Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
Hide
Details
Clear
History :
clochettes
face interne de tranchée
on with someone
History
Sentences
Meanings of
"on with someone"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
Colloquial
1
Colloquial
on with someone
expr.
birine uygun (tarih, randevu)
Meanings of
"on with someone"
with other terms in English Turkish Dictionary : 138 result(s)
Category
English
Turkish
Phrasals
1
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) iyi geçinmek
They are always there and help us in Europe to understand each other better, and to
get on
better with each other.
Her zaman oradalar ve Avrupa'da birbirimizi daha iyi anlamamıza ve birbirimizle daha
iyi geçinmemize
yardımcı oluyorlar.
More Sentences
2
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) geçinmek
He is a man hard to
get on with.
O zor
geçinen
bir adam.
More Sentences
Phrases
3
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) eşit
In the polls, both parties are
on par.
Anketlerde iki parti de
eşit
durumda.
More Sentences
Idioms
4
Idioms
on good terms (with someone)
expr.
(birisiyle) iyi ilişkiler içinde
Nancy has been
on good terms
with my sister for more than five years.
Nancy, beş yıldan fazla süredir ablam ile
iyi ilişkiler içindedir.
More Sentences
General
5
General
be on bad terms (with someone)
v.
araları bozulmak
6
General
go in with someone on
v.
bir şeyde biriyle ortak olmak
7
General
have a discussion on/about something with someone a lot
v.
çok tartışmak
8
General
talk on the telephone (with someone)
v.
telefonlaşmak
9
General
be on good terms with someone
v.
birisiyle iyi ilişkiler içinde olmak
10
General
be on bad terms with someone
v.
birisiyle ilişkileri kötü olmak
11
General
be on a par with someone
v.
aynı kulvarda olmak
12
General
keep on talking with someone
v.
görüşmeye devam etmek
13
General
on an equality with (someone)
adv.
anlaşmış vaziyette (birisiyle)
Phrasals
14
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
müzakere etmek
15
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
fikir alışverişinde bulunmak
16
Phrasals
confer on someone or something (with someone)
v.
durumu görüşmek/tartışmak
17
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
müzakere etmek
18
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
fikir alışverişinde bulunmak
19
Phrasals
confer (on someone or something) with someone
v.
durumu görüşmek/tartışmak
20
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
21
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
22
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
23
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
24
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konu hakkında) tartışmak
25
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
26
Phrasals
differ (with someone) on something
v.
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
27
Phrasals
catch on with someone
v.
(ürün vb) popüler olmak
28
Phrasals
try something on with someone
v.
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
29
Phrasals
catch on with someone
v.
(ürün) tutmak
30
Phrasals
sign on (with someone or something) (as something)
v.
...olarak ekibe dahil etmek
31
Phrasals
look on with someone
v.
(kağıda/deftere vb) birisiyle bakmak
32
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) kudurmak
33
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) gürültü patırtı etmek
34
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) taşkınlık yapmak
35
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) ilişkisi olmak
36
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) kırıştırmak
37
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(biriyle) flört etmek
38
Phrasals
carry on with (someone)
v.
(birine) kur yapmak
39
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak
40
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak
41
Phrasals
compromise on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde anlaşmak
42
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak
43
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak
44
Phrasals
compromise (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde anlaşmak
45
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) üzerinde/konusunda uzlaşmak
46
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) konusunda anlaşmaya varmak
47
Phrasals
compromise (on something) with (someone)
v.
(biriyle bir şey) üzerinde anlaşmak
48
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak
49
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak
50
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
51
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak
52
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak
53
Phrasals
concur on someone or something (with someone)
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak
54
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında anlaşmak
55
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında uyuşmak
56
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
57
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında hemfikir olmak
58
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında/üzerinde uzlaşmaya varmak
59
Phrasals
concur (on someone or something) with someone
v.
(biriyle) biri/bir şey hakkında mutabık olmak
60
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak
61
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak
62
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda) elbirliği etmek
63
Phrasals
cooperate with someone (on something)
v.
biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek
64
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir şey üstünde) beraber çalışmak
65
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak
66
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda) elbirliği etmek
67
Phrasals
cooperate (with someone) on something
v.
biriyle (bir konuda/işte) el ele vermek
68
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak
69
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde ortak çalışmak
70
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak
71
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) elbirliği etmek
72
Phrasals
cooperate on (something) with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek
73
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde beraber çalışmak
74
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) üstünde ortak çalışmak
75
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak
76
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) elbirliği etmek
77
Phrasals
cooperate with (someone or something) on (something)
v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda/işte) el ele vermek
78
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) aynı fikirde olmamak
79
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) hemfikir olmamak
80
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak
81
Phrasals
disagree (with someone) (on someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında birine) katılmamak
82
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) geçinmek
83
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) iyi arkadaş olmak
84
Phrasals
get on (with someone)
v.
(biriyle) arası iyi olmak
85
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) iyi geçinmek
86
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) anlaşmak
87
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) uyuşmak
88
Phrasals
get on with (someone)
v.
(biriyle) arkadaş olmak
89
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
90
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
91
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
Phrases
92
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) senli benli
93
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) iyi arkadaş
94
Phrases
on a first-name basis (with someone)
expr.
(biriyle) yakın arkadaş
95
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) denk
96
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
97
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
98
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
99
Phrases
on par (with someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) eşdeğer
Idioms
100
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
birisiyle iyi arkadaş olmak
101
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle sıkı fıkı olmak
102
Idioms
be not on speaking terms (with someone)
v.
birine dargın/küskün olmak
103
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle samimi olmak
104
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
birini çok iyi tanımak
105
Idioms
be on the outs with someone
v.
biriyle dargın olmak
106
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
birisiyle iyi arkadaş olmak
107
Idioms
be on first name terms with someone
v.
biriyle senli benli olmak
108
Idioms
be on good terms with someone
v.
biriyle arası iyi olmak
109
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
birini çok iyi tanımak
110
Idioms
be on the outs with someone
v.
biriyle küs olmak
111
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
biriyle senli benli olmak
112
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
iyi arkadaşı olmak
113
Idioms
be on a first-name basis with someone
v.
iyi arkadaşı olmak
114
Idioms
carry on with someone
v.
mercimeği fırına vermek
115
Idioms
get on a first-name basis with someone
v.
senli benli olmak
116
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
117
Idioms
go one-on-one with (someone)
v.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
118
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) merhaba merhaba olmak
119
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) selamlaşma düzeyinde tanışmak
120
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) sadece aşina olmak
121
Idioms
be on nodding terms (with someone)
v.
(biriyle) aşinalık düzeyinde tanışmak
122
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) samimi olmak
123
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) arkadaşça/dostça bir ilişkisi olmak
124
Idioms
be on friendly terms with (someone)
v.
(biriyle) arası iyi olmak
125
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) eşit
126
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(birine/bir şeye) denk
127
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı değerde
128
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde
129
Idioms
on a par with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı kulvarda
130
Idioms
on good terms (with someone)
expr.
(biriyle) arası iyi
131
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası şekerrenk
132
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası limoni
133
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) araları/arası açık
134
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) küs
135
Idioms
on the outs (with someone)
expr.
(biriyle) dargın
Slang
136
Slang
get on real well with someone
v.
aynı frekansta olmak
137
Slang
get on real well with someone
v.
birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak
138
Slang
get on real well with someone
v.
çok iyi anlaşmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of on with someone
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy