü
131
Colloquial
hell of a mess
n.
bombok bir durum
132
Colloquial
hell of a mess
n.
fena bir karmaşa/karışıklık
133
Colloquial
mess up
v.
berbat etmek
134
Colloquial
mess up
v.
bozmak
135
Colloquial
mess up
v.
içine etmek
136
Colloquial
mess about
v.
oynayıp durmak
137
Colloquial
mess up
v.
perişan etmek
138
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birinin) aklını karıştırmak
139
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birinin) kafasını karıştırmak
140
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birinin) aklıyla oynamak
141
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birinin) aklıyla alay etmek
142
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birini) çileden çıkarmak
143
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birini) bıktırmak/usandırmak
144
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birini) kızdırmak/sinirlendirmek
145
Colloquial
mess with (one's) head
v.
(birini) huzursuz etmek
146
Colloquial
mess with someone's head
v.
birinin aklını karıştırmak
147
Colloquial
mess with someone's head
v.
birinin kafasını karıştırmak
148
Colloquial
mess with someone's head
v.
birinin aklıyla oynamak
149
Colloquial
mess with someone's head
v.
birinin aklıyla alay etmek
150
Colloquial
mess with someone's head
v.
birini çileden çıkarmak
151
Colloquial
mess with someone's head
v.
birini bıktırmak/usandırmak
152
Colloquial
mess with someone's head
v.
birini kızdırmak/sinirlendirmek
153
Colloquial
mess with someone's head
v.
birini huzursuz etmek
154
Colloquial
mess about
v.
kurcalamak
155
Colloquial
mess about
v.
boşa zaman harcamak
156
Colloquial
mess about
v.
aylaklık etmek
157
Colloquial
mess about
v.
matrak geçmek
158
Colloquial
mess about
v.
takılmak
159
Colloquial
mess about
v.
muziplik yapmak
160
Colloquial
mess about
v.
birine oyun oynamak
161
Colloquial
mess about
v.
işletmek
162
Colloquial
mess about
v.
şaka yapmak
163
Colloquial
mess about
v.
kandırmak
164
Colloquial
mess about
v.
dağıtmak
165
Colloquial
mess about
v.
karıştırmak
166
Colloquial
mess about
v.
düzenini bozmak
167
Colloquial
mess around with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) vakit harcamak
168
Colloquial
mess around with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) vakit öldürmek
169
Colloquial
mess around with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) aylaklık etmek
170
Colloquial
mess around with (something)
v.
(bir şeyle) boşa vakit geçirmek
171
Colloquial
mess around with (something)
v.
(bir şeyle) oyalanmak
172
Colloquial
mess around with (something)
v.
(bir şeyle) oynamak
173
Colloquial
mess around with (something)
v.
(bir şeyi) kurcalamak
174
Colloquial
mess around with (something)
v.
(bir şeyi) karıştırmak
175
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birinin) orasını burasını ellemek
176
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) oynaşmak
177
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) cilveleşmek
178
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) takılmak
179
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) sekse dayalı bir ilişkisi olmak
180
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) günlük takılmak
181
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birinin) zamanını boşa harcamak
182
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birinin) zamanını almak
183
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) zaman harcamak
184
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) vakit öldürmek
185
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) aylaklık etmek
186
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(biriyle) matrak geçmek
187
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birine) takılmak
188
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birine) muziplik yapmak
189
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birine) oyun oynamak
190
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birini) işletmek
191
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birine) şaka yapmak
192
Colloquial
mess around (with someone)
v.
(birini) kandırmak
193
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birinin) orasını burasını ellemek
194
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) oynaşmak
195
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) cilveleşmek
196
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) takılmak
197
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) sekse dayalı bir ilişkisi olmak
198
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) günlük takılmak
199
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birinin) zamanını boşa harcamak
200
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birinin) zamanını almak
201
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) zaman harcamak
202
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) vakit öldürmek
203
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) aylaklık etmek
204
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(biriyle) matrak geçmek
205
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birine) takılmak
206
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birine) muziplik yapmak
207
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birine) oyun oynamak
208
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birini) işletmek
209
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birine) şaka yapmak
210
Colloquial
mess about (with someone)
v.
(birini) kandırmak
211
Colloquial
mess around (with something)
v.
(bir şeyle) boşa vakit geçirmek
212
Colloquial
mess around (with something)
v.
(bir şeyle) oyalanmak
213
Colloquial
mess around (with something)
v.
(bir şeyle) oynamak
214
Colloquial
mess about (with something)
v.
(bir şeyle) boşa vakit geçirmek
215
Colloquial
mess about (with something)
v.
(bir şeyle) oyalanmak
216
Colloquial
mess about (with something)
v.
(bir şeyle) oynamak
217
Colloquial
get out of a mess
v.
bir sıkıntıdan kurtulmak/çıkmak
218
Colloquial
get out of a mess
v.
bir beladan kurtulmak
219
Colloquial
get out of a mess
v.
bir dertten kurtulmak
220
Colloquial
get out of a mess
v.
bir derdin/belanın içinden çıkmak
221
Colloquial
get out of a mess
v.
bir derdin/belanın içinden sıyrılmak
222
Colloquial
mess face up
v.
suratını darmadağın etmek
223
Colloquial
mess face up
v.
suratını dağıtmak
224
Colloquial
mess face up
v.
ağzını burnunu kırmak
225
Colloquial
mess someone up
v.
birini dövmek
226
Colloquial
mess someone up
v.
birini pataklamak
227
Colloquial
mess someone up
v.
birini hırpalamak
228
Colloquial
mess someone up
v.
birini (döverek) benzetmek
229
Colloquial
mess with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) çatışmak
230
Colloquial
mess with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) takışmak
231
Colloquial
mess with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) ters düşmek
232
Colloquial
mess with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) sürtüşmek
233
Colloquial
mess with (something)
v.
(bir şeyi) karıştırmak
234
Colloquial
mess with (something)
v.
(bir şeyi) kurcalamak
235
Colloquial
mess with (something)
v.
(bir şeyle) oynamak
236
Colloquial
mess with (something)
v.
(bir şeyle) izinsiz oynamak
237
Colloquial
mess with (something)
v.
(bir şeyi) izinsiz kurcalamak
238
Colloquial
mess with (someone)
v.
(biriyle) uğraşmak
239
Colloquial
mess with (someone)
v.
(birine) takılmak
240
Colloquial
mess with (someone)
v.
(birine) şaka yapmak
241
Colloquial
mess with (someone)
v.
(biriyle) eğlenmek
242
Colloquial
mess with (someone)
v.
(biriyle) dalga geçmek
243
Colloquial
mess with (someone)
v.
(birinin) aklını karıştırmak
244
Colloquial
mess with (someone)
v.
(birini) ambale etmek
245
Colloquial
mess with a bull you get the horns
expr.
boğaya bulaşırsan boynuzu yersin
246
Colloquial
what a mess!
expr.
buranın hali ne?
247
Colloquial
a mess of (something)
expr.
bir dolu/sürü
248
Colloquial
in a mess
expr.
düzensiz
249
Colloquial
in a mess
expr.
darmadağınık
250
Colloquial
in a mess
expr.
karman çorman
251
Colloquial
in a mess
expr.
karışık
252
Colloquial
mess of
expr.
bir dolu
253
Colloquial
mess of
expr.
bir sürü
254
Colloquial
mess of
expr.
(bir şey) yığını
255
Colloquial
mess of
expr.
bir yığın
256
Colloquial
mess of (something)
expr.
(bir şey) yığını
257
Colloquial
mess of (something)
expr.
bir yığın (bir şey)
258
Colloquial
no one can mess with my dude and me
expr.
kankama ve bana hiç kimse karışamaz
259
Colloquial
no one can mess with my buddy and me
expr.
kankama ve bana hiç kimse karışamaz
260
Colloquial
no one can mess with me and my dude
expr.
bana ve kankama hiç kimse karışamaz
261
Colloquial
no one can mess with me and my buddy
expr.
bana ve kankama hiç kimse karışamaz
Idioms
262
Idioms
a hot mess [us]
n.
çorba gibi durum
263
Idioms
a hot mess [us]
n.
karman çorman
264
Idioms
a hot mess [us]
n.
tam bir karmaşa
265
Idioms
a hot mess [us]
n.
dağılmış halde
266
Idioms
a hot mess [us]
n.
çöp gibi
267
Idioms
a hot mess [us]
n.
pasaklı
268
Idioms
a benjamin's mess
n.
benjamin'in payı
269
Idioms
a benjamin's mess
n.
en büyük pay
270
Idioms
a benjamin's mess
n.
çok büyük bir pay
271
Idioms
a benjamin's mess
n.
en büyük parça
272
Idioms
a benjamin's mess
n.
en büyük dilim
273
Idioms
a hot mess [us]
n.
yakası paçası dağınık kimse
274
Idioms
a hot mess [us]
n.
saçı başı birbirine girmiş kimse
275
Idioms
a hot mess [us]
n.
perişan halde kimse
276
Idioms
a mess of pottage [old-fashioned]
n.
üç kuruş
277
Idioms
a mess of pottage [old-fashioned]
n.
çer çöp
278
Idioms
a mess of pottage [old-fashioned]
n.
değersiz şey
279
Idioms
a mess of pottage [old-fashioned]
n.
üç kuruşluk şey
280
Idioms
a mess of pottage [old-fashioned]
n.
kısa sürede değerini kaybedecek şey
281
Idioms
sell (one's) birthright for a mess of pottage
v.
kısa vadeli kazançlar için önemli hak ve değerlerden vazgeçmek
282
Idioms
sell (one's) birthright for a mess of pottage
v.
bir kase çorba için doğum hakkını satmak
283
Idioms
mess about with
v.
bir şeyi kurcalamak
284
Idioms
mess about with
v.
bir şeyle uğraşmak/oynamak
285
Idioms
mess about with
v.
denemek/test etmek
286
Idioms
mess about with
v.
oyalanmak
287
Idioms
mess about with
v.
kaytarmak
288
Idioms
mess about with
v.
yan çizmek
289
Idioms
mess about with
v.
savsaklamak
290
Idioms
mess about with
v.
ense yapmak
291
Idioms
mess about with
v.
biriyle dalga geçmek/uğraşmak
292
Idioms
mess about with
v.
(şaka yollu) birine takılmak
293
Idioms
mess about with
v.
düşüp kalkmak/oynaşmak/takılmak
294
Idioms
mess around
v.
ağırdan almak
295
Idioms
get something into a mess
v.
arap saçına çevirmek
296
Idioms
mess someone's face up
v.
birinin suratını darmadağın etmek
297
Idioms
mess around with somebody
v.
başkasıyla takılmak/yatmak
298
Idioms
get into a mess
v.
başına dert açmak
299
Idioms
get something into a mess
v.
bir şeyin içine etmek
300
Idioms
get into a mess
v.
başı derde girmek
301
Idioms
mess up
v.
berbat etmek
302
Idioms
get into a mess
v.
başı belaya girmek
303
Idioms
get something into a mess
v.
berbat etmek
304
Idioms
mess around with somebody
v.
biriyle dalga geçmek
305
Idioms
mess someone's face up
v.
birinin suratını dağıtmak
306
Idioms
mess up
v.
çorba etmek
307
Idioms
mess with
v.
dalaşmak
308
Idioms
make a mess of
v.
çorba etmek
309
Idioms
make a mess of
v.
eline yüzüne bulaştırmak
310
Idioms
mess up
v.
eline yüzüne bulaştırmak
311
Idioms
mess up
v.
içine etmek
312
Idioms
get something into a mess
v.
içinden çıkılmaz hale sokmak
313
Idioms
mess-up
v.
içine sıçmak
314
Idioms
mess-up
v.
içine etmek
315
Idioms
make a mess
v.
ortalığı batırmak
316
Idioms
make a mess of
v.
karman çorman etmek
317
Idioms
get something into a mess
v.
karman çorman/düzensiz/başa çıkılamaz hale getirmek
318
Idioms
get out of a mess
v.
sıkıntıdan/sorundan/karmaşadan kurtulmak
319
Idioms
mess-up
v.
piç etmek
320
Idioms
make a mess of something
v.
-i berbat etmek
321
Idioms
make a mess of
v.
yüzüne gözüne bulaştırmak
322
Idioms
mess something up
v.
-i berbat etmek
323
Idioms
lose the number of (one's) mess [obsolete]
v.
ölmek
324
Idioms
lose the number of (one's) mess [obsolete]
v.
öldürülmek
325
Idioms
make a mess of something
v.
bir şeyi/işi yüzüne gözüne bulaştırmak
326
Idioms
make a mess of something
v.
bir şeyi/işi karman çorman etmek
327
Idioms
make a mess of something
v.
bir şeyi/işi eline yüzüne bulaştırmak
328
Idioms
make a mess of something
v.
bir şeyi/işi bozmak
329
Idioms
make a mess of something
v.
bir şeyi/işi berbat etmek
330
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) allak bullak etmek
331
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) dağıtmak
332
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) çorbaya döndürmek
333
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) çorba etmek
334
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) karman çorman etmek
335
Idioms
make a mess (out) of (something)
v.
(bir şeyi) darmadağın etmek
336
Idioms
make a mess of something/of doing something
v.
bir şeyi/bir şey yapmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
337
Idioms
make a mess of something/of doing something
v.
bir şeyi/bir şey yapmayı eline yüzüne bulaştırmak
338
Idioms
mess (one's) face up
v.
(birinin) suratını dağıtmak
339
Idioms
mess (one's) face up
v.
(birinin) suratını darmadağın etmek
340
Idioms
mess (one's) face up
v.
(birinin) ağzını burnunu kırmak
341
Idioms
sell (something) for a mess of pottage
v.
(bir şeyi) üç kuruş için satmak
342
Idioms
sell (something) for a mess of pottage
v.
(bir şeyi) bir kase çorba için satmak
343
Idioms
sell (something) for a mess of pottage
v.
(bir şeyi) değersiz bir şey karşılığında satmak
344
Idioms
sell (something) for a mess of pottage
v.
(bir şeyden) hiç uğruna vazgeçmek
345
Idioms
whole mess of someone or something
expr.
bir sürü
346
Idioms
mess with a bull you get the horns
expr.
çirkefe bulaşma üstüne sıçrar
347
Idioms
whole mess of someone or something
expr.
sürüsüne bereket
348
Idioms
for a mess of pottage
expr.
üç kuruş için/çer çöp için
349
Idioms
mess with the bull and you get the horns
expr.
boğaya bulaşırsan boynuzu yersin
350
Idioms
mess with the bull and you get the horns
expr.
çirkefe bulaşma üstüne sıçrar
Speaking
351
Speaking
don't mess this up
expr.
bunu berbat etmeyin
352
Speaking
you look a mess
expr.
berbat görünüyorsun
353
Speaking
don't mess with me
expr.
benimle uğraşma
354
Speaking
you look like a mess
expr.
berbat görünüyorsun
355
Speaking
who did this mess?
expr.
bu karışıklığı kim yaptı?
356
Speaking
who did this mess?
expr.
bu karışıklığa kim neden oldu?
357
Speaking
don't mess with me
expr.
bana bulaşma
358
Speaking
who caused this mess?
expr.
bu karışıklığa kim neden oldu?
359
Speaking
who is responsible for this mess?
expr.
bu karışıklığın sorumlusu kim?
360
Speaking
sorry for the mess
expr.
dağınıklık için kusuruma bakmayın
361
Speaking
excuse the mess
expr.
dağınıklık için beni affedin
362
Speaking
sorry for the mess
expr.
dağınıklığımın kusuruna bakmayın
363
Speaking
excuse the mess
expr.
dağınıklık için özür dilerim
364
Speaking
excuse me for the mess
expr.
dağınıklık için özür dilerim
365
Speaking
excuse me for the mess
expr.
dağınıklık için beni affedin
366
Speaking
I'm such a mess
expr.
darmadağın haldeyim
367
Speaking
I'm sorry about the mess
expr.
dağınıklık için özür dilerim
368
Speaking
sorry for the mess
expr.
dağınıklık için kusura bakmayın
369
Speaking
how do we get out of this mess
expr.
gel de işin içinden çık
370
Speaking
how do I get out of this mess
expr.
gel de işin içinden çık
371
Speaking
house is (such) a mess
expr.
evi bok götürüyor
372
Speaking
don’t mess with my business
expr.
işime burnunu sokma
373
Speaking
if you mess with one person you will have the whole family after you
expr.
içlerinden birine dalaşırsan tüm aile peşine düşer
374
Speaking
don't mess up your room
expr.
odanı dağıtma
375
Speaking
what a mess
expr.
ne karmaşa
376
Speaking
sorry for the mess
expr.
ortalık dağınık kusura bakmayın
377
Speaking
don't mess up my room
expr.
odamı dağıtma
378
Speaking
don't mess your hair up
expr.
saçın bozulmasın
Technical
379
Technical
mess kit
n.
sefertası
Gastronomy
380
Gastronomy
eton mess
n.
çilekli ve kremalı bir ingiliz tatlısı
381
Gastronomy
mess beef
n.
çeşitli şekillerde kesilmiş 80 pound'luk parçalara ayrılmış ve tuzlanmış sığır eti
Military
382
Military
military mess
n.
askeri gazino
383
Military
unit mess
n.
birlik yemekhanesi
384
Military
unit mess
n.
birlik tabldotu
385
Military
crew mess
n.
erat salonu
386
Military
officers' mess
n.
gazino
387
Military
mess officer
n.
iaşe subayı
388
Military
mess sergeant
n.
karavana çavuşu
389
Military
mess call
n.
karavana borusu
390
Military
chief’s mess
n.
kıdemli astsubay salonu
391
Military
transient field ration mess
n.
misafir personel sahra tabldotu
392
Military
mess attendant
n.
mutfak görevlisi
393
Military
mess orderly
n.
mutfak görevlisi
394
Military
field ration mess
n.
sahra rasyon mutfağı
395
Military
field mess
n.
sahra yemekhanesi
396
Military
mess kit
n.
sefertası
397
Military
mess gear
n.
sefer tası
398
Military
mess tin
n.
sefer tası
399
Military
mess kit
n.
sefer tası
400
Military
officers' mess
n.
subay yemekhanesi
401
Military
open mess
n.
subay gazinosu
402
Military
officer's mess
n.
subay tabldotu
403
Military
mess council
n.
tabldot heyeti
404
Military
mess dress
n.
tören kıyafeti
405
Military
mess account
n.
tabldot hesabı
406
Military
mess dinner
n.
veda yemeği
407
Military
mess kit
n.
yemek takımı
408
Military
mess gear
n.
yemek takımı
409
Military
officer's mess
n.
yemekhane
410
Military
mess tent
n.
yemek çadırı
411
Military
mess call
n.
yemek borusu
412
Military
mess tent
n.
yemekhane çadırı
413
Military
mess hall
n.
yemekhane
414
Military
mess jacket
n.
ziyafet ceketi
415
Military
mess jacket
n.
sosyal etkinliklerde veya hizmet sırasında giyilen, belin hemen altında biten ve önü açık şekilde yelekle veya kuşakla giyilen yarı resmi kuyruksuz bir erkek ceketi
416
Military
mess jacket
n.
subayların resmi gece etkinliklerinde giydiği kruvaze ceket
417
Military
mess kit [uk]
n.
gece etkinliklerinde giyilen resmi subay kıyafeti
Slang
418
Slang
a hell of a mess
n.
bombok bir durum
419
Slang
a mell of a hess (a hell of a mess)
n.
bombok bir durum
420
Slang
mess (something) up
v.
piç etmek
421
Slang
mess around
v.
boş yapmak
422
Slang
mess around
v.
amaçsızca takılmak
423
Slang
mess up
v.
berbat etmek
424
Slang
mess something up
v.
bir şeyin içine etmek
425
Slang
mess around
v.
dalgasına bakmak
426
Slang
mess up
v.
eline yüzüne bulaştırmak
427
Slang
mess around
v.
goy goy yapmak
428
Slang
mess up
v.
içine etmek
429
Slang
mess up
v.
mundar etmek
430
Slang
mess up
v.
(kavga ile) benzetmek
431
Slang
mess up
v.
pataklamak
432
Slang
mess up
v.
hırpalamak
433
Slang
mess up
v.
serseme çevirmek
434
Slang
mess up
v.
psikolojik olarak yıkmak
435
Slang
mess up
v.
ruhsal durumunu alt üst etmek
436
Slang
don't mess with me
expr.
bana bulaşma
437
Slang
don't mess with her
expr.
ona bulaşma
438
Slang
don't mess with him
expr.
ona bulaşma
439
Slang
don't mess with me
expr.
bana kelime oyunu yapma
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of mess
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy