organised - Turkish English Dictionary

organised

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "organised" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

English Turkish
General
organised adj. organize
Will this agreement make the fight against organised crime more effective?
Bu anlaşma organize suçlarla mücadeleyi daha etkin hale getirecek mi?

More Sentences
organised adj. örgütlü
Those myths are nourished on a daily basis by organised opponents, some of whom we have, of course, in Parliament.
Bu efsaneler, bazıları Parlamento'da da bulunan örgütlü muhalifler tarafından her gün beslenmektedir.

More Sentences
organised adj. organize olmuş
This obviously has to do with us being organised in the wrong way.
Bunun yanlış bir şekilde organize olmamızla ilgisi olduğu açıktır.

More Sentences
organised adj. düzenli
I am very good at appearing organised, although the reality is somewhat different.
Gerçek biraz farklı olmasına rağmen düzenli görünmede çok iyiyim.

More Sentences
Trade/Economic
organised adj. örgütlü
Since then, meetings with organised civil society have also been taking place.
O zamandan beri, örgütlü sivil toplumla da toplantılar yapılıyor.

More Sentences
Medical
organised adj. organize
The European Union, Europe, will become one huge Disneyland for organised crime.
Avrupa Birliği, Avrupa, organize suçlar için büyük bir Disneyland haline gelecektir.

More Sentences
General
organised adj. teşkilatlanmış
organised adj. düzenlenmiş
organised adj. kurulmuş
organised adj. tertipli
organised adj. teşekküllü
organised adj. teşkilatlı
organised adj. organizmaya özgü özellikleri gösteren
organised adj. bir kuruluşa üyelikle ilgili
Trade/Economic
organised adj. market örgütlü piyasa
organised adj. kurulmuş
Slang
organised adj. sarhoş

Meanings of "organised" with other terms in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

English Turkish
General
well-organised adj. iyi organize edilmiş
Well-organised, sole responsibility is the key word.
İyi organize edilmiş, tek sorumluluk anahtar kelimedir.

More Sentences
Politics
organised crime n. örgütlü suç
The new law gives a detailed definition of organised crime.
Yeni yasa, örgütlü suçun ayrıntılı bir tarifini vermektedir.

More Sentences
General
organised person n. planlı insan
well-organised adj. iyi örgütlenmiş
well-organised adj. iyi organize olmuş
in an organised manner adv. örgütlü bir şekilde
Trade/Economic
organised industrial zone n. organize sanayi bölgesi
Law
organised crime group n. organize suç örgütü
serious organised crime agency (soca) n. organize ağır suçlar dairesi
fight against organised crime n. örgütlü suçla mücadele
serious organised crime agency (soca) n. örgütlü ağır suçlar dairesi
Politics
pre-accession pact on organised crime n. organize suça yönelik üyelik öncesi paktı
Institutes
department of anti-smuggling and organised crime n. kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi başkanlığı
department of anti-smuggling and organised crime n. kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele dairesi
department of anti-smuggling and organised crime n. kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele daire başkanlığı
department of anti-smuggling and organised crime n. kom başkanlığı
department of agriculture and livestock organised zones n. organize tarım ve hayvancılık bölgeleri daire başkanlığı
department of organised agriculture and livestock zones n. organize tarım ve hayvancılık bölgeleri daire başkanlığı
Social Sciences
organised society n. örgütlü toplum