tımar - Turkish English Dictionary
History

tımar



Meanings of "tımar" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
timar n. tımar

Meanings of "tımar" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
tımar manor n.
tımar feudality n.
tımar feud n.
tımar benefice n.
tımar fiefdom n.
tımar feod n.
tımar fee n.
tımar vavasour n.
tımar currying n.
tımar grooming n.
tımar vassalage n.
tımar appanage n.
tımar timar n.
tımar fief n.
tımar feoff n.
tımar commandery n.
tımar feu n.
tımar fief-fee in ottoman empire n.
tımar commendation n.
Politics
tımar manor n.

Meanings of "tımar" with other terms in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

Turkish English
General
tımar sahibi mesne lord n.
tımar fermanı enfeoffment n.
tımar veren kimse feoffer n.
tımar sahibi feoffee n.
at tımar eden kimse groomer n.
tımar/tımar sahipliği fiefdom n.
tımar eldiveni grooming mitt n.
tımar sahibinin konutu manor house n.
tımar fermanı infeodation n.
tımar olarak verme infeodation n.
tımar sözleşmesi infeodation n.
tımar sahipliği fief n.
tımar etmek groom v.
tımar etmek curry v.
tımar etmek groom v.
(hayvanı) tımar etmek dress v.
tımar ile ilişkili manerial adj.
tımar üzerine kurulu manerial adj.
tımar sistemine dayalı manorial adj.
tımar sistemiyle feudally adv.
Law
tımar vergisini iki yıl ödememe sonucu tımar hakkının kaybedilmesi tinsel of the feu [scottish] n.
tımar şeklinde verme enfeoffing n.
tımar veya zeamet verme enfeoffing n.
(eski ingiliz hukukunda) tımar sahibinin kendi arazisini gübrelemek için kiracısının koyunlarını kullanma hakkı faldage n.
(eski ingiliz hukukunda) genellikle tımar sahibine ait olan, koyun sürülerini otlatarak araziyi gübrelemede kullanma ayrıcalığı foldage [obsolete] n.
(bazı tımar sahibi lordlara verilen) hırsız yargılama yetkisi infangthef n.
(bazı tımar sahibi lordlara verilen) hırsız yargılama yetkisi infangthief n.
tımar fermanı infeodation n.
tımar olarak verme infeodation n.
tımar sözleşmesi infeodation n.
tımar vergisinin iki katına çıkarılması duplicand [scotland] n.
iki katına çıkarılan tımar vergisi duplicand [scotland] n.
tımar vergisinin iki katına çıkarılması duplicando [scotland] n.
iki katına çıkarılan tımar vergisi duplicando [scotland] n.
(eski ingiliz hukukunda) tımar veya derebeylikte tam yargı yetkisi soc and sac n.
tımar veya zeamet vermek enfeoff v.
tımar şeklinde vermek enfeoff v.
tımar vermek enfeoff v.
tımar vermek infeoff [obsolete] v.
tımar şeklinde verilmiş enfeoffed adj.
Politics
tımar sistemi seigneurialism n.
tımar sistemi manorialism n.
tımar sahibi mesne lord n.
tımar sistemi manorial system n.
tımar vermek enfeoff v.
Breeding
hayvan kürkünü tımar etmek için kullanılan bükülmüş ve kıvrılmış saman pedi wisp [uk] n.
at tımar fırçası groomer n.
History
tımar verilmiş şehzade (prens) appanagist n.
tımar olarak verme enfeoffment n.
tımar sözleşmesi enfeoffment n.
tımar mülkiyeti enfeoffment n.
tımar sahibinin arazisi mesnalty n.
tımar arazisi sahibi olma mesnalty n.
tımar sahibinin arazisi mesnality n.
tımar arazisi sahibi olma mesnality n.
tımar işleyen kimse liege subject n.
(askeri hizmet ile kazanılmayan) tımar improper feud n.
derebeyi-köylü arasındaki tımar ilişkisi infeudation n.
Archaic
tımar fermanı infeoffment n.
tımar olarak verme infeoffment n.
tımar sözleşmesi infeoffment n.
(tımar) derebeyine intikal etmek fall v.