miras - Turkish English Dictionary
History

miras



Meanings of "miras" in English Turkish Dictionary : 37 result(s)

Turkish English
Common Usage
miras legacy n.
miras heritage n.
miras inheritance n.
General
miras heirship n.
miras estate n.
miras patrimony n.
miras bequest n.
miras heirdom n.
miras inheritance n.
miras legacy n.
miras deceased's estate n.
miras heritage n.
miras inheriting n.
miras erf n.
miras hangover n.
miras cleronomy n.
miras stock [obsolete] n.
miras inherited adj.
Trade/Economic
miras inheritance n.
Law
miras estate n.
miras haereditas n.
miras succession n.
miras heritage n.
miras succession n.
miras legacy n.
miras inheritance n.
miras bequeathal n.
miras bequeathment n.
miras birthright n.
Politics
miras heirdom n.
Telecom
miras heritage n.
Latin
miras hereditas n.
Archaic
miras heritance n.
miras heirdom n.
miras heirdom [scotland] n.
miras heirship n.
miras heirship [scotland] n.

Meanings of "miras" with other terms in English Turkish Dictionary : 411 result(s)

Turkish English
Common Usage
miras olarak almak inherit v.
General
miras sözleşmeleri contracts for make wills n.
miras bırakanların mülkü decedent's estates n.
miras atraksiyonu heritage attraction n.
miras kalan şey remainder n.
kültürel miras cultural inheritance n.
miras kalma descent n.
tarihsel miras boyutu ön plana çıkarılan atraksiyon heritage attraction n.
miras ilmi science of islamic inheritance n.
miras bırakma legating n.
miras bırakan kimse legator n.
miras beklentisi olan kimse expectant n.
miras sözleşmeleri contracts to make wills n.
baba soylu miras patrilinearity n.
ana soylu miras matrilineal descent n.
vasiyetle miras bırakan devisor n.
miras hakkının devri sale of decedents' estates n.
şartlı tasarruf (miras) tail n.
miras kalan kimse legatee n.
miras hukuku law of decendent's estate n.
baba soylu miras patrilineal descent n.
ortak miras common heritage n.
babadan kalma miras patrimony n.
miras yoluyla kazanılan mülk fee n.
miras bırakan kişi legator n.
miras bırakma testacy n.
miras bırakılabilirlik inheritability n.
miras kalabilirlik inheritability n.
kültürel miras cultural heritage n.
miras payı distributive share n.
yasal miras legal heritage n.
miras bırakma bequeathing n.
ekonomik miras economic legacy n.
kentsel miras urban heritage n.
tarihi miras historical heritage n.
manevi miras moral heritage n.
hispanik miras hispanic heritage n.
fikir, inanç yahut inanç sistemi, kültür aracılığıyla yayılan yahut anne babadan geçen kültürel miras, gözlemleme ya da iletişim araçları vasıtasıyla edinilen davranış şekli meme n.
sembol tarihi miras landmark n.
saklı miras hidden heritage n.
devlete miras kalan mallara nezaretle görevli memur cheater [obsolete] n.
kültürel miras tradition n.
şartlı miras entailment n.
koşullu miras bırakma entailment n.
devlete miras kalan mallara nezaretle görevli memur excheator [obsolete] n.
vasiyet yazarak miras bırakan kimse willer n.
başkasının konumunu miras alan kimse heir n.
başkasının rütbesini miras alma hakkına sahip kimse heir n.
miras alabilir olma heritability n.
miras yoluyla geçen mülk parçası heritable n.
bir unvanı, makamı veya mülkü miras alma heritage n.
anneden miras kalan şefkat gibi duygu mother n.
miras yoluyla geçebilme descendibility n.
ailesinden (para) miras kalan kimse old money n.
ailesinden (para) miras kalan aile old money n.
ailesinden (para) miras kalan soy old money n.
ailesinden (para) miras kalan sülale old money n.
akrabalar arasında eşit miras bölüşümü sunan feodal bir arazi kullanım uygulaması parage n.
miras alabilme inheritability n.
ortak miras inheritance n.
nesneler arası miras ilişkisi inheritance n.
miras kalan mülk inheritance n.
miras kalan varlık inherited wealth n.
miras kalan servet inherited wealth n.
ortak miras coinheritance n.
müşterek miras coinheritance n.
vesayet ve miras mahkemesi hakiminin tasfiye memuruna yanıt vermesi için atadığı kimse dative executor n.
miras hakkı survivance n.
en büyük oğula miras kalması entail n.
(miras) kalmak be inherited from v.
miras kalmak bequested to v.
birine miras olarak hiç para bırakmamak cut someone off v.
miras bırakmak bequeath v.
miras olarak almak come into something v.
miras bırakmak hand down v.
miras olarak bırakmak bequeath v.
miras bırakmak legate v.
miras kalmak inherit from v.
miras kalmak pass to v.
miras kalmak descend v.
miras bırakmak leave a legacy v.
miras beklemek wait for a dead man's shoes v.
miras koşullarından kurtarmak disentail v.
miras almak inherit v.
bırakmak (miras olarak) leave v.
miras yoluyla sahip olmak come by v.
(miras) konmak come into v.
miras olarak almak come into v.
miras olarak almak inherit v.
birisine miras bırakmak bequeath something to someone v.
birisine miras bırakmak will something to someone v.
miras yoluyla geçmek transfer v.
miras bırakmak transmit v.
miras bırakmak hands-down v.
(miras) hakkına düşmek fall v.
miras olarak almak heir [dialect] v.
miras almak heir [dialect] v.
miras bırakmak give v.
(kalıt/veraset/miras) geçmek delapse v.
miras yolu ile geçmek demise v.
miras bırakılmak devolve v.
miras almak succeed v.
miras olarak almak succeed v.
(miras) bırakmak leave v.
(vasiyetle) miras bırakmak will v.
miras yoluyla geçen hereditary adj.
miras kalması mümkün olan inheritable adj.
miras kalan hand down adj.
miras kalan inherited adj.
miras bırakılmış legated adj.
miras yoluyla intikal etmeyen nonhereditary adj.
miras kalması mümkün olmayan noninheritable adj.
miras olarak kalamaz nonheritable adj.
miras olarak kalamaz noninheritable adj.
miras olarak bırakılamaz noninheritable adj.
miras olarak bırakılamaz nonheritable adj.
miras kalan inherited by adj.
(miras, taht vb.) gerçekten hak kazanmış apparent adj.
miras olarak geniş arazi sahibi landed adj.
anneden miras kalmış matriclinous adj.
anne tarafından miras kalmış matriclinous adj.
miras yoluyla unvana sahip olan hereditable adj.
miras yoluyla mülke sahip olan hereditable adj.
miras kalması mümkün olmayan moveable adj.
birkaç nesilden miras kalmış serveti olan (kimse) old-money adj.
(miras) boşta dormant adj.
(miras) ihmal edilmiş dormant adj.
(miras) sahipsiz dormant adj.
(miras) varissiz dormant adj.
(miras) aynı vasiyet sahibinin aynı mirasçılara bıraktığı cumulative adj.
miras bırakılabilir inheritable adj.
miras yoluyla pay edilebilen inheritable adj.
miras alabilen inheritable adj.
miras hakkı olan inheriting adj.
miras alabilen inheriting adj.
miras bırakılabilen inheriting adj.
miras bırakmamış successionless adj.
miras yolu ile alınan successive [obsolete] adj.
miras kalan successive [obsolete] adj.
miras yoluyla by inheritance adv.
miras yoluyla hereditably adv.
miras yoluyla inheritably adv.
Phrasals
miras bırakmak settle on v.
(miras olarak) kalmak come down v.
(miras olarak) geçmek come down v.
birine bir şeyi miras bırakmak pass something down (to someone) v.
birine bir şeyi miras bırakmak pass something on (to someone) v.
miras olarak bırakmak will away v.
miras bırakmak cut up for v.
bir şeyi birine miras olarak bırakmak leave something to someone v.
(bir şeyi) miras bırakmak pass on (something) v.
(bir şeyi) miras olarak bırakmak pass on (something) v.
miras bırakmak hands down v.
miras bırakmak bequeath to v.
(miras olarak bir şeye/yere) konmak come into (something or some place) v.
(miras olarak bir şeyin/yerin) üstüne konmak come into (something or some place) v.
(bir şeyi/yeri) miras olarak almak come into (something or some place) v.
bir şeyi miras bırakmak hand something down v.
(birinden/birine) miras kalmak hand down from (someone) to (one) v.
bir şeyi miras bırakmak hand something on v.
bir şeyi miras olarak bırakmak hand something on v.
(birinden bir özellik) miras almak inherit (something) from (someone) v.
(birinden bir şey) miras almak inherit (something) from (someone) v.
'-e miras bırakmak leave to v.
(birine) miras bırakmak leave to (one) v.
Proverb
saygın bir isme sahip olmak maddi miras kadar önemlidir a good name is a second inheritance
iyi bir itibar/isim bırakmak maddi miras kadar önemlidir a good name is a second inheritance
miras kalan on dolardansa kazandığın bir dolar yeğdir better a dollar earned than ten inherited
baba parası/miras yemektense az da olsa alın teriyle kazanmak yeğdir better a dollar earned than ten inherited
Idioms
aileden (miras) kalan/gelen para/servet silver spoon n.
(bir özelliği) miras olarak almak come honestly by v.
(bir karakter özelliği) miras kalmak come by (something) honestly v.
miras olarak sadece bir kuruş bırakmak cut off with a cent v.
birine büyük bir miras bırakmak leave someone sitting pretty v.
beş kuruş miras bırakmamak cut off with a shilling v.
miras almak come in for v.
miras almak come into v.
(miras ile) paraya konmak come into money v.
(miras ile) servete konmak come into some money v.
(miras ile) servete konmak come into money v.
(miras ile) paraya konmak come into a fortune v.
(miras ile) servete konmak come into a fortune v.
(miras ile) servete konmak come into a small fortune v.
(miras ile) paraya konmak come into a small fortune v.
(miras ile) paraya konmak come into some money v.
(miras vb. gibi) şans yüzüne gülmek have got it made in the shade v.
(miras vb. gibi) şans yüzüne gülmek have it made in the shade v.
bize miras kalmak come down to us v.
(birine) beş kuruş miras bırakmamak cut (one) off with a cent v.
aileden (miras) kalan/gelen para/servet old money expr.
Formal
miras yoluyla yönetici olan kimse hereditary n.
lordlar kamarası'nda miras yoluyla lord olan kimse hereditary n.
Trade/Economic
kişinin yaşam süresi boyunca belirli bir muafiyet kapsamına girmeyen, bağış olarak belirlenen ve dolayısıyla miras vergisi yükümlülüğü doğuran değer aktarımı chargeable transfer n.
net miras net estate n.
miras alınmamış para ve servet new money n.
miras olmaksızın sonradan servet edinmiş varlıklı kişi veya aile new money n.
babadan kalan miras patrimony n.
kanuni miras hakkı title by descent n.
mahfuz miras hissesi falcidian portion n.
miras bırakma devise n.
miras yoluyla edinme title by descent n.
tevarüs ettiği miras linear inheritance n.
yasal miras hakkı title by descent n.
miras yoluyla devralmak inherit v.
miras olarak almak inherit v.
Law
miras intikal vergisi relief [scottish] n.
miras hakkı remainder n.
aileden kalan miras family inheritance n.
bazı abd eyaletlerinde vesayet ve miras konularına bakan mahkeme court of orphans n.
belirli bir füru zümresine geçen miras hakkı entail n.
baba tarafındaki bir kimseden miras bırakılan mal paternal property n.
başkasına miras yoluyla geçen mülkü işgal eden kimse abator n.
baba tarafından bırakılan miras paternal inheritance n.
baba tarafındaki bir kimseden bırakılan miras paternal inheritance n.
baba tarafından geçen miras paternal inheritance n.
bir şahsın miras aracılığıyla sahip olduğu ve sadece mahfuz hisseli mirasçılarına kalabilen mallar estate in fee-tail n.
canterbury ve york bölgesi miras işleri mahkemesi prerogative court n.
devlete miras kalan mallara nezaretle görevli memur escheator n.
eşinden yüklü miras kalmış dul kadın dowager n.
eşinin ölümünden sonra kocasına geçen miras hakkı curtesy n.
eski roma'da miras davalarına bakan mahkeme centumvir n.
eski roma'da miras davalarına bakan mahkeme centumviri n.
herhangi bir veraset talebinde bulunulmayan miras vacant succession n.
kendisine miras kalan şahıs heir n.
kocasına ait malların üzerinde yasal miras hissesine sahip olan dul kadın dowress n.
mansup miras testamentary heir n.
kültürel miras cultural heritage n.
miras sözleşmesi inheritance contract n.
miras hukuku inheritance law n.
miras yoluyla intikal etme transfer by inheritance n.
miras payı pourparty n.
miras hukuku law of succession n.
miras avukatı probate attorney n.
miras avcısı legacy hunter n.
miras bırakanların terekesi decedent's estates n.
miras kalan kimse legatee n.
miras bırakılan gayrimenkul mal corporeal hereditament n.
miras iktisabı devolution of an inheritance n.
miras borçlarının az olması şartıyla mirası kabul eden varis beneficiary heir n.
miras hukuku law on successions n.
miras payı purparty n.
miras haklarını yitirme loss of inheritance rights n.
miras şirketinin açılması opening of succession n.
miras mukavelesi testamentary pact n.
miras sözleşmesi agreement of inheritance n.
miras hissesi share in the inheritance n.
miras olarak bırakılabilen maddi mallar corporeal hereditaments n.
miras bırakanın menkul değerlerinden belirli bir hissesini oluşturan bağış specific legacy n.
miras yoluyla geçmemiş/edinilmemiş mülk acquest n.
miras mukavelesi testamentary contract n.
miras bırakılabilen yararlanma hakkı estate of inheritance n.
miras hukuku law of inheritance n.
miras hesapları estate accounting n.
miras kavgası inheritance dispute n.
miras paylaşımı portion of the inheritance n.
miras dışındaki yollarla elde edilmiş mal acquest n.
miras hissesinin tayini determination of share in estate n.
miras hissesi pourparty n.
miras bırakanın servetinden ödenecek olan para general legacy n.
miras hissesi purpart n.
miras sözleşmesi testamentary contract n.
miras hakkı right of succession n.
mirasın varislerinden yaşça en büyük olanına miras hisselerini seçme konusunda tanınan hak esnecy n.
miras kalma descent n.
miras intikali descent n.
miras hissesi purparty n.
miras planlaması inheritance planning n.
miras işlerine bakan hakim prerogative officer n.
miras konusu olabilen eşyalar caduca n.
miras tasfiyesi son hesabı residuary account n.
miras ve vasiyet davalarına bakan mahkeme surrogate's court n.
miras yoluyla kalan arazi hereditary land n.
miras hukuku kuralları canons of descent n.
miras payı purpart n.
miras vergisi succession duty n.
miras hakkı reversion n.
miras konusu olabilen şeyler hereditament n.
miras bırakanların terekesi decedent's estate n.
miras olarak bırakılabilen maddi mal corporeal hereditament n.
miras dolandırıcısı legacy hunter n.
miras hukuku kuralları canons of inheritance n.
miras ortaklığı community of heirs n.
miras avcısı captator n.
miras bırakılan gayrimenkul mallar corporeal hereditaments n.
net miras miktarı net succession n.
ölen kimsenin borçlarının ödenmesi sonrası arta kalan miras malları residuary bequest n.
somut olmayan kültürel miras intangible cultural heritage n.
vasiyet edilen kişinin ölmesi üzere hükümsüz olmuş miras lapsed legacy n.
vesayet ve miras mahkemesi court of probate n.
vesayet ve miras davaları mahkemesi court of ordinary n.
varisleri belli olmayan miras vacant succession n.
vasiyetle miras bırakma devising n.
vasiyet edilen kişinin ölmesi üzere hükümsüz olmuş miras lapsed devise n.
(abd'de) miras payı elective share n.
kendisine miras bırakılan kimse legatee n.
miras bırakma bequeathal n.
miras bırakma bequeathment n.
ailenin ilk veya erkek çocuğuna ait olan miras hakkı majorat n.
mevcut zamanda başlayıp herhangi bir koşula bağlı olmayan miras hakkı vested legacy n.
mülk sahibi tarafından mirasçılarına verilen bir tür miras hakkı vested remainder n.
varisin miras bırakana ait borçlardan sadece iktisap ettiği şeylerin değeri oranında sorumlu olma hakkı benefit of inventory n.
miras miktarı quantity of estate n.
(ingiltere'de) miras ve boşanma davalarına bakan kıdemli hükümet avukatı queen's proctor n.
(bir kimseden) miras almak için aynı soydan gelen en değerli kişi worthiest of blood n.
miras kalan malları alma hakkı olan kimse heir [scotland] n.
yalnızca taşınır malları miras alan kimse heir [scotland] n.
özel bir gelenek veya bir vasiyetin şartları uyarınca miras kalan menkul mal heirloom n.
miras kalan mallar dışında mirasçının almaya hak kazandığı belirli türdeki menkul eşyalar heirship movables n.
miras yoluyla geçebilen mülk hereditaments n.
miras kalan mülk heritage n.
miras alınabilecek mülk heritage n.
kanuni veraset yoluyla miras kalan bir şey heritage n.
kanuni veraset yoluyla miras alınan bir şey heritage n.
birtakım devredilemez mülklerin en genç erkek varise miras kalmasını gerektiren eski bir teamül minorat n.
miras intikali descender [obsolete] n.
miras kalma descender [obsolete] n.
kanuni miras hakkı descender [obsolete] n.
taşınabilir veya miras yoluyla geçebilen malların varislere merhumun vasiyetnamesindeki sıraya göre tayin edilmesi destination [scotland] n.
taşınabilir veya miras yoluyla geçebilen malların merhumun vasiyetnamesindeki sıraya göre tayin edildiği varisler destination [scotland] n.
(miras yoluyla) mülk sahibi olan kimse odaller n.
miras yoluyla geçen mülk immovable [scotland] n.
miras yoluyla geçen mülk immoveable [scotland] n.
(iskoçya'da) reform hareketi'nden sonra miras, boşanma gibi meselelere bakması için kurulan yerel mahkemelerin yargıçlarına verilen ad commissary n.
satın alma, miras gibi yollar dışında mülk edinme conquest n.
satın alma, miras gibi yollar dışında edinilen mülk conquest n.
miras bırakma infeftment [scotland] n.
(iskoç hukukunda) kendisine mülk miras bırakılan kimse institute n.
kadın öldükten sonra kocasına geçen miras hakkı courtesy n.
dul kadına kocasının mülkünden miras düşen pay dower n.
yalnızca miras bırakanın fürularına aktarılabilen arazi mülkiyeti fee tail n.
yalnızca miras bırakanın fürularına aktarılabilen arazi fee tail n.
(iskoç hukukunda) taşınabilir veya miras alınabilen malların mülkiyetini koruma amaçlı dava possessory action n.
veraset ve miras mahkemesi hakimi ordinary [us] n.
(eskiden) new jersey'de bulunan vesayet ve miras mahkemesi prerogative court n.
ikinci oğlanın miras hakkı secundogeniture n.
miras hakkının ikinci oğlana ait olduğu hukuk sistemi secundogeniture n.
ikinci oğlana kalan miras secundogeniture n.
ikinci oğlanın miras hakkı secundo-geniture n.
miras hakkının ikinci oğlana ait olduğu hukuk sistemi secundo-geniture n.
ikinci oğlana kalan miras secundo-geniture n.
miras yolu ile devir transfer by inheritance n.
miras yoluyla aktarılabilen mülk freehold n.
varis kabul edildiği halde daha yakın bir varisin doğumu ile miras hakkı düşebilecek olan kimse presumptive heir n.
miras devrinin vefat durumundan altmış gün önce gerçekleştirildiğinin doğrulanması koşuluyla yapılan yardım supportance [scotland] n.
miras devrinin vefat durumundan altmış gün önce gerçekleştirildiğinin doğrulanması koşuluyla yapılan yardım supportation [obsolete] n.
miras olarak bırakmak give devise and bequeath v.
miras yoluyla geçmek descend v.
miras olarak bırakmak bequeath v.
(miras için) alacaklı tespit etmek appoint v.
miras yoluyla geçirmek devolve [obsolete] v.
(birine) miras bırakmak infeft v.
miras bırakılan transitive adj.
baba tarafından geçen (miras vb) patrimonial adj.
miras yoluyla geçebilen descendible adj.
miras olarak kalan hereditary adj.
miras intikaline ait reversionary adj.
miras yoluyla geçebilen heritable adj.
vasiyetname bırakmadan ölen kimseden miras alma ile ilgili abintestate adj.
şartlı olmayan (miras) unentailed adj.
sadece belirli kişilere verilmeyen (miras) unentailed adj.
miras bırakılabilir bequeathable adj.
miras belirten bir belgeye sahip olan willed adj.
miras alabilen heritable adj.
miras alabilir heritable adj.
miras toprakları olan infeft adj.
elinde miras toprak bulunduran infeft adj.
miras alan infeft adj.
Politics
(hindistan) miras yolu ile bırakılmış mülk taluk n.
(hindistan) miras yolu ile bırakılmış mülk taluka n.
(hindistan) miras yolu ile bırakılmış mülk talooka n.
avrupa konseyi kültürel miras komitesi cultural heritage committee of the council of europe n.
kültürel miras ihtisas komitesi cultural heritage expert committee n.
unesco dünya miras komitesi unesco world heritage committee n.
avrupa konseyi kültürel miras ve peyzaj komitesi the steering committee for culture, heritage and landscape (cdcpp) n.
Institutes
dünya miras alanları şube müdürlüğü section of world heritage sites n.
Insurance
miras sigortası legacy assurance n.
Tourism
kültürel miras cultural heritage n.
kültürel miras turizmi heritage tourism n.
kültürel miras turizmi cultural heritage tourism n.
Computer
bir diğer kod elemanından miras yoluyla türeyen sınıf inheritor n.
Medical
genetik miras genetic inheritance n.
genetik miras genetic heritage n.
Anatomy
atalardan evrimleşerek miras kalmayıp yeni gelişmiş olan anatomik özellik neomorph n.
Biology
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere miras bırakıldığını savunan bir teori lamarckism n.
ekolojik miras ecological succession n.
Social Sciences
geleneksel hawaii toplumunda miras yoluyla geçen yönetici sınıfının bir mensubu ali'i n.
somut olmayan kültürel miras intangible cultural heritage n.
History
eski roma'da miras davalarına bakan mahkeme makamı centumvirate n.
maria theresa'nın egemenliğini miras aldığı imparatorluk kararnamesi pragmatic sanction n.
eski roma'da miras davalarına bakan mahkemeye ait veya ilgili centumviral adj.
Religious
ruhun bedenle birlikte ebeveynlerden miras alındığı inancına sahip kimse traducian n.
ruhun bedenle birlikte ebeveynlerden miras alındığı inancı traducianism n.
ruhun bedenle birlikte ebeveynlerden miras alındığı inancına sahip kimse traducianist n.
Environment
dünya miras listesi world heritage list n.
dünya miras alanları world heritage sites n.
Art
sanatsal kalıt/miras artistic patrimony n.
Latin
anneden geçen miras bona materna n.
baba tarafındaki bir kimseden bırakılan miras patrimonium n.
baba tarafından bırakılan miras patrimonium n.
baba tarafından geçen miras patrimonium n.
Archaic
miras beklentisi expectations n.
dul kadına kocasının mülkünden miras düşen pay dowery n.
miras yolu ile devredilen mülk premises n.
miras yolu ile devredilen mülk premisses n.
miras bırakmak bequethen v.
soydan gelen yasal miras ile elde edilen statüye ait kindly adj.
soydan gelen yasal miras ile elde edilen statü ile ilişkili kindly adj.
Slang
(birleşik devletler'in batısında) miras kalmış evde oturan kimse sooner n.
Star Wars
gemi ve servis miras müzesi bürosu bureau of ships and services heritage museum n.
miras müzesi heritage museum n.
miras yt çivit mavisi legacy yt indigo blue n.