Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
round-face break bar
işçi sendika üyeleri
gift certificates
salınan
History
Sentences
Meanings of
"salınan"
in English Turkish Dictionary : 5 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
salınan
oscillatory
adj.
2
General
salınan
swinging
adj.
3
General
salınan
libratory
adj.
4
General
salınan
oscillational
adj.
Technical
5
Technical
salınan
oscillating
adj.
Meanings of
"salınan"
with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
salınan kimse
oscillator
n.
2
General
salınan şey
oscillator
n.
3
General
boşta salınan
free-floating
adj.
4
General
salınan (elbise)
swingy
adj.
5
General
tüy gibi salınan
feathery
adj.
Industry
6
Industry
endüstriyel üretimin yan ürünü olarak salınan florokarbon
hfc
n.
Technical
7
Technical
salınan su
penduiar water
n.
8
Technical
salınan çubuk
rock staff
n.
9
Technical
salınan cismin bir uç sınırdan diğerine tek salınımı
oscillation
n.
10
Technical
sarmalda dönen veya sarmalda salınan
voluted
adj.
Electric
11
Electric
yüksek sıcaklıkta salınan elektron
thermoelectron
n.
Automotive
12
Automotive
dingile tutturulmuş ve çerçeveye bağlı olarak salınan ve dingili şaşı çerçevesine göre dik konumda tutan rotlar
radius rods
n.
Medical
13
Medical
endotel hasarından sonra salınan ve düz kas hücrelerini çoğaltan madde
cytokine
n.
14
Medical
t hücreleri tarafından salınan çok çeşitli kan hücresi türlerinin çoğaltılmasını uyaran bir sitokin
interleukin-3
n.
Physiology
15
Physiology
salınan graaf folikülünün yerini alan sarı cismin tekrar emiliminden sonra yumurtalıkta kalan beyaz fibröz skar
corpus albicans
n.
16
Physiology
norepinefrin tarafından uyarılan veya salınan
noradrenergic
adj.
Pathology
17
Pathology
özellikle bataklık alanlarda salınan gazlarla hastalığa sebep olan zehirli bir maddenin bulaşmış olduğu hava
malaria
n.
Physics
18
Physics
termiyonik emisyon tarafından salınan elektronların sonucu olarak iki elektrot arasında üretilen elektrik akımı
thermionic current
n.
19
Physics
atomların veya moleküllerin tek bir frekansta düzgün bir şekilde salınan temel bir titreşim hareketinin kuantum mekaniğinde ifade edilmesi
phonon
n.
20
Physics
salınan evren
pulsating universe
n.
21
Physics
salınan evren
oscillatory universe
n.
22
Physics
katottan veya elektron tabancasından salınan elektron sayısının ölçümü
emission
n.
23
Physics
sıfır zamanda salınan veya titreyen bir cismin yer değiştirmesi
epoch
n.
Chemistry
24
Chemistry
endüstriyel yan üründen salınan florokarbon
hydrofluorocarbon
n.
25
Chemistry
alüminyum üretilirken salınan güçlü bir sera gazı
pfc
n.
Biology
26
Biology
doğal katil hücreler ve sitotoksik t lenfositleri tarafından salınan bir protein
perforin
n.
Astronomy
27
Astronomy
güneşin iç kısımları hakkında bilgi edinilebilen, güneş veya süpernovalar tarafından salınan nötrinoların tespiti
neutrino astronomy
n.
Environment
28
Environment
fosil yakıt ile salınan ısı enerjisi
fossil energy
n.
Sport
29
Sport
dışa doğru salınan kol ile
round-arm
adv.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of salınan
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy